Güvenli yapı deprem etkilerine karşı en az can güvenliği sağlayan yapıların imalatı demektir. Deprem hasarı sonrası yapı kullanılmayacak durumda olsa bile insanların o yapılardan canlı çıkması sağlanmalıdır. Güvenli yapıların temel unsurları, deprem etkilerine karşı koyabilecek, o rijitliği sağlayabilecek zemin ve sağlam bir yapı kombinasyonudur.
Mehmet Önal
Arkoz Ağrı Çimento Fabrikası / Satış ve Pazarlama Müdür Yardımcısı İnşaat Mühendisi
Türkiye deprem kuşağında bulunan bir ülke ve zaman zaman yıkıcı, büyük felaketlerle karşı karşıya kalıyor. Yapı güvenliği en büyük sorumluluğumuz. Sizce güvenli hayatlar, şehirler kurgularken önceliğimiz ne olmalı? Temeller mi? Planlama mı? Mimari mi? Yapı malzemelerinin seçimi mi? Sizin deprem ve yapı ilişkisinde öncelikli bulduğunuz konular nelerdir?
Temel, planlama, mimari ve yapı malzemesi yapı imalatının temel unsurları olup, aynı derecede önem arz etmektedir. Temel, bina kütlesi ile zemin arasında tamamlayıcı unsurdur. Aynı kütleye sahip binalarda zemin taşıma gücünün zayıf olduğu bölgelerde temel kalınlığı, temelin çeşidi iyi seçilmelidir. Ayrıca ülkemizin yapı stoğu yoğunluğu-birim ağırlığı fazla olan yapı malzemelerinden imal edildiği için temellerin düşey yük altındaki davranışları (zımbalama güvenliği vs.) incelenmeli temel tasarımı ona göre yapılmalıdır.
Planlama ve mimari proje, her ne kadar tasarım öğesi gibi görünse de deprem güvenliği açısından en az diğer unsurlar kadar hayati önemdedir. Yapının simetri durumu (son depremde yıkılan binalar oldu), yapıda oluşturulan boşluklar (galeri boşluğu vs.), kat yükseklikleri planlama ve mimari unsurun başlıca çıktılarıdır. Bunların tamamı depremde hasar oluşumu ve oluşan hasarın şiddeti açısından ayrıca önem arz etmektedir.
Betonarme yapılar çelik ve betondan oluştuğu için kompozit bir yapı malzemesidir. Beton-çelik basınç ve çekmeye çalışmaktadır. Betonarmeden beklenen davranış sünek yapıya sahip bir davranış göstermesidir. Bunun için beton ve çelik oranı (pursantaj oranı) malzemenin gevrek ya da sünek olmasını belirleyecektir.
Türkiye’de Yapı Denetimcilerin görevi müteahhidi denetlemek. Fakat Almanya gibi ülkelerin örneklerine bakıldığında mühendis ve ustalar da birinci dereceden sorumlu tutuluyor. Denetim konusunda gördüğünüz eksiklikler nelerdir, bunlar nasıl düzeltilebilir?
Yapı denetim, yapı imalatının tüm aşamalarında ve malzeme seçiminin her safhasında olmalıdır. Bunun için Almanya’da yapılan uygulama kesinlikle doğrudur. Türkiye’de de uygulanmalıdır.
Güvenli yapı ne demektir? Genel hatları ile bir yapının güvenliğini teşkil eden unsurları tanımlayabilir misiniz?
Güvenli yapı deprem etkilerine karşı en az can güvenliği sağlayan yapıların imalatı demektir. Deprem hasarı sonrası yapı kullanılmayacak durumda olsa bile insanların o yapılardan canlı çıkması sağlanmalıdır. Güvenli yapıların temel unsurları, deprem etkilerine karşı koyabilecek, o rijitliği sağlayabilecek zemin ve sağlam bir yapı kombinasyonudur.
Güvenli yapılar denildiğinde çimento ve beton üreticilerinin genel görev ve sorumlulukları sizce nelerdir?
Yapılarımızda seramik, boya, kaplama malzemeleri gibi dekorasyon unsurları, istenildiği zaman yıkılıp yeniden kolaylıkla yapılabilir. Ancak taşıyıcı sisteme ait unsurların sonradan değiştirilmesi çok güçtür. Bunlar yapımızın çerçeve sistemini oluşturan beton ve çelik donatıdır. Bunun için çimento kalitesinin standartlara uygun ve yeterli olması gerekiyor ki üretilen betonun hedef dayanımlara ulaşması sağlansın. Çimento kalitesinin yeterli olması, hedef dayanımlara ulaşacak beton üretimi için tek başına yetmemektedir. Betonun diğer bileşenleri olan agrega, karma suyu ve kimyasal katkılarında standartların belirttiği nitelikte ve kalitede olmalıdır.
Çimento üretiminde sağlamlık ve yüksek teknolojili ürünler nasıl elde ediliyor? Türkiye şartlarına ve gerçeklerine uygun hangi ürünler var ya da kullanılmalı; Ar-Ge konusunda nerelere yönelmeli sektör?
Ülkemiz dünyada en önde gelen çimento üreticilerindendir. Bunun getirdiği rekabet ve çimento üretim kültürü, çimentonun standartların üstünde bir kaliteye sahip olmasını sağlamıştır.
Ülkemizde beton üretiminin büyük bir kısmı Portland çimento ile yapılmaktadır. Bu durum çevre kirliliği yanı sıra büyük ekonomik yükte getirmektedir. Bunun için katkılı çimento kullanılması yönünde çalışmalar yapılmalıdır. Ayrıca normal beton üretimi dışında daha çevreci, ekonomik ve estetik olabilecek beton türleri tercih edilmeli, bu betonlar; kendi kendini temizleyen, geçirimli, polimer katkılı, lifli betonlar vs.
Bu büyük felaketlerden sonra çimento sektörü ve paydaşlarının neler yapması gerekiyor?
Ülkemiz maalesef deprem kuşağında bulunmaktadır. Çimento sektörü, çimento üretiminde standartların belirttiği şartların üstünde bir kalitede üretim yapmaktadır. Fakat beton üretiminde çimento kadar önemli olan betonun diğer bileşenleri agrega, karma suyu ve kimyasal katkılarda standartlara uygun olmalıdır. Çimento sektörü standartlara uygun ürettikleri çimentonun betonda kullanımını denetlemelidir. Bu denetimi kendi paydaşları ve son ürün kullanıcısı olan müşterileri ile birlikte yapmalıdır.