Nurhan Gürel
Genel Yayın Yönetmeni / CemenTürk
Giriş
Çimento sektörü, modern kalkınmanın omurgasını oluşturan bir sektör olarak, ekonomilerin altyapı ihtiyaçlarını karşılamada hayati bir rol oynamaktadır. Ancak, bu sektör sadece büyüklüğü ve ekonomik etkisiyle değil, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine olan etkisiyle de ön plandadır. Yüksek karbon emisyonları ve enerji yoğun üretim süreçleri, sektörü küresel çevre gündeminin merkezine taşımıştır. Türkiye, çimento sektöründe Avrupa’nın en büyük üreticisi ve dünyanın önde gelen ihracatçılarından biri olarak, bu dönüşümün önemli bir aktörüdür. Coğrafi avantajları, güçlü üretim kapasitesi ve yenilikçi yaklaşımları sayesinde Türkiye, sektörde hem ekonomik hem çevresel başarılar elde etmiştir. Bu yazı, çimento sektöründeki küresel ve Türkiye perspektifli ekonomik trendleri incelemektedir.
1. Küresel Çimento Sektörüne Üretim Odaklı Genel Bakış
Küresel çimento talebi, ekonomik büyüme, kentleşme ve altyapı projelerindeki artışların etkisiyle son on yılda önemli değişimler göstermiştir. İnşaat ve altyapı sektörlerinin vazgeçilmez bir unsuru olan çimento, dünya genelinde kritik bir öneme sahiptir. 2012- 2023 yılları arasındaki küresel çimento talebine ilişkin veriler, bu değişimin boyutlarını ve etkilerini açıkça ortaya koymaktadır.
Şekil 1. Dünya ve Türkiye Çimento Üretimlerindeki Değişim
2012-2014 döneminde küresel çimento talebi düzenli bir artış kaydetmiş ve 2014 yılında 4,06 milyar tona ulaşmıştır. Bu büyüme, özellikle Asya ve Afrika’da artan inşaat projeleri ve altyapı yatırımları tarafından desteklenmiştir. 2015-2020 yılları arasında çimento talebi, 4,10 milyar ton civarında sabit bir seviyede kalmıştır. Küresel ekonomik durgunluklar, pandemi etkileri ve diğer dışsal faktörler, bu dönemde talebin büyümesini sınırlandırmıştır. Buna rağmen, talebin genel olarak istikrarlı bir seyir izlediği gözlenmiştir. 2021 yılı itibarıyla çimento talebi yeniden artış trendine girmiştir. 2023 yılında talep, 4,60 milyar tona ulaşarak önemli bir canlanma göstermiştir. Bu büyümenin başlıca nedenleri, Asya ve Afrika’da büyük çaplı altyapı projeleri ve hızla artan kentleşme hareketleridir.
Dünyanın en büyük çimento tüketicisi olan Çin, sektörde lider konumunu sürdürmektedir. 2014 yılında talep 2,47 milyar ton ile zirve yapmış olsa da, karbon salınımını azaltma hedefleri ve ekonomik faktörler nedeniyle 2020 yılında 2,38 milyar tona gerilemiştir. Ancak Çin, hâlâ küresel çimento talebinin büyük bir kısmını karşılamaktadır. Hindistan, ekonomik büyüme ve altyapı projelerindeki artış sayesinde çimento talebinde sürekli bir yükseliş göstermektedir. 2030 yılına kadar talebin %42 oranında artması ve ülkenin küresel talepteki payını artırması beklenmektedir. Sahra Altı Afrika, hızlı kentleşme ve artan altyapı yatırımları nedeniyle çimento talebinde en hızlı büyüyen bölgelerden biridir. 2030 yılına kadar talebin %77 oranında artması öngörülmektedir. Bu durum, bölgedeki çimento üretim tesisleri ve lojistik altyapı yatırımlarının artırılmasını gerektirmektedir.
Türkiye’nin çimento sektörü, inşaat ve altyapı sektörleriyle doğrudan ilişkilidir ve ülke ekonomisinin önemli bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir. Son on yılda çimento üretimi, ekonomik dalgalanmalar, inşaat sektöründeki gelişmeler ve dış talebe bağlı olarak önemli değişimler göstermiştir. 2010-2017 yılları arasında Türkiye’nin çimento üretimi düzenli bir artış göstermiştir. Bu dönemde üretim, 2017 yılında 80 milyon tona ulaşarak zirveye çıkmıştır. Büyümenin temel sebepleri arasında inşaat sektöründeki genişleme, büyük altyapı projelerinin hayata geçirilmesi ve kentsel dönüşüm faaliyetleri yer almaktadır. 2018 ve 2019 yılları, Türkiye’nin çimento sektörü için zorlu bir dönem olmuştur. Ekonomik durgunluk ve inşaat sektöründeki yavaşlama, üretimi ciddi şekilde etkilemiş ve 2019 yılında üretim 57 milyon tona kadar gerilemiştir. Bu dönemde azalan konut talebi ve ekonomik belirsizlikler, sektörde daralmaya yol açmıştır. 2020 yılında başlayan toparlanma süreci, 2021 yılında hız kazanmıştır. Pandemi koşullarına rağmen altyapı projelerinin devam etmesi ve yeniden artan inşaat faaliyetleri, üretimin 82 milyon tonla on yılın en yüksek seviyesine ulaşmasını sağlamıştır. Son iki yılda Türkiye’nin çimento üretimi, 74-79 milyon ton arasında stabil bir seyir izlemiştir. Hem iç pazar talebi hem de ihracat faaliyetleri, üretimdeki bu istikrarın korunmasında etkili olmuştur.
Küresel çimento pazarı, yıllar içinde önemli bir büyüme göstermiştir. 2016 yılında yaklaşık 355,6 milyar ABD doları büyüklüğünde olan sektör, 2023 yılı itibarıyla 405,99 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Mevcut projeksiyonlar, bu büyüme ivmesinin devam edeceğini ve pazarın 2032 yılına kadar yaklaşık 592,38 milyar ABD dolarına ulaşacağını öngörmektedir. Küresel çimento pazarının büyümesinde birkaç temel faktör etkili olmuştur. Gelişmekte olan ülkelerdeki hızlı kentleşme, artan altyapı projeleri ve konut talebi bu faktörler arasında öne çıkmaktadır. Özellikle Hindistan ve Çin gibi ülkelerdeki ekonomik büyüme, çimento talebinde sürekli bir artışa yol açmaktadır. Hindistan örneğinde, gayrimenkul sektörünün 2028 yılına kadar yaklaşık 853 milyar ABD doları büyüklüğe ulaşacağı tahmin edilmekte ve bu durum çimento talebini doğrudan desteklemektedir. Bu büyüme, artan inşaat ve altyapı yatırımları, sürdürülebilir üretim teknolojilerine olan talep ve dijitalleşme gibi faktörlerle desteklenmektedir. Ayrıca, Asya ve Afrika gibi gelişmekte olan bölgeler, talebin artmasında kritik bir rol oynamaktadır.
Şekil 2. Yıllar İtibariyle a) Global Çimento Talebindeki Değişim – b) Türkiye İhracat Değeri Değişimi
Türkiye, çimento sektörü açısından küresel piyasalarda önemli bir oyuncu haline gelmiştir. Son on yılda ihracat faaliyetleri, ekonomik büyüme, altyapı projeleri ve uluslararası talep doğrultusunda belirgin bir artış göstermiştir. 2013-2023 yılları arasındaki Türkiye’nin çimento ihracat değerleri Şekil 2b’de sunulmaktadır. 2013-2019 yılları arasında Türkiye’nin çimento ihracat değeri her yıl ortalama 50 milyon USD artış göstermiştir. Bu dönemde altyapı projelerindeki artış ve ihracat pazarlarının genişlemesi, büyümeyi destekleyen temel faktörler olmuştur. Türkiye, bu süreçte küresel piyasalardaki varlığını güçlendirmiştir. 2020 ve 2021 yılları, Türkiye’nin çimento ihracatı açısından bir dönüm noktası olmuştur. Pandeminin küresel inşaat sektöründeki etkilerine rağmen, çimento ihracat değeri 2020 yılında 1 milyar USD’ye, 2021 yılında ise 1,2 milyar USD’ye ulaşmıştır. Artan uluslararası talep, bu büyümeyi destekleyen ana unsurlardan biri olmuştur. 2022 yılında Türkiye’nin çimento ihracat değeri 1,76 milyar USD’ye yükselerek zirve yapmıştır. Bu dönemde, Türkiye dünyanın en büyük çimento ihracatçısı konumuna gelmiştir. Özellikle ABD, İsrail ve Suriye gibi ülkeler, Türkiye’nin çimento ihracatında öne çıkan başlıca pazarlar olmuştur. 2023 yılında, küresel piyasa koşullarındaki ayarlamalar ve yerel dinamikler nedeniyle ihracat değeri 1,37 milyar USD’ye gerilemiştir. Bu durum, sektörün küresel taleplere uyum sağlama gerekliliğini ortaya koymaktadır.
2. Yatırım Harcamalarının (CapEx) Değerlendirilmesi
2017 ve 2020 yılları arasında, Çin hariç küresel çimento endüstrisi yatırım harcamalarında (CapEx) belirgin bir düşüş yaşamıştır. 2017 yılında yaklaşık 8,6 milyar dolar olan yatırım harcamaları, 2020 yılına gelindiğinde 5,1 milyar dolara gerileyerek %41’lik bir azalma göstermiştir. Bu düşüş, gelişmiş bölgelerdeki pazar doygunluğu, gelişmekte olan piyasalardaki ekonomik yavaşlamalar ve küresel belirsizlikler gibi faktörlerden etkilenmiştir.
2021 yılında, yatırım harcamalarında toparlanma sinyalleri görülmüş ve altyapı projelerine artan yatırımlar bu trendi desteklemiştir. Özellikle Asya ve Afrika gibi bölgelerde büyük ölçekli altyapı projeleri, bu toparlanmanın en önemli itici gücü olmuştur. 2022 ve 2023 yıllarında sürdürülebilirlik odaklı yatırımlar, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik teknolojilere olan talebi artırmış ve enerji verimliliği projelerine yapılan harcamalar öne çıkmıştır. 2024 yılında başlayan 2025 yılında da devam etmesi beklenen dijitalleşme ve masyon gibi teknolojik gelişmelerin yatırım harcamalarında önemli bir paya sahip olmaya başladığı görülmektedir. Bu yıllar arasında CapEx’te %47’lik bir artışa doğru ilerleme gözlenmektedir.
Şekil 3, 2017 ile 2020 yılları arasında Çin hariç küresel çimento endüstrisinin yıl bazında CapEx değerlerini göstermektedir:
Bu veriler, küresel çimento sektörünün, yatırım harcamalarındaki değişimlerle birlikte altyapı projeleri ve sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda yeniden şekillendiğini göstermektedir. Sektörün, teknolojik inovasyon ve çevresel uyumluluğa odaklanarak büyüme potansiyelini artıracağı öngörülmektedir.
Şekil 3. 2017-2020 Arası Yatırım Harcamalarındaki Değişim
COVID-19 pandemisi, küresel çimento endüstrisini ciddi şekilde etkileyerek talepte azalma ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle yatırım harcamalarında (CapEx) düşüşe yol açtı. Ancak, ekonomilerin toparlanmaya başlamasıyla birlikte sektörde önemli bir yeniden canlanma yaşandı. Özellikle birleşme ve satın alma (M&A) faaliyetlerinde artış, sektörde konsolidasyon ve genişleme stratejilerine işaret etmektedir. COVID-19’un etkilerine karşı olağanüstü bir dayanıklılık gösteren küresel çimento sektörü, yatırım harcamaları, sürdürülebilirlik hedefleri ve stratejik büyüme adımlarıyla yeniden şekilleniyor. Elde edilen veriler ışığında sektörde yapılan yatırım harcamalarının konu bazlı dağılımı Şekil 4’de verilmektedir.
Şekil 4. Yatırım Maliyetlerinin Konu Bazlı Dağılımı
Tesis Genişletme ve Modernizasyon Çalışmaları
Çimento sektöründeki yatırım harcamalarının büyük bir kısmı, artan talebi karşılamak ve üretim verimliliğini artırmak amacıyla yeni tesislerin inşasına ve mevcut tesislerin modernizasyonuna yönlendirilmektedir. Bu yatırımlar, özellikle Asya ve Afrika gibi hızlı kentleşme ve altyapı projelerinin yoğun olduğu bölgelerde kritik bir rol oynamaktadır. Yeni nesil teknolojilerin entegre edilmesiyle enerji tasarrufu sağlanmakta ve üretim süreçleri optimize edilmektedir.
Huaxin Cement’in Lafarge Africa’yı satın alması, Afrika’daki hızlı kentleşme ve altyapı projelerinin çimento talebini ciddi oranda arttırmasının önemli bir göstergesidir.
2021 yılında ABD hükümeti tarafından kabul edilen 1,2 trilyon dolarlık altyapı yasası, inşaat projelerinde önemli bir artışa neden oldu. Bu yasal destek, çimento ve ilgili malzemelere olan talebi artırırken, şirketlerin kapasite genişletme ve ileri teknolojilere yatırım yapma çabalarını hızlandırdı.
Mayıs 2024’te JSW Cement, yeni tesisler kurmak için 360 milyon dolarlık bir yatırım planını açıkladı. Bu yatırım, ekonomik yavaşlama döneminde azalan yatırım harcamalarının ardından yeniden yükselişi simgeliyor ve Hindistan’ın altyapı açıklarını kapatma ve kentleşmeyi destekleme konusundaki kararlılığını gösteriyor.
Sürdürülebilirlik Girişimlerinin Yükselişi
Küresel çimento endüstrisi, karbon ayak izini azaltmak ve çevre düzenlemelerine uyum sağlamak amacıyla sürdürülebilir üretim uygulamalarına giderek daha fazla yatırım yapmaktadır. Yıllık bazda sürdürülebilirlik girişimlerine yönelik yatırım harcamalarına (CapEx) yönelik bazı önemli trendler ve yatırımlar sektördeki taahhüdü ortaya koymaktadır:
2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak, çimento sektöründe önemli yatırımları gerektirmektedir. Tahminlere göre, sürdürülebilir teknolojilerin ve uygulamaların hayata geçirilmesi için küresel ölçekte yaklaşık 750-900 milyar dolar arasında bir CapEx gerekecektir.
2023 yılında, çimento sektörünün önde gelen üreticilerinden Holcim, düşük karbonlu ürünler ve karbon yakalama girişimlerine odaklanarak yeşil projelere 402 milyon İsviçre frangı (yaklaşık 474 milyon dolar) yatırım yapmıştır.
2024 yılında, Melbourne merkezli KC8 Capture Technologies, çimento endüstrisinde karbon yakalama ve depolama çözümlerini ilerletmek için Woodside Energy ve Cemex gibi sanayi oyuncularından 10 milyon dolarlık yatırım almıştır.
Araştırma ve Geliştirme ile Dijital Teknolojilere Stratejik Yatırımlar
Küresel çimento endüstrisi, verimliliği artırmak, çevresel etkileri azaltmak ve rekabet gücünü korumak amacıyla araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) ile dijital dönüşüme yönelik yatırımlarını artırmaktadır. Yıllık bazda yatırım harcamalarına (CapEx) ilişkin detaylı veriler sınırlı olsa da, sektördeki bazı önemli finansal yatırımlar ve girişimler aşağıda sunulmuştur:
AR-GE Yatırımları
Taiheiyo Cement: 2022 mali yılında, Japonya merkezli Taiheiyo Cement Corporation, Ar-Ge harcamalarını yaklaşık 1,4 milyar Japon yeni seviyesine çıkarmıştır. Bu, bir önceki yılın yaklaşık 1,25 milyar Japon yeni olan harcamasına göre artış göstermektedir.
Çin Demiryolu İnşaat Şirketi (CRCC): 2023 yılında, CRCC Ar-Ge’ye 26,7 milyar Çin yuanı (yaklaşık 3,7 milyar ABD doları) yatırım yapmıştır. Bu, 2022 yılına göre %6,9’luk bir artışı temsil etmektedir.
Dijital Dönüşüm Yatırımları
CEMEX: Şirket, “Working Smarter” dijital dönüşüm girişimi kapsamında dijital teknolojilere, operasyonel modellere ve önde gelen hizmet sağlayıcıların yeniliklerine yatırım yaparak iş yönetim hizmetlerini yeniden şekillendirmektedir.
Holcim: 2019 yılında başlatılan “Plants of Tomorrow” programı ile Holcim, otomasyon teknolojileri, yapay zeka ve dijital ikiz teknolojilerine yatırım yaparak çimento üretim süreçlerini dijitalleştirmeyi hedeflemiştir.
Genel Yatırım Trendleri
AR-GE Harcamalarının Artışı: Dünya genelindeki büyük sanayi şirketlerinin Ar-Ge harcamaları, 2021’in üçüncü çeyreğinde bir önceki yıla göre %17,5 oranında artmıştır.
Dijital Dönüşüm Harcamaları: 2025 yılına kadar dijital dönüşüm harcamalarının dünya genelinde 2,8 trilyon ABD dolarına ulaşması beklenmektedir.
Bu yatırımlar, küresel çimento endüstrisinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma ve operasyonel verimliliği artırma konusundaki kararlılığını yansıtmaktadır. Ancak, sektördeki şirketlerin Ar-Ge ve dijital dönüşüm harcamalarını artırmaları, rekabet avantajı elde etmeleri ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamaları için kritik öneme sahiptir.
Birleşme ve Satın Almalar
Bu süreçte çimento endüstrisi, bölgesel genişleme ve pazar konsolidasyonunu hedefleyen önemli birleşme ve satın alma faaliyetlerine tanıklık etmektedir.
Aralık 2024’te İsviçre merkezli çimento devi Holcim, Lafarge Africa’daki %84’lük hissesini Çin’in Huaxin Cement şirketine 1 milyar dolara satmayı planladığını duyurdu. Bu satış, Holcim’in operasyonlarını sadeleştirme ve yüksek büyüme potansiyeline sahip bölgelere odaklanma stratejisiyle uyumlu bir adım olarak değerlendiriliyor. Anlaşmanın 2025’te düzenleyici onayların ardından tamamlanması bekleniyor.
Kasım 2024’te Heidelberg Materials, ABD merkezli Giant Cement Holding’i 600 milyon dolara satın alarak ABD’nin Güneydoğu ve Yeni İngiltere bölgelerindeki varlığını güçlendirdi. Bu satın almanın 2025’in ilk çeyreğinde tamamlanması öngörülüyor.
ABD’nin en büyük çimento üreticisi olan Quikrete, 2024 yılı sonunda Summit Materials Inc.’i 11,5 milyar dolarlık bir teklifle satın almayı önerdi. Bu konsolidasyon, düşük finansman maliyetleri ve artan altyapı harcamalarıyla tetiklenen bir inşaat patlaması beklentisiyle bağlantılı olarak gerçekleşti.
Türkiye Çimento Sektörüne Yatırımlar
Türkiye çimento sektörü, son yıllarda üretim kapasitesini artırma, modernizasyon, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme alanlarına odaklanarak önemli yatırımlar gerçekleştirmiştir. Türk çimento sektörünün yatırıma odaklandığı temel konular aşağıda listelenmektedir.
1. Üretim Kapasitesi ve Modernizasyon Yatırımlar
2. Enerji Verimliliği ve Sürdürülebilirlik Yatırımları
3. Dijitalleşme ve Otomasyon
4. AR-GE Yatırımları
5. Lojistik ve Dağıtım Yatırımları
Sektörün önemli oyuncularının öne çıkan yatırımları ve sürdürülebilirlik projeleri:
Sürdürülebilirlik ve Karbon Azaltımı
OYAK çimento, dünyanın ilk kalsine kil entegrasyonuna sahip çimento fabrikalarını kurarak sektörde öncülük etmektedir. Portland klinkerine kıyasla %90’a varan daha düşük karbon ayak izine sahip olan kalsine kil, OYAK Çimento’nun düşük karbonlu üretim hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu yenilik, OYAK Çimento’yu Türkiye’de “Net-Zero” taahhüdü veren ilk çimento şirketi konumuna taşımıştır. Oyak çimento yüksek fırın cürufu gibi endüstriyel yan ürünleri kullanarak, doğal kaynak tüketimini azaltmakta ve karbon salımlarını düşürmektedir. Şirket, düşük karbon emisyonlu “Novocem” çimentosunu geliştirmiştir. Bu ürün, çevre dostu yapı malzemeleri arasında öncü bir konuma sahiptir.
Çimsa, Kasım 2024’te Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ile imzaladığı 70 milyon dolarlık yeşil kredi anlaşmasının yanı sıra, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile de 25 milyon euro tutarında bir kredi anlaşması gerçekleştirmiştir. Çimsa, bu krediyi enerji verimliliği projeleri ve yenilenebilir enerji yatırımları başta olmak üzere sürdürülebilirlik yolculuğundaki çeşitli projeleri finanse etmek için tahsis etmiştir. Şirket, 2020-2024 yılları arasında klinker kullanım oranı %10 azaltılmış, alternatif yakıt kullanım oranı ise 2023 yılı itibarıyla %30’a yükseltilmiştir. Bu adımlar, karbon emisyonlarının azaltılmasına ve çevresel sürdürülebilirliğin artırılmasına katkı sağlamaktadır. Çimsa, Afyon tesisinde kurulan güneş enerjisi santrali (GES), yenilenebilir enerji kullanımına yönelik önemli bir adım olarak dikkat çekmektedir. Bu yatırım, enerji üretim süreçlerinde çevresel etkinin azaltılmasına destek olmaktadır.
Çimko, 2023 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımlayarak, Türkiye’nin 2053 Net Sıfır hedefleri doğrultusunda belirlediği 2026 ve 2034 sürdürülebilirlik hedeflerini ve bu hedeflere ulaşmada kaydettiği ilerlemeleri paylaşmıştır. Çimko, çimento üretiminde klinker kullanım oranını azaltmaya yönelik çalışmalarını sürdürmektedir. 2030 yılına kadar klinker kullanım oranını %75’e, 2034 yılına kadar ise %70’e indirmeyi hedeflemektedir. Bu, hem maliyet tasarrufu sağlamakta hem de karbon emisyonlarını azaltmaktadır. Çimko, çevresel sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda 80 milyon TL yatırım gerçekleştirmiştir. Bu yatırımlar, alternatif yakıt kullanımı, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş ve su tüketiminin azaltılması gibi kritik alanları kapsamaktadır. Şirket, 55 milyon dolarlık bir yatırımla Ankara, İzmir ve Manisa’da toplam altı adet güneş enerjisi santralini devreye almıştır. Bu yatırımlar, Çimko’nun yenilenebilir enerji üretimini artırma ve karbon ayak izini azaltma stratejisinin önemli bir parçasıdır.
Limak çimentonun Kurumsal Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği Departmanı, fabrikalarında çevresel etkileri azaltmak ve ulusal ve uluslararası yasal düzenlemelere uyum sağlamak için kapsamlı çalışmalar yürütmektedir. Limak, karbon salımlarını azaltmaya yönelik yenilikçi çözümleriyle sürdürülebilir üretim hedeflerini desteklemektedir. Limak, gerçekleştirdiği enerji verimliliği projeleri sayesinde elektrik tüketiminde en iyi teknolojik sonuçları elde etmeyi başarmıştır. Bu projeler, enerji maliyetlerini azaltırken çevresel etkileri de minimuma indirmektedir.
Medcem Çimento, 2022 yılında enerji ihtiyacının %17,83’ünü yeşil enerji üretiminden karşılamıştır. Bu adım, doğal kaynakların korunmasına ve döngüsel ekonomiye katkı sağlamaktadır. Şirket, 2022 yılında devreye aldığı 9,95 MW kapasiteli GES yatırımı ile yenilenebilir enerji üretimine önemli bir katkı sağlamıştır. Medcem, atıklardan enerji ve malzeme kazanımına önem vererek, alternatif yakıt ve hammadde kullanımını artırmakta ve fosil yakıt tüketimini azaltmaktadır. Bu yaklaşım, sera gazı emisyonlarının azaltılmasına ve iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlamaktadır.
Nuh çimento, düşük karbon emisyonlu çimento ürünleri geliştirme çalışmaları sayesinde 2020 yılında 282 bin ton karbon emisyonu azaltımı gerçekleştirmiştir. ABB ile yapılan iş birliği çerçevesinde, dizel yakıtlı kaya kamyonları tam elektrikli hale dönüştürülmektedir. Bu dönüşümle yılda 1 milyon litre dizel yakıt tasarrufu ve karbon emisyonlarında önemli bir azalma hedeflenmektedir. Doğal kaynakların korunması için atıkların alternatif yakıt ve hammadde olarak kullanımı teşvik edilmektedir. 2020 yılında 374 bin ton atık ekonomiye geri kazandırılmıştır. Su geri kazanım oranı ise 2021’de %37 iken, 2023 yılında bu oran %53’e yükseltilmiştir.
Stratejik Yatırımlar ve Satın Almalar
2020 yılında, beş halka açık çimento şirketi OYAK Çimento Fabrikaları A.Ş. çatısı altında birleştirilmiş ve aynı yıl OYAK Beton Sanayi ve Ticaret A.Ş. de bu yapıya entegre edilmiştir. Bu birleşme, şirketin büyüme stratejisi doğrultusunda operasyonel maliyetlerini düşürmüş ve verimliliği artırmıştır. 2023 yılında OYAK, Cimpor Portugal Holdings’deki %60 hissesini Taiwan Cement Corporation’a (TCC) satmış, ayrıca OYAK Denizli Çimento’daki %20 hissesini TCC’ye devretmiştir. Bu adımlar, şirketin uluslararası iş birliklerini ve finansal kaynaklarını güçlendirmiştir.
Çimsa, Mersin Fabrikası’nda gerçekleştirdiği 1,5 milyar TL’lik yatırım ile fabrikayı gri çimento, beyaz çimento ve kalsiyum alüminat çimento (CAC) üretebilen dünyadaki tek tesis haline getirmiştir. Bu kapasite artışıyla, fabrikanın yıllık CAC klinkeri üretim kapasitesi 65 bin tondan 131 bin tona yükseltilmiş ve Çimsa, CAC alanında dünyanın en büyük üç üreticisinden biri konumuna ulaşmıştır.Ayrıca Kasım 2024’te duyurulan 31,75 milyon dolarlık ek yatırımla, CAC tesisi kapasitesinin 2026 yılına kadar daha da artırılması hedeflenmektedir. İspanya merkezli Buñol Beyaz Çimento Fabrikası’nın satın alınmasıyla, Çimsa beyaz çimento pazarındaki lider konumunu güçlendirmiştir. Bu stratejik adım, şirketin Avrupa ve diğer küresel pazarlardaki etkinliğini artırmıştır. Çimsa, İrlanda merkezli Mannok Holdings’in %94,7 hissesini 330 milyon Euro karşılığında satın almıştır. Bu satın alma, Çimsa’nın küresel yapı malzemeleri pazarındaki varlığını ve uluslararası rekabet gücünü artırmıştır.
3. Çimento Endüstrisinde İşletme Maliyetleri:
Eğilimler ve Etkileyen Faktörler Küresel çimento endüstrisi, son on yılda hammadde maliyeti dalgalanmaları, bölgesel talep farklılıkları ve sürdürülebilirlik girişimlerinin etkisiyle işletme maliyetlerinde önemli değişimler yaşamıştır. Aşağıda, işletme maliyetlerini etkileyen temel faktörler ve 2014-2023 yıllarına ait eğilimlerin bir analizi yer almaktadır.
Çimento endüstrisindeki işletme maliyetleri, son on yılda maliyet dinamikleri, bölgesel farklılıklar ve değişen piyasa koşullarının birleşik etkileri nedeniyle önemli ölçüde dalgalanmıştır. 2010’ların ortalarındaki istikrarlı iyileşmelerden, son yıllarda artan maliyetler ve küresel kesintilerin getirdiği baskılara kadar, sektör hem dayanıklılık hem de uyum sağlama becerisi göstermiştir.
2014 yılında küresel çimento üreticileri, ortalama %9,6’lık bir işletme maliyeti bildirmiştir. Bu dönem, dünya genelinde altyapı ve inşaat projelerinin talebi desteklemesiyle kârlılık açısından istikrarlı bir zemin oluşturmuştur. 2015 yılına gelindiğinde işletme maliyetleri yaklaşık %10,5’e yükselmiş ve sektör genelinde kârlılıkta bir iyileşme sağlanmıştır. Bu artış, maliyet optimizasyonu çabaları ve kilit bölgelerdeki olumlu piyasa koşullarıyla ilişkilendirilmiştir.
2016-2019 arasında küresel işletme maliyetlerinde önemli bölgesel farklılıklar gözlemlenmiştir:
Bölgesel Üreticiler: Bu şirketler, %19’a kadar çıkan artışla yaklaşık 350 baz puanlık bir iyileşme sağlayarak daha yüksek kârlılığa ulaşmıştır.
Çok Uluslu Oyuncular: Buna karşılık, çok bölgeli çimento üreticileri operasyonel verimsizlikler ve çeşitli piyasa zorlukları nedeniyle marjlarında 250 baz puanlık bir düşüş yaşamış ve %8 civarına gerilemiştir.
COVID-19 pandemisi, küresel inşaat faaliyetlerini ve tedarik zincirlerini kesintiye uğratarak çimento endüstrisinin kârlılığını önemli ölçüde etkilemiştir. Bu yıllara ilişkin spesifik küresel işletme maliyeti verileri mevcut olmasa da, pandeminin üretim ve lojistik üzerindeki etkileri üreticiler için yaygın zorluklar yaratmıştır.
2022 yılında sektör, yakıt, elektrik ve uluslararası nakliye maliyetlerinde çift haneli artışlarla karşı karşıya kalmıştır. Artan çimento fiyatları bu maliyetlerin bir kısmını dengelemeye yardımcı olsa da, işletme maliyetleriüzerindeki baskı devam etmiştir.
2023 yılında faaliyet kâr marjları 440 ila 490 baz puan arasında düşerek yaklaşık %15,9 ile %16,4 seviyelerine gerilemiştir. Bu, son yedi yılın en düşük seviyesi olarak kaydedilmiş ve yüksek girdi maliyetleri ile piyasa dalgalanmalarının etkilerini yansıtmıştır.
Girdi Maliyetlerinin Etkisi
Çimento üretimindeki operasyonel maliyetler, çeşitli girdi harcamalarından büyük ölçüde etkilenmektedir ve bu maliyetler, genel maliyet yapısına önemli katkılar sağlamaktadır. İşte bu girdi maliyetlerinin detaylı bir analizi: Çimento üretiminde operasyonel maliyetler, hammadde, enerji, işçilik, bakım-onarım, lojistik, çevresel uyum ve amortisman-sigorta gibi ana kalemlerden oluşmaktadır. Bu maliyetlerin etkin yönetimi, üretim verimliliğini artırmak, toplam giderleri optimize etmek ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak açısından kritik öneme sahiptir. Enerji verimliliği ve lojistik süreçlerde yapılacak iyileştirmeler, çimento sektörünün kârlılığına doğrudan katkı sağlayabilir.
4. Sonuç ve Gelecek Öngörüleri
Küresel çimento pazarı, son yıllarda istikrarlı bir büyüme göstermiş ve önümüzdeki yıllarda da bu trendin devam etmesi beklenmektedir.
Altyapı projelerindeki artış, sürdürülebilir inşaat tekniklerinin benimsenmesi ve kentleşme dinamikleri, sektörün büyümesine katkıda bulunan en önemli faktörler olacaktır. Çimento sektörünün 2032 yılına kadar 592,38 milyar ABD doları büyüklüğe ulaşacağı öngörüsü, bu sektördeki yatırımların önemini daha da artırmaktadır.
Bu bağlamda, sektörün gelecekteki büyüme potansiyeli, çevresel sürdürülebilirlik kriterlerine uyum ve yenilikçi finansman modellerinin uygulanmasıyla desteklenmelidir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki altyapı ve konut yatırımları, çimento talebini artırmaya devam edecek ve sektörün küresel ekonomik yapı içerisindeki yerini sağlamlaştıracaktır.
Türkiye, çimento sektöründeki ihracat performansıyla küresel piyasalarda güçlü bir oyuncu olduğunu kanıtlamıştır. 2013-2022 dönemindeki istikrarlı büyüme, 2022 yılında zirve yaparak Türkiye’yi lider bir ihracatçı konumuna taşımıştır. Ancak, 2023 yılında yaşanan düşüş, sektörün dinamik ve değişken küresel piyasa koşullarına karşı daha dayanıklı hale gelmesi gerektiğini göstermektedir. Gelecekte, çevresel sürdürülebilirlik, yenilikçi teknolojiler ve çeşitlendirilmiş ihracat stratejileri, Türkiye’nin çimento sektörünün rekabet gücünü artıracaktır.
Küresel çimento sektörü devasa bir ölçekte faaliyet gösterirken, Türkiye çimento sektörü bölgesel ve küresel ölçekte önemli bir konuma sahiptir. Ekonomik açıdan, Türkiye’nin stratejik coğrafi avantajları, güçlü iç talebi ve ihracat odaklı büyüme stratejisi sektörü ileri taşımaktadır. Ancak, hem küresel hem de Türk çimento sektörü, sürdürülebilirlik ve dekarbonizasyon baskılarıyla karşı karşıyadır.
Türkiye’nin yenilikçi teknolojilere yatırım yaparak ve sürdürülebilir üretim yöntemlerini benimseyerek rekabet gücünü artırması gerekmektedir. Küresel sektörde ise ekonomik büyüme ve çevresel sorumluluklar arasında denge kurarak gelecekteki başarıyı garanti altına almak önemli olacaktır.
CapEx ve OpEx’in etkin yönetimi, çimento endüstrisinin kârlılığı ve sürdürülebilirliği için kritik öneme sahiptir. Modern, enerji verimli teknolojilere yapılan stratejik yatırımlar, uzun vadeli işletme maliyetlerini azaltabilirken, dikkatli bir CapEx planlaması, genişleme projelerinin piyasa talebi ve finansal sağlık ile uyumlu olmasını sağlar.
Özetle, çimento endüstrisi, önemli yatırım harcamaları ve işletme giderlerinin karmaşıklığını yönetmek zorundadır. CapEx ve OpEx arasında optimal bir denge sağlamak, dinamik bir küresel pazarda rekabet gücünü korumak ve sürdürülebilir büyümeyi garanti altına almak için hayati önem taşımaktadır.
Alıntılar / Citations
1. World Cement Association, Global Cement Industry Outlook: Trends and Forecasts
2. Fortune Business Insights: Cement Market Size, Growth, Industry Share, Trends, 2032
3. Infomerics: Microsoft Word – Cement Industry Report March 2023 – MS.docx
4. Cement – Turkey – 2007-2023 – Market Overview – IndexBox Platform
5. Update on Türkiye, March 2024 – Global Cement
6. Turkish Cement Sector Representatives Gathered To Evaluate 2023
7. Trends In 2022 – World Cement
8. Global cement demand for building construction, 2000-2020, and in the …
9. Cement Statistics of Turkey (2014-2023) – turkcimento.org.tr
10. The Global Cement Report 15th Edition – International Cement Review
11. Cement Statistics and Information | U.S. Geological Survey – USGS.gov
12. Cement Production by Country 2024 – World Population Review
13. Cement production global 2023 – Statista
14. Turkey: annual cement production 2023 – Statista
15. Global cement industry – statistics & facts | Statista
16. European cement industry – statistics & facts | Statista
17. Cement production in Turkey 2010-2023 – internal.statista.com
18. Cement production worldwide | Statista
19. Turkey: annual cement production 2023 – Statista
20. Cement production global 2023 – Statista
21. Cement production global 2023 | Statista
22. Cement: production ranking top countries