“Biz çimento sektöründe kalıcı olmak istiyoruz. Çimento tozu gözünüze kaçtığı anda bir daha bu sektörden çıkamazsınız. Ben 2007 yılında proje mühendisliği ile proje çizmeye başladığımdan beri hakikaten çimento benim için çok önemli. Yeni bir konu geldiğinde oturup, öğrenip, okuyup, çalışıyorum. Turbo Makina’da da şirket olarak aynı heyecan mevcut, çimento sektöründe kalıcı olmak istiyoruz.”
Turbo Makina Servis ve Çimento Endüstrisi Satış Direktörü Bahadır Ürkmez ile çimento sektörüne girişlerini ve hedeflerini konuştuk.
Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
1972 yılında dünyaya geldim. İzmir Fen Lisesi’ni bitirdikten sonra Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Mezuniyetin ardından birkaç yıl büyük holdinglerden birinde satış mühendisi olarak başladım. Kariyerime satış ve proje üzerine devam etme kararı aldım. Kısa bir süre çalıştıktan sonra Amerika’ya gittim. Orada bir üniversite bünyesinde proje yöneticiliği yaptım. Türkiye’ye döndükten sonra aile şirketinde çimento sektörüne adım attım. Burada yerleşim projeleri, fizibilite çalışmaları hazırlayarak detaylı hesaplamalar yapıyor ayrıca özellikle sektöre yeni girecek yatırımcılara danışmanlık yapıyorduk. Maalesef bu macera kişisel sebeplerle bitti. Turbo Makina kurucusu Can Bey ile tanıştık. Şirketin çimento sektörüne girmek istediğini anlatınca her iki anlamdaki tecrübeyi birleştirmeye karar verdik. Şu anda Turbo Makina bünyesinde Satış Direktörlüğü yapıyorum. Ancak şirketimizde ünvanlar çok önemli değil. Hep beraber bir sinerji yaratarak müşterilerimize hizmet etmeye çalışıyoruz. Beumer firması ile farklı birkaç projenin ekipmanlarının tedarikçisi olarak, sektöre iyi bir giriş yaptık.
Turbo LTD. 1989 yılında kurulmuş sektöre hâkim bir makine, ekipman şirketi. Bize Turbo’yu anlatır mısınız? Nerelerden geçti, hangi alanlarda uzmanlaştı, sektöre katkısı ne oldu?
Turbo Makina 1989 yılında Can Özdemir tarafından kurulan bir şirket. İlk olarak Detroit Diesel firmasının Türkiye’deki temsilciliğini alarak başlıyorlar ve daha sonra maden sektörüne adım atıyorlar. Burada sektörün önemli firmalarının temsilciliklerini yapıyorlar. Ana firmamız Türkiye’de, bunun dışında Amerika ve İngiltere’de şirketlerimiz var. 3 satış müdürü, 1 servis müdürü, satış destek personelleri, 6 servis elemanı ve ofis personeli ile çalışmalarımızı yürütüyoruz. 2022 yılına kadar ağırlıklı olarak maden sektöründe faaliyet gösteren şirket kırıcılar, elekler, elek panelleri, hidrosiklon, stok ekipmanları, komple agrega tesisleri üzerine çalışmış. Örneğin Türkiye’nin en büyük kırma eleme te- sislerinden biri olan Deriner Barajı’nın tüm yapım süreçlerinde aktif olarak görev alınmış. Çimento sektörüne girişimiz Köppern markası ile birlikte oldu. Köppern maden ve çimento sektörüne Roller Press üreten köklü bir Alman şirketi.
Biz şu anda Turbo Makina olarak sulu proseslerde ayırma işleminde uzmanız. Bu alanda dünya lideri durumunda Güney Afrikalı dünyaca ünlü Multotech markasını temsil ediyoruz. Şirket olarak en büyük özelliklerimizden biri asla kendi alanında kötü bir marka ile çalışmıyor olmamız. Bunu genel bir şirket felsefesi olarak benimsenmiş ve böyle devam ettirme konusunda kararlıyız. Her işimizin kaliteli olmasına dikkat ediyoruz. Tüm markalarımızı alanındaki teknolojisi yüksek ülkelerden getiriyoruz. Maden sektöründen gelen alışkanlıkla müşterilerimizin ihtiyaçlarına çözüm üretebilmek için gerekli her durumda testler yapı- yor, proses hesaplarını gözden geçiriyoruz.
Çimento sektöründe en iddialı olduğunuz makine ve ekipmanlarınız hangileri ve neden bu kadar önemliler?
Çimento sektöründe çok daha yeni sayılırız, ancak bu alanda da en kuvvetli ve iyi markalarla yolumuza devam ediyoruz. Burada adlarını da vereyim ki yazılı olsun, söz uçar yazı kalır biliyorsunuz: Beumer, Köppern’i ülkemizde temsil ederken Christian Pfeiffer ile proje bazında partnerlik yapıyoruz. Müşterilerimize roller preslerle öğütme ve öğütme verimliliğinin artırılması konularında çeşitli çözümler sunuyoruz. Bu işi hem makine hem de proses olarak düşünmek gerekiyor. Bu yüzden tüm tesislerin proseslerini önceden inceleyerek bunları nasıl iyileştirebiliriz konusunda çalışmalar yapıyoruz. Sadece Roller Press ile bilyalı değirmen olmadan çimento öğütme daha çok yeni kullanılan bir işlem. Dünyada 7-8 fabrikada yapılıyor bildiğim kadarıyla. Türkiye’de de hiç yok. Çimento öğütmede sadece roller press kullanarak öğütme yapan bir hattı Türkiye’de hayata geçirme gibi hedefimiz var. Şu anda dik değirmenler ve bilyalı değirmenler ile çimento öğütme yapılıyor. Roller Presslerin öğütmede enerji verimliği çok yüksek. Diğer öğütme sistemlerine göre tabii ki avantajlı ve dezavantajlı olduğu yerler var. Bunu da müşterilerimizi ziyaret ederek anlatıyoruz ve süreçlerini nasıl iyileştirirler, enerji maliyetlerinin çok arttığı bu dönemde nasıl onlara faydalı olabiliriz gibi konularda bilgi sunuyoruz. Bu alanda güncel gelişmeleri ve teknolojileri takip ederek en iyi ürünleri müşterilerimize sunmaya gayret ediyoruz. Beumer firması ise Ar-Ge’ye önem veren elevatörler konusunda çok iyi geliştirmeler yapmış bir firma. Yeni çözümlerini müşterilerimize sunmaktan gurur duyuyoruz. Christian Pfeiffer ise bilyalı öğütme alanında çok tecrübeli; değirmen astarları, diyaframlar, separatör ve değirmen konularında birlikte çalıştığımız için hem biz hem de bizim gibi bir partnerleri olduğu için onlar şanslı.
İskoçya ve ABD’de ofisleriniz var. Bu ofislerin amaçları ve katkıları nelerdir?
Amerika’daki ve İngiltere’deki şirketlerimizin asıl amacı Türk müşterilerimize optimum faydayı sağlamak. Bazı durumlarda Türkiye’de bir ürünü bulamıyorsunuz ama İngiltere’de olabiliyor. Biz de İngiltere’den ürünü alarak buraya gönderiyoruz. Amerika’daki şirketimizde özellikle maden alanında projelerde çalışıyoruz. Bu iki şirket hem finansal hem de destek anlamında çok faydalar sağlıyorlar. Şirket sahibimiz Can Bey’in vaktinin önemli bir kısmı Amerika’da geçiyor. Müşteriye maksimum hizmeti vermek ve bu arada da maksimum finansal kolaylığı sağlamak asıl amacımız. Çalıştığımız sektörler eskiden bu kadar küresel değildi, ancak burada Can Bey’in vizyoner yapısı ile yurt dışında yapılanmaya tam zamanında gidilmiş. Bu da bizim işimizi gerekli durumlarda oldukça kolaylaştırıyor.
İstanbul Merkez ve Ankara Şube ile müşterilerinize hizmet veriyorsunuz, diğer yandan İstanbul İMES’te TSE sertifikalı bir servisiniz var ve yedek parça desteği dahil servis hizmeti sunuyorsunuz. Türkiye’de yedek parça ve servis hizmetleri ne durumda, sizi rakiplerinizden farklı kılan nedir bu alanda?
Öncelikli olarak maden, agrega ve çimentoyu birbirinden bir ayırmamız gerekiyor. Maden ve agregada servis elemanlarımızın hepsi çok tecrübeliler. Elekleri monte ediyorlar, tamir ediyorlar. Kendi atölyemize getirip tamir edebildiğimiz gibi yerinde de servis hizmeti verebiliyoruz. Parça değişimi yapıyoruz. Şu anda bir kum yıkama tesisinin montajını yapıyor ekibimiz. Çimento tarafında ise çok yeni olduğumuz için hemen böyle servis işine girmedik. Önce piyasayı anlayıp ona göre yapılanmaya gidiyoruz. Şu anda çimento sektöründe çok tecrübeli olan Selim Çıtak’ı Servis Müdürü olarak bünyemize kazandırdık. Çimentonun büyük gruplarından birinin yıllarca farklı fabrikalarına makine bakım müdürlüğü yapmış bir isim. Kendisini bu alanda kendini daha da geliştirebilmek adına eğitimler alması için yurt dışına yolladık, deneyimine deneyim katması için ortam oluşturduk; Beumer elevatör bant değişimleri ve zincirli elevatörler konusunda bir sertifikasyon çalışmasına katıldı. Bizim en son istediğimiz şey makineyi satıp müşterimizi kendi başına bırakmak. Servis tarafı önemli bir maliyet merkezi olmasına rağmen mutlaka bünyemizde bulundurmamız gereken bir departman. Müşterilerimizin kendilerini yalnız hissetmelerini istemiyoruz. Bu konuda gerekli çalışmaları süreç içinde tamamlayacağız.
İnşaat, maden, petrol ve doğal gaz gibi sektörlere makine ekipman sağlayabiliyorsunuz. Sektörün en çok ihtiyaç duyduğu ekipmanlar ve makineler neler?
Türk çimento sektörü hakkında kötü bir şey söylemek hiç kimsenin harcı değil. Dünyanın en büyükleri arasındayız. Bunu içi boş şirketler ve çalışanlarla yapamazsınız. Çimento sektörü dünyadaki gelişmeleri çok yakından takip eden, bu gelişmeleri kendi yerel koşullarına uydurabilen, uydurmak için maksimum çabayı sarf eden bir sektör. Birçok alanda dünyada yapılan çalışmaları herkesten önce alıyor ve hayata geçiriyoruz. Sektörde işini çok iyi bilen yöneticilerimiz, projecilerimiz var. Her şeyi yakından takip ediyorlar. Şüphesiz ki akıl akıldan üstündür. Biz de ekipman satıcıları olarak onların henüz haberdar olmadığı yeni gelişmeleri anlatabiliyoruz, ama zaten tecrübeli ve bilgili oldukları için oradaki iletişim kolay oluyor. Sektördeki meslektaşlarım ne düşünüyorlar bilmiyorum ama ben karşılarında teknik insan görmeyi sevdiklerini düşünüyorum ve Turbo Makina olarak da bu noktayı yakaladığımızı düşünüyorum. Bizim temsilcilik anlayışımız bu yönde, inşallah madendeki tecrübelerimizi çimentoya da aktaracağız.
Bir sonraki aşamada önümüzdeki dönem stratejileriniz neler olacak? Yeni bir marka, yeni bir distribütörlük var mı? Çimento sektörü özelinde özellikle.
Temsilcilikler öyle kolay alınan ve hayata geçirilen süreçler olmuyor. Ayrıca her yıl da yeni büyük projeler olmuyor. Dolayısıyla sepetiniz ne kadar dolu olursa o kadar iyi. Ama öte yandan orada çok hassas bir denge var. Teknik olarak işin ucunu kaçırmamalısınız. Yani eğer sattığımız ekipmanın tekniğini konuşamıyorsanız bir müddet sonra olmuyor. Dolayısıyla biz o dengeyi tutturarak sepetimize 1-2 temsilcilik daha eklemek istiyoruz. Çimento özelinde yukarıda da belirttiğim önemli markaları aldık bünyemize. Bu markalar piyasada çok iyi bilinen markalar. Sektördeki temsilciliklerimizi geliştireceğiz. Biz çimentoda kalıcı olmak istiyoruz. Çimento tozu gözünüze kaçtığı anda bir daha bu sektörden çıkamazsınız. Ben 2007 yılında proje mühendisliği ile proje çizmeye başladığımdan beri hakikaten çimento benim her şeyim. Ayrılamıyorum, denedim bir kere olmadı. Çimento beni geri çağırdı. Çok seviyorum. Yeni bir konu geldiğinde oturup, öğrenip, okuyup, çalışıyorum. Turbo Makina’da da şirket olarak aynı heyecan mevcut, çimento sektöründe kalıcı olmak istiyoruz.”