GÜRÜLTÜLÜ ORTAMLARDA YENİ NORMAL: SOSYAL MESAFELİ İLETİŞİM

Mirey Bonfil

Kişisel Koruyucu Donanım Teknik Koordinatörü

3M
Çok gürültülü ortamlarda işçilerin işitme duyusunu koruyarak etkili iletişim kurmasına çalışılması 1950’li yıllardan beri gelen bir sorundur. Bu konu, özellikle İsveç Hava Kuvvetleri’nde sorun olarak irdelenmişti. 1950 yılından önce yüksek gürültülü ortamlarda telsiz ile iletişim kurmak için telsizin sesi açılıyordu, bu da ortamdaki gürültüyü daha da arttırarak, hem ortamda kaos yaratıyordu hem de gürültü seviyesi arttığı için işitme kaybı hızlanıyordu. Tore Palmaer’in bu durum için fikri mevcuttu. İletişim sağlanırken aynı zamanda çevredeki tehlikeli gürültüyü engelleyecekti. Böylece Tore Palmaer işe koyuldu ve PELTORTM Koruyucu İletişim kulaklıkları doğmuş oldu. 1950’den bu yana çok şey değişti, ancak zorlu ve hatta bazen tehlikeli ortamlardaki işçiler, ihtiyaçlarını karşılayacak yüksek kaliteli, sağlam çözümler talep etmeye devam ediyorlar. 3MTM PELTORTM kulaklıkları, çalışanların güvenebileceği koruyucu iletişim çözümleri sağlayarak; bu zorluğun üstesinden gelmek için tasarlanmıştır. Birçok ülkede üretim tesisleri bulunan 3MTM PELTORTM, dünya çapındaki endüstriye hem geleneksel kulak üstü (kulaklık) hem de yenilikçi kulak içi (kulak tıkacı) çözümler sunarken, elit taktik askeri ekipler ve kolluk kuvvetlerine de hizmet vermektedir.

Yıl 2021 ve pandemi gibi bir gerçek ile sahalarda yeni normal hayatımıza adapte olarak çalışmaya alışmak durumundayız. Çalışma hayatımızda neler değişti diye düşünecek olursak;

• Yeni rutinlere – yeni normale alışmaya çalışılması

• Hijyene verilen önemin eskiye oranla artması

* Kişisel koruyucu donanımların hijyenine – temizliğine de ekstra özen gösterilmesi

* Sürekli el temasından kaçınılması

• Verilen görev tanımlarının temasa bağlı olarak değişmesi

• Sosyal mesafenin korunması amacıyla minimum 1.5-2 metre mesafe konulması

• Eskiden solunum koruyucu maske bile kullanmayan çalışanların artık cerrahi maske takmak durumunda kalması ve buna bağlı olarak ağızların/dudakların okunmasını engelleme birkaç örnek olarak verilebilir.

Yukarıdaki maddelere baktığımızda özellikle ağızların/dudakların okunamıyor olması, beraberinde farklı durumlar yaratmaktadır. Maskeden kaynaklı konuşma frekansının değişmesi, karşı tarafın konuşmasını nuşmasını anlaması adına konuşan kişinin daha çok bağırma ihtiyacı hissetmesi ve dudakları okuyamama gibi durumlar meydana gelmektedir. Bütün bu durumların sonucunda, iletişim kurmak zorlaşmıştır.

Pandemi sürecinde, çalışma hayatına devam ederken, yeni normale uygun bir şekilde iletişim kurmak da zorunluluk olmuştur. Ancak sosyal mesafeyi korurken, çalışma ortamında gürültü de varsa, iletişim kurmak için yeni formuller yaratmak gerekir. Bu nedenle, iletişimli kulaklıkları kullanmak yeni normal hayatımızda herkese kolaylık yaratmakla beraber sağlığımızı da korumaya vesile olmaktadır. Ne gibi kolaylıklar denirse, aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

• Üretim verimini arttırmaya vesile olur, iş kesintisini minimuma indirger (2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre İsveç’teki Lund Üniversitesi araştırmacıları, bir inşaat işinde çift yönlü iletişimli kulaklıklarının kullanılmasıyla verimliliğin haftada 380 dakika arttığını ve verimlilik oranının %71’den %86’ya çıktığını tespit etmiştir).

• Temiz, net ve hızlı iletişim kurmayı sağlar.

• Etrafındaki nesneleri, forkliftleri ve nesneler ile forklifltlerin yerlerini gelen sesin yönüne göre algılayabileceğinden işyeri güvenliğini arttırmaya yardımcı olur.

• İşitme kaybını azaltacağından işitme korumaya da yardımcı olur.

• Çalışanların arkadaşları ile iletişim kurabilmesi, gerektiğinde cep telefonları ile kulak koruyucu donanımı çıkartmadan iletişim kurabilmesi çalışanların motivasyonunu arttıracaktır.

Yukarıda yazılan maddeler iletişimli kulaklıkların sağladığı avantajlardan birkaç tane örnektir. Peki iletişimli kulaklık nedir?

İletişimli kulaklıkların ana özelliği çalışanı gürültüden korurken, aynı zamanda iletişim kurmasına izin vermektedir. İletişimli kulaklıklar kendi içlerinde birkaç farklı sekmeye ayrılabilmektedir. Burada önemli olan kullanılacak ortam ve işin gerekliliğine uygun ürünü bulmaktır. Burada birkaç farklı terminolojiden bahsedilmesi, seçim yapmayı kolaylaştıracaktır.

Çevresel sesleri algılama:
Etraftan gelen tüm sesleri alarak, işitme kaybına neden olabilecek gürültüleri sönümlerken, forkliftin gelme sesi, alarmların duyulması, belli mesafeden konuşmaların duyulmasını sağlayan ve hatta sesin geldiği yönü de hissettirerek çalışana iletme özelliğidir.

Bluetooth:
Bluetooth kullanarak kulaklığı cep telefonuna bağlama özelliğidir.

Voice Operating Transmission (VOX):
Konuşma ile mikrofonun kendi kendine aktif olarak sesi iletme özelliğidir. Bu sayede iki el serbest kalarak, çalışma ortamında kolaylık sağlamaktadır.

Gürültü sönümleyici mikrofon:
Mikrofon, etraftaki gürültüden, konuşma sesini ayırt ederek, karşı tarafa sesin net ve temiz olarak gitmesini sağlamaktadır. İletişim ne kadar temiz ve net olmazsa,

kişilerin konuşmaları tekrarlamaları zaman kaybına neden olabileceği gibi aynı zamanda yanlış anlaşılmalar büyük hasarlar meydana getirebilmektedir.

Çift yönlü iletişim:
El telsizlerinde olduğu gibi karşılıklı iletişim kurmayı sağlar.
Bazı durumlarda gürültü seviyesi çok yüksek değilse, kulak koruyucu donanım olarak çevresel sesleri algılayan bir kulak tıkacı ya da kulaklık kullanmak gerekebilmektedir. Bazı durumlarda ise, kablosuz iletişim kurulması istenirse, bluetooth özelliği ile cep telefonuna bağlama ya da kendiliğinden telsizli ürünler kullanma bir opsiyon olabilir. Sonuç olarak, yeni normalimiz olan sosyal mesafe koşullarında, özellikle gürültü de varsa, fabrika içerisinde iletişim kurmak, üretim verimini arttırmak, çalışan sağlığını korumak amacıyla iletişimli kulaklıkların kullanılması günümüzde çok daha önemli bir yere sahiptir.