Çimento sektörü için belirlenen 2030 yılı azaltma hedefi, %37 olarak güncellenmiş, değer zinciri hedefi ise %40’tan %50’ye yükseltilmiştir. 2040 yılı için çimentoda CO₂ emisyonlarını %78, değer zincirindeki emisyonları ise %93 oranında azaltmayı hedefliyoruz. 2050 yılına kadar çimento sektöründe artık net sıfır emisyon belirlenmiştir. Bu, sektörün değer zinciri boyunca karbon negatif olma potansiyelini ortaya koymaktadır.
Koen Coppenholle
CEMBUREAU CEO’su
Avrupa’daki çimento endüstrisinin temsilcisi olarak rolünüzü nasıl tanımlıyorsunuz ve bu önemli görevin çimento sektörüne ve sürdürülebilirlik konularına olan etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çimento sektörünün Avrupa’daki temsilcisi olarak rolümüz, sektör içindeki faaliyetlerle ilgili içe yönelik görevlerimizi, AB ile ulusal düzeydeki politika belirleyicileri ile olan dışa yönelik etkileşimlerimizi kapsayan iki ana boyuta sahiptir. Sektörde değişimin lokomotifi olacak ana politika girişimlerinin analiz edilerek anlaşılması önem arz etmektedir. Birliğin ana görevlerinden biri, bu politikaların iş dünyası üzerindeki potansiyel etkilerini ve bunların iş dünyası tarafından nasıl karşılanacağını anlatmaktır. Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat ile “Fit For 55” paketi kapsamında yürürlüğe konulan düzenlemelerle koyduğu 2050 sıfır karbon hedefi, sektörde pozitif bir ivme yaratarak 2050 itibariyle değer zinciri boyunca sıfır karbon için Yol Haritası’nın yayınlanmasını sağlamıştır. Üyelerimiz tarafından çok çeşitli projelerin hayata geçirilmesi de Yol Haritası’nın güncel bir versiyonunu yayınlamaya bizi teşvik etmiştir. Bu kapsamda 2050 yılı itibariyle çimentoda net sıfır emisyon hedefimizi yükselterek, sektöre değer zincirinde karbon negatif olma fırsatının kapılarını açmış olduk. Birliğimizin benimsediği bu yaklaşım, şirketlerin sürdürülebilirlik konusundaki bilinç ve farkındalık düzeylerini artırmaktadır. Ayrıca, bu süreç Birliğimize, ekonomik açıdan uygulanabilir düzenlemeler, altyapı ve finansman konularında doğrudan geri bildirim alma fırsatı sunmaktadır. Bu mesajların politika belirleyicilere iletilmesi, Birliğimizi doğru ve yararlı bilgi sunabilen güvenilir bir ortak konumuna getirmiştir.
CEMBUREAU’nun güncellenen Net Sıfır Yol Haritası’nda belirlediği ana hedefler ve bu hedeflere ulaşmak için izlediği stratejiler hakkında bilgi verebilir misiniz? Ayrıca, 2050 yılına kadar çimento değer zincirinde sürdürülebilirlik için planladığınız stratejileri de özetler misiniz?
CEMBUREAU sıfır karbon Yol Haritasını 2020 yılında yayınlamıştır. Teknolojideki ilerlemeler ve çimento şirketleri tarafından hayata geçirilen projelerin sayısındaki önemli artışlardan aldığı güçle CEMBUREAU 2020 Yol Haritasını güncelleyerek iklim hedeflerinde çıtayı yükseltmiştir.
2030 yılı için azaltma hedefleri artık çimentoda %37 (2020 yılı raporunda bu değer %30’du) ve değer zincirinde %50’dir (2020 raporunda % 40). 2040 yılına kadar, çimentoda %78 CO₂ emisyonu ve değer zincirinde %93 azaltmayı hedefliyoruz. 2050 yılına kadar çimento sektöründe artık net sıfır emisyon belirlenmiştir. Bu, sektörün değer zinciri boyunca karbon negatif olma potansiyelini ortaya koymaktadır.
CEMBUREAU, ilerlemenin hızlandırılabileceği ve amaçlarının da yükseltilmesini sağlamış olan üç karbonsuzlaştırma kolu belirlemiştir. Birincisi, bugün halihazırda (1990 yılındaki %2’den) %53’lük bir seviyeye ulaşmış olan ve 2050 itibariyle %95’e (2020 Yol Haritasında %90 idi) ulaşacağı tahmin edilen biyokütle dahil alternatif yakıt kullanımının yaygınlaşması. İkincisi ise, son ürünün dayanıklılığını sağlayabilecek şekilde, klinker-çimento oranını 2050 itibariyle %60’a (2020 Yol Haritasında %65 idi) düşürme hedefi. Bu, klinker ikamesi malzeme hacminin bugünkü 38 milyon tondan 2050 itibariyle 66 milyon tona çıkması gerektiği anlamına gelmektedir. Son olarak, CCUS (Karbon yakalama, kullanma ve depolama) projelerinde yaşanan kayda değer ilerlemeler, 2050 itibariyle CO₂ yakalama hedefini yıllık 62 Mt gibi iddialı bir düzeye çıkarılmasını sağlamıştır.
Çevresel hedeflere ulaşmayı amaçlayan bir yatırım, yalnızca ekonomik olarak uygulanabilir olduğunda değil, aynı zamanda istihdam, işgücü niteliğinin artırılması ve değiştirilmesi gibi toplumsal faydayı da kapsayan sosyal boyutlara gerekli önemi verdiğinde sürdürülebilir olur.
Güncellenen yol haritasında belirlenen yüksek amaçlar nedeniyle, düşük karbonlu ürünler de dahil pazarın geliştirilmesi gerekmektedir. Ancak, daha da önemlisi, bu amacın gerçeğe dönüşebilmesi için yasal düzenlemelerin etkili bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Yeni teknolojilerin geliştirilmesi ile birlikte sürecin hızlandırılması, daha iyi koordinasyon sağlanması ve kamu finansman araçlarının kolaylaştırılması gerekmektedir. Bir CCUS projesinin başarısını, değer zincirini bütünüyle kapsayan koordineli bir düzenleme ve finansman yaklaşımı belirlemektedir. Bunun için, CO₂ sevki ve depolama yapan işletmeciler, emisyon yayan tesislerle birlikte çalışarak herkes için ekonomik olabilecek bir uygulamayı ortaya koymalıdır. Biyokütle dahil alternatif yakıt kullanım hedefine ulaşılması, AB çapında atık materyallerin mevcudiyetine ve biyo-atık için sıfır istatistiklerin devam etmesine büyük oranda bağlıdır.
Avrupa’da etkili bir yatırım ortamı oluşturmak için, üçüncü dünya ülkeleri ile eşit şartlar sağlayan etkili ve sıkı uygulanan bir Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının varlığının yanı sıra düşük karbonlu elektriğe uygun fiyatlarda erişim temel bir rol oynamaktadır. Rakip ülkelere göre halen önemli düzeylerde seyreden elektrik fiyatları, Avrupalı şirketlerin işletme maliyetlerini önemli oranda artırmaktadır. Dekarbonizasyon, çimento sektörünün 2021 yılında 20 TWh düzeylerinde olan elektrik talebini, 2050 yılında, kullanılan teknolojiye bağlı olarak, 47 TWh-113 TWh arası düzeylere çıkaracağı öngörülmektedir.
Çimento sektörü, Sıfır Karbon Politikası hedefleri doğrultusunda hazırlıklarını sürdürüyor. Sizce, ekipman ve servis sağlayıcıları gibi sektörün tüm paydaşları, bu yeni koşullar için yeterince hazırlıklı mı? Aynı çabayı gösteriyorlar mı?
Avrupa Birliği’nin başlattığı karbonsuzlaştırma sürecinin başarıya ulaşabilmesi için değer zincirindeki tüm operatörlerden önemli çabalar beklendiği açıktır. Bununla birlikte, değer zincirindeki tüm oyuncuların, yeni ortaya çıkan değer zincirlerine ilişkin artan bir sorumluluk ve farkındalık içinde olduğunu gözlemliyoruz. Karbon yakalama ve depolama örneğini ele alırsak, CO₂ salınımı yapan kuruluşlardan CO₂ taşıma şirketleri ve depolama işletmelerine kadar değer zincirindeki tüm aktörler, ekonomik olarak fizibl bir yatırım için yakın iş birliği yapma ihtiyacını ve bu iş birliğinin getirdiği mali ve diğer yükümlülüklerin ortaya çıkarılmasına büyük önem vermektedir. Ekipman ve servis sağlayıcılarının, kısıtlı bir süre içinde teknoloji çözümlerinin geniş bir ölçekte hayata geçirilmesi konusunda hızlı davranmaları gerekmektedir. Değer zincirindeki çok sayıda aktör, kendileri için karbonsuzlaştırma hedeflerini belirlemiş durumdadır. Bu, inşaat sektöründeki satışa dönük oyuncular için de geçerlidir. Herkeste aciliyet hissi yaratan şey, değer zincirindeki oyuncular arasındaki etkileşimler ve karşılıklı bağımlılıklardır.
Net Sıfır Yol Haritası’nda yenilikçi yaklaşımların konvansiyonel olarak bilinen çimento sektöründe birtakım farklılaşmaları zorunlu kıldığı bilinmektedir. Bu süreçte beklenilen en önemli zorluklar nelerdir ve bunların aşılması için ne tür tedbirler alınmalıdır?
Çığır açıcı teknolojiler gerektiren yenilikçi yaklaşımlar, belirli bir düzeyde teknolojik ve finansal riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu kapsamda, kamu finansmanının yanı sıra farklı finansman araçları, bu çabaları riskten arındıracak önemli enstrümanlardır. Ayrıca, bu büyük ölçekli projelerden bazılarının başarıyla hayata geçirilmesi, ister enerji şebekesi, isterse taşıma ve depolama imkanları (Karbon Yakalama ve Depolama için) olsun büyük ölçekli altyapıların geliştirilmesine bağlıdır. Sınır ötesi ve bölgeler arası şebekeler dahil kamu özel iş birliği modeli, sektördeki dönüşümün lokomotiflerinden biri olacaktır.
AB’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) ve AB Emisyon Ticareti Planı (ETS) gibi politikaların, çimento sektörünün karbonsuzlaştırma hedeflerine nasıl katkı sağlayacağını düşünüyorsunuz? Önemli teknolojilere yapılan yatırımlar için finansal destek mekanizmalarını nasıl güçlendirmeyi planlıyorsunuz?
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (CBAM) iki ana hedefi bulunmaktadır. İlk olarak, AB ülkeleri ile üçüncü dünya ülkeleri arasında eşit kurallarla düzenlenmiş bir karbon uygulama planının sağlanması amaçlanmaktadır. İkinci olarak ise, üçüncü dünya ülkelerinin emisyonlarının azaltımı konusunda teşvik edilmeleri hedeflenmektedir. CBAM kapsamındaki yükümlülüklerden muafiyet, yalnızca üçüncü dünya ülkelerinin AB ETS ile bağlantılı oldukları durumlarda mümkün olurken, CBAM ayrıca yurtdışında oluşturulacak karbon fiyatlama programlarının dikkate alınmasına da izin vermektedir. ETS, gerçekten de bir sınırda ticaret (cap-and-trade) sistemi olarak işlev görmüş ve Avrupa ülkelerini karbonsuzlaştırmaya teşvik etmiştir.
Mali destek mekanizmalarının güçlendirilmesi amacıyla, kamu finansman programlarıyla paralel olarak karbon sözleşmelerinin geliştirilmesine odaklanmış durumdayız. Yatırımlar için etkili bir finansman yapısı, uygunluk şartları, zamanlama ve farklı finansman kaynaklarının birleştirilmesi bakımından koordineli ve kolay bir uygulama prosedürü gerekmektedir. Ayrıca, çimento sektörünün AB ETS’ye yaptığı ödemelerin sektörün karbonsuzlaştırılmasında nasıl kullanıldığına dair daha şeffaf bir şekilde ortaya koymak gereklidir. Bu kapsamda, CEMBUREAU, sektörün gelecekteki AB ETS ödemelerinin %75’ini kapsayan özel bir çimento fonunun kurulmasını teklif etmektedir.
Avrupa Emisyon Ticaret Planı’na göre yıllar itibarı ile karbon fiyatında olası değişiklikler nasıl olacaktır? Buna ilişkin yürütmüş olduğunuz simülasyon çalışmaları var mıdır?
Karbon fiyatlarının geleceğini kesin olarak belirleyecek bir küresel modelimiz veya tahmin çalışmamız bulunmuyor. Varsayım ve hesaplamalarımızı yaparken, “Fit for 55” paketi kapsamındaki yasa teklifleri için Avrupa Komisyonu tarafından yaptırılan etki değerlendirmelerinin yanı sıra Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Dünya Enerji Görünümü ve BloombergNEF, ENERDATA gibi kuruluşların yayınladığı tahminler de dahil olmak üzere çeşitli dış kaynaklardan faydalanıyoruz. Ancak, bu kaynaklar arasında bile tahmin aralıklarında büyük farklılıklar gözlemliyoruz.
Avrupa dışındaki uluslararası örgütler ve diğer bölgelerdeki kardeş derneklerle nasıl bir işbirliği içindesiniz? Global çimento endüstrisinin sürdürülebilir gelişimi için hangi çalışmaları yürütüyorsunuz?
CEMBUREAU, Küresel Çimento ve Beton Birliği’nin (GCCA) bağlı üyesi olup dünyanın çeşitli yerlerinde kardeş derneklerle iş birliği içindedir. Tüm bağlı üyeler yılda iki kez toplanarak çok çeşitli konularda görüş alışverişinde bulunmaktadır. Bağlı üyelerin çoğu, karbonsuzlaştırma yol haritalarını hazırlamış veya hazırlama sürecindedir ve GCCA tarafından küresel çimento sektörü için belirlenen yol haritası, bağlı üyelere rehberlik etmektedir.
AB’nin çevreci yaklaşımının dünyanın farklı coğrafyalarında karşılık bulmaması durumunda, bunların kararlı ve sürdürülebilir bir şekilde uygulanması nasıl bir sorun olarak değerlendiriliyor? Buna karşılık alınabilecek tedbirler neler olabilir?
Bu sorunun yanıtı, AB dahil tüm ülkeler için geçerlidir; çevreci bir yaklaşım ancak, üç temel sacayağına eşit derecede önem verilmesi halinde sürdürülebilirlik kazanır. Çevresel hedeflere ulaşmayı amaçlayan bir yatırım, yalnızca ekonomik olarak uygulanabilir olduğunda değil, aynı zamanda istihdam, işgücü niteliğinin artırılması ve değiştirilmesi gibi toplumsal faydayı da kapsayan sosyal boyutlara gerekli önemi verdiğinde sürdürülebilir olur. Avrupa’daki güncel tartışmalar, tam da bu konu odağında Yeşil Mutabakat’ın Endüstriyel Mutabakat ile desteklenmesi gerektiği noktasında yoğunlaşmaktadır. Çevresel performansın artırılması için gerekli olan finansmana erişim, gerekli altyapı (elektrik, enerji, CO₂ sevk hatları ve depolama sahaları, hidrojen) standardizasyonun yapılması ve düşük karbonlu ürünler için pazarların kamu alımlarıyla geliştirilmesi ve küresel çapta rekabetçi ve eşitlikçi bir uygulama alanı oluşturmak için etkili bir yasal çerçeve gerekmektedir.
Bu süreçte yeni çimento tiplerinin ortaya çıkması olasılığı yüksek. Bu yeni tiplerin standardize edilmesi konusunda görüş ve önerilerinizi alabilir miyiz?
Herhangi bir politika inisiyatifinde olduğu gibi, düşük karbonlu ürünlerin piyasaya sunulmasında standardizasyonun kolaylaştırıcı bir rol oynaması önemlidir. Bu, karar verme sürecinin hızı ile önerilen çözümlerin güvenlik ve teknik uygunluk arasında dengeli bir yaklaşımı gerektiren verimli bir standardizasyon sürecini zorunlu kılmaktadır. Avrupa Birliği’nde, düşük karbonlu çimentolar mevcut bileşim esaslı standartlar sistemi kapsamında standartlaştırılmaktadır. Ancak, farklı piyasa aktörleri ve hükümetler tarafından performans esaslı bir sisteme daha fazla odaklanılması gerektiği savunulmaktadır. CEMBUREAU, bileşim esaslı standardizasyon sistemini korurken, performans esaslı bir sistemin de paralel olarak uygulanacağı ikili bir yaklaşım önermiştir. Bu ikili yaklaşım, yeni düşük karbonlu ürünlerin standartlaştırılmasını kolaylaştırırken, Avrupa piyasasında bulunan çimento ve betonların güvenlik ve güvenilirliğini sağlayacaktır.
Güncellenmiş CEMBUREAU Net Sıfır Yol Haritası ve Yönetici Özeti’ne erişmek için linki kullanabilirsiniz.
https://cembureau.eu/library/reports/cembureau-s-net-zero-roadmap/