
Verimli kapasite kullanımı, dijitalleşme, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, lojistik maliyetleri azaltacak alternatifler ile globalde yerel oyuncular yaratmak sektörümüzü gelecekte güçlendirecek
Suat ÇALBIYIK
ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı
Verimli kapasite kullanımı, dijitalleşme, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, lojistik maliyetleri azaltacak alternatifler ile globalde yerel oyuncular yaratmak sektörümüzü gelecekte daha da güçlendirecek
Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası’nın kuruluşu ve faaliyet alanlarından kısaca bahsedebilir misiniz?
Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS), üyelerinin çalışma ilişkilerinde; ortak hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek, üyelerinin verimli çalışmalarına destek olmak, toplu iş sözleşmesi süreçlerini yönetmek, iş sağlığı ve güvenliğini geliştirmek amacıyla 1964 yılında kurulmuş bir işveren sendikasıdır. ÇEİS, endüstri ilişkileri ve insan kaynakları faaliyetleriyle birlikte, iş sağlığı ve güvenliği, mesleki eğitim, meslek standartları ve mesleki yeterlilikler ile ekonomik araştırmalar ve istatistik faaliyetlerini yürütmektedir.
Çimento sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin tamamına yakınının üyesi bulunduğu ÇEİS, bugün 36 kuruluşa bağlı 65 tesisi yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda platformda temsil etmektedir.
Türkiye çimento sektörü dünya ile yarışabilecek bir altyapı, kapasite, üretim ve satış hacmine sahip. Sizden genel bir sektör değerlendirmesi alabilir miyiz?
Türk çimento sektörü gelişmiş altyapı ve yüksek teknolojiyle donatılmış üretim tesisleri ile küresel ölçekte söz sahibi bir konumdadır. Sektörümüz, Türkiye’de 55’i entegre ve 23’ü öğütme olmak üzere toplam 78 tesiste yaklaşık 19 bin kişiye istihdam yaratmaktadır.
Dünyanın en büyük üretici ülkelerinden biri olan Türkiye, 2019 yılında iç pazardaki ihtiyacı karşılamasının yanı sıra, toplam çimento ve klinker üretiminin %33’ünü ihracata konu etmiştir. Türkiye, 2019 yılı Uluslararası Ticaret Merkezi (ITC) verilerine göre, toplam 23,1 milyon tonluk çimento ve klinker ihracatı ile Vietnam’ın ardından dünyanın en büyük 2. ihracatçısıdır.
Dünya ile kıyasladığımızda Türk çimento sektörünün genel konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye dünya ile yarışan değil, dünyada öncü olan bir konumdadır. Yüksek kaliteli ve uygun fiyatlı Türk çimentosu, dünyanın dört bir yanındaki ülkeler tarafından büyük ilgi görmektedir. Sektörümüz bugün Amerika’dan Afrika’ya, Kamerun’dan Gine’ye varana kadar 100’ün üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştirmektedir. 2019 yılına baktığımızda en çok ihracat yaptığımız 3 ülke sırasıyla ABD, İsrail, Gana olarak kayda geçmiştir. 2018 yılında 13 milyon ton civarında olan klinker ve çimento ihracatı, 2019 yılında 23 milyon tonu aşmıştır. Türk çimento sektörü olarak bu denli büyük rakamlara ulaşmak hepimiz için bir gurur kaynağı olmakla beraber, artık küresel platformlarda yerel markalar içerisine, Türk Çimento Sektörü oyuncularının daha fazla yerleşmesinin zamanının geldiğine inanıyorum.
Son dönemde çimento sektörünü etkileyen küresel, bölgesel ve yerel trendler nelerdir? Sektörün geleceği nasıl şekillenecek?
Hepimizin yakından takip ettiği gibi, tüm dünyanın yaşayış biçimi ve normallerini dönüştüren bir salgın süreci içerisindeyiz. Covid-19 salgınının yarattığı belirsizlik ortamı, diğer her sektörü olduğu gibi, Türk çimento sektörünü de etkileyen önemli bir değişken oldu.
Bu konuda ÇEİS olarak çok hızlı aksiyon alarak, Deloitte Türkiye iş birliği ile “Yeni Koronavirüsün Türk Çimento Sektörüne Etkileri Raporu”nu hazırladık. Salgınının Türkiye ve dünya üzerinde yarattığı durumu analiz etmek, mevcut durumun Türk Çimento sektörüne etkilerini belirlemek, senaryolar üzerinden aksiyon önerileri geliştirmek, salgının çimento sektörü profesyonellerine sunduğu fırsat ve tehditlere ilişkin perspektif sunmak amacı taşıyan Yeni Koronavirüsün Türk Çimento Sektörüne Etkileri Raporumuzu, sektörümüzün üst düzey yöneticileri ile geçtiğimiz günlerde paylaştık.
Bu raporumuzun çıktıları bize kısa ve orta vadede küresel ve yerel trendleri de görme imkanı sağladı. Raporda öne çıkan konu başlıklarını kısaca sizinle paylaşmak isterim.
İç pazarda dikkat edilmesi gerekenler:
• Dijitalleşme, otomasyon ve Endüstri 4.0 fırsatlarının değerlendirilmesi
• Alternatif yakıt ve hammadde kullanımının yaygınlaştırılması
• “Hedging” alternatiflerinin değerlendirilmesi
• Sağlam ve disipline edilmiş nakit akış tahminleri ile öngörülebilirliğe ve likiditeye odaklanmanın sağlanması
• Kapasite kullanımında verimliliğe odaklanılması
Yurt dışı satışlarda dikkat edilmesi gerekenler:
• Stratejik hedef pazarların saptanması ve önceliklendirilmesi
• Maliyet paylaşımını mümkün kılan platform yapılarının sektör özelinde değerlendirilmesi
• Markalı yerinde üretim stratejisi ve küreselde yerel oyuncu olmaya önem verilmesi
• Düşük kapasite kullanım oranı neticesinde, rekabet politikaları hakkında kamu kurum ve kuruluşları ile görüşmelerin sürdürülmesi
• Sürdürülebilir üretimin sağlanabilmesi için nitelikli işgücünün artırılması başlıkları stratejilerimizi belirleyecek önemli hususlar.
Raporun en dikkat çekici noktalarından birisi, kapasite kullanımında verimliliğe odaklanılması gerektiği vurgusu. ABD ve Çin başta olmak üzere, gerek serbest piyasa ekonomisinin doğası
gereği gerçekleşen birleşme-devralmalarla, gerekse merkezi planlama ve devlet eli ile dünya geneli çimento endüstrisinde konsolidasyon çalışmalarının Türkiye’de de değerlendirilmesi gereken bir uygulama olduğunun altını çizen raporda, 2019 yılında çimento için küresel kapasite kullanım oranı ortalaması %57 düzeyinde iken, Türkiye’de bu oranın %40 tahmini değerinde olduğu, bu çerçevede, özellikle ABD’de son birkaç yılda gerçekleşen, Çin’in ise 2020 yılı sonuna kadar tamamlamayı planladığı çimento sektöründeki oyuncu değişimlerini iyi takip etmek gerektiği belirtiliyor.
Türk çimento sektörünü ileriye taşıyacak her türlü çalışmada öncü olma misyonumuzla, iş sağlığı ve güvenliği ile sektör çalışanlarının yetkinliklerinin geliştirilmesi başta olmak üzere, ihtiyaçlara yönelik projeler geliştirme noktasında önemli sorumluluklar alıyor ve bundan büyük mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda hayata geçirdiğimiz bazı projelerin üzerinden kısaca geçmek isterim…
Bu yıl, ÇEİS 2020 Eğitim Programı isimli yeni bir eğitim serisi daha başlattık. ÇEİS 2020 Eğitim Programı kapsamında, yıl boyunca üye fabrikalarımızın katılımına açık çeşitli eğitimler düzenleyeceğiz. Bu eğitimlerle sektörümüzdeki beyaz yakalı çalışanların yetkinliklerinin artırılmasının yanı sıra, sektörümüz çalışanlarının kişisel ve profesyonel hedeflerini gerçekleştirmelerini desteklemeyi amaçlıyoruz. Söz konusu eğitimler kişisel gelişimin yanı sıra, finans ve dijitalleşme alanlarını da kapsamaktadır. Konu başlıkları olarak “Veri Analitiği ve Big Data”, “İşletmelerde Çatışma Yönetimi”, “Çevik (Agile) Liderlik”, “Dalgalı Ekonomide Finans Yönetimi” ve “Finansçı Olmayanlar İçin Finans Yönetimi” eğitimlerini örnek verebilirim. Ocak ve Şubat ayındaki eğitimlerimizde oldukça yoğun bir ilgi ile karşılaştık. Salgın sebebiyle eğitimlerimizi Mart ayından beri durdurduk. Bu eğitimlerin bir kısmını online olarak gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Hayatlarımız normale döndüğünde, eğitimleri sendikamızda gerçekleştirmeye devam edeceğiz.
Yoğun bir emek ve uzun bir üretim sürecinden sonra elde edilen çimento, yükte ağır pahada hafif bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. En büyük ihracat pazarlarımıza ulaşmamız yüksek seviyede lojistik maliyetlerini de beraberinde getiriyor. Bu nedenle çimentonun üretildiği yerde tüketilmesinin, optimum fayda sağlamak adına kaçınılmaz bir seçenek olarak değerlendirilmesi gerekiyor.
Son dönemlerde iş dünyasının en önemli konularından biri de dijitalleşme. Dijitalleşme adına ne gibi çalışmalarınız var? Sektörü dijitalleşme konusunda hangi noktada görüyorsunuz?
Çimento sektörü iş yapış pratiklerine dijital dünyanın nimetlerini entegre etmek konusunda oldukça hevesli bir sektör. Özellikle üretim süreçlerimizde her geçen gün dijital dünyanın kazanımlarını kullanma konusunda kendimizi bir adım öteye taşıyoruz. Ancak sektörümüzün hala bu konuda atması gereken adımlar bulunuyor. Yeni Koronavirüsün Türk Çimento Sektörüne Etkileri Raporumuzun öne çıkan bir diğer başlığı da bu konuydu.
Türk çimento sektörünün 2020 yılına adım atarken hedefi ülke ekonomisine katkı sağlayarak iç pazardaki ihtiyacı karşılamak ve küresel pazarda konumunu sağlamlaştırmaktı. Yaklaşık %30 daralmanın yaşandığı 2019 yılından sonra, 2020 yılının sektör adına umut vadeden ve yüz güldüren şekilde başladığını söyleyebilirim. Özellikle yılın ilk üç ayında toplam ihracatımızın miktar olarak yüzde 54 artması sevindirici bir gelişme idi. Ancak yılın başlarındaki yükseliş trendi, pandeminin devam eden etkileri göz önüne alındığında, ilerleyen dönemlerde aşağı doğru bir yöneliş gösterecektir.
1965 Çorum doğumlu, evli ve dört çocuk babasıyım. 1986 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Mezuniyetin hemen ardından Elimko A.Ş.’de “Ar-Ge ve Sistem Müdürü” olarak profesyonel çalışma hayatına adım attım. Sekiz yıl süren bu deneyimin ardından, 1994-2016 yılları arasında tam 22 yıl boyunca SC Endüstri Elektro Mekanik A.Ş.’de “Genel Müdür” pozisyonunda görev yaptım.