Murat KAHYA
Genel Müdür
Medcem Çimento
2021 pandeminin yarattığı etkilerin artık gözlemlenebilir hale geldiği ve tedbir almanın bir nebze kolaylaştığı artçı yıl oldu diyebiliriz. Ancak dünyada ve bilhassa ülkemizde yaşanan ekonomik çalkantı tüm sektörleri olduğu gibi bizi de etkiledi. Navlun maliyetlerindeki ciddi artışlar, emtia fiyatları, üretimdeki birincil ihtiyacımız olan elektrik gibi kalemlerin inanılmaz artışlar yaşaması maliyetlerimizi tahmin edilemez seviyelere çekti. Yakıt ton fiyatları 60 dolar mertebesinden 180-200 dolar mertebesine ulaştı. Elektrik fiyatları ise 0,50 TL/kWh seviyesinden 1,5 TL mertebelerine geldi. Buradaki artışlar %200 oranında. Sektörün maliyetlerinin %80’den fazlasını bu iki kalem oluşturuyor. İş gücü ve diğer maliyetlerde de önemli artışlar söz konusu. Bu nedenle üretim maliyetlerimiz %200’ün üzerinde arttı. Maalesef bu artışları fiyatlarımıza yansıtmak durumundaydık. Bakıldığında ülkemizdeki çimento fiyatı hala dünyadaki çimento fiyatlarıyla rekabet edebilir seviyede olmayı sürdürüyor. Aslında fiyat artışından ziyade fiyat güncellemesi yaptık diyebilirim. Karlılık oranlarına bakıldığında sektörün karlılık oranlarında ise düşüş var.
Satış hacmi açısından baktığımızda ise iç piyasada %8-10 bandında bir büyüme var. 60 milyon tona yakın bir iç pazar satış hacmi oldu. Ama yılın üçüncü çeyreğinden itibaren yavaşlama söz konusu. GSYH üçüncü çeyrekte %7,4 artarken, inşaat sektörü ise %6,7 küçüldü. Yüksek faiz oranları nedeni ile konut satışı yavaşlamaya girse de yılı geçen yıla yakın şekilde 1,5 milyon adet seviyesinde tamamladı. Ama yüksek faiz oranı nedeni ile kredili satışlarda önemli düşüş var. 2020’deki %38 oranına karşılık, 2021’de %20’nin altına geriledi. Yılın son iki ayında bir miktar hızlanma oldu. Ama bu enflasyonist ortam nedeni ile talebin öne gelmesi şeklinde gerçekleşti. Bu durum sonraki aylara olumsuz yansıyacaktır. İhracat tarafında ise %2’lik bir küçülme oldu ve 31 milyon ton seviyesinde tamamlandı. Ama ihracat gelirlerimiz 1,25 milyar dolara yükseldi. Genel olarak baktığımızda sektörümüz için kolay bir yıl olmasa da iyi bir yıl oldu diyebilirim.
Ana hedefimiz yatırım planlarını sürekli güncelleyerek küresel piyasalardaki gücümüzü artırmak, yeni pazarlara girmek ve satış hacmini yükseltmek
Medcem Çimento açısından da daimî olarak takip ettiğimiz hedef; yatırım planlarını sürekli güncelleyerek küresel piyasalardaki gücünü artırmak, yeni pazarlara girmek ve satış hacmini yükseltmek oldu ve 2021’de bu hedefler doğrultusunda ihracatı artırmak adına çalışmalarımızı sürdürdük. Gerek ana hedef pazarımız olan ihracat pazarlarında gerekse de iç pazarlarda satış hacmimizi koruyarak tam kapasite satışımızı gerçekleştirdik. Amerikan doları bazında EBITDA miktarımızda maalesef az bir miktar kaybımız oldu. Büyüme tarafında ise 2021 yılı Eylül ayında temeli atılan yatırım hamlesi ile uluslararası arenadaki varlığımızı en üst seviyeye çıkarmanın adımını attık. Mayıs ayında İSO 500 listesinde 263’üncü sıraya yerleşen şirketimiz 1 milyar liranın üzerinde ciro elde etmişti. Sanırım son 2 yılın en değerli özeti Medcem açısından bu olacaktır.
Maalesef ilk akılda kalan gerek ülkemizdeki gerekse dünyadaki enflasyonist ortam nedeni ile artan maliyetler ve kayıplar oldu. Buna zaman zaman tedarik zinciri kırılmaları da eklendi.
Sonrasında ise en önemli konu artık hayatımızın içinde olması gereken iklim değişikliği konusu. Her şeyden önce çimento sektörünün geleceğini şekillendirecek olan iklimle ilişkili üretim biçimleri, küresel çapta olduğu gibi Türkiye’de de sektörün öncelikli gündemlerinden oldu. Medcem Çimento’nun yeşil enerji ve sıfır karbon emisyonu politikasıyla yaptığı üretimler zaten bizi öncelikli ve farkında kılan unsurların başında geliyor. Ayrıca bu duruşumuzun ve gezegene olan sorumluluğumuza sahip çıktığımızın da bir göstergesi. İklim değişikliğine karşı öncelikli değerlendirilen sektörler arasındayız. Sürdürülebilirliği sağlamak adına sektörde ciddi anlamda çalışmalar yapılıyor. AB tarafından da onaylanan “Mevcut En İyi Teknikler” uygulamalarını rehber alarak çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Gerek mevcut tesisimizde gerekse yeni başlayan yatırımımızda dünyanın en verimli teknolojilerini seçtik. Isı enerji tüketimi en alt seviyelerde olan, elektrik tüketim miktarı az olan tesisler kurduk. Bu şekilde sektör ortalamasının altında karbon salınımı ile çalışıyoruz. Tesisimizde bulunan atık ısı geri kazanım tesisimiz ile enerji ihtiyacımızın %22’sini atık gazdan üretiyoruz.
Bizim için en akılda kalıcı konularda birisi ise 20 ayda tamamlanması planlanan 230 milyon dolarlık yeni yatırımımız
Bir diğer konu ise fosil yakıt kullanımı yerine alternatif yakıt kullanımının önemi. İklim değişikliği açısından sektör olarak gelişim göstermemizin zorunlu bir konu olduğu daha açık görüldü. Ama yeterli olmayan mevzuat düzenlemeleri sektörün önünü kapatıyor. Biz de alternatif yakıt kullanımımızı arttırmak için yatırımımızı başlattık. Alternatif yakıt kullanımımızı önemli derecede arttıracağız. Bunların hem sürdürülebilirlik açısından sektörün geleceği hem de rekabetçi ihracat gücü açısından önemli olduğunu düşünüyoruz.
Pandeminin ve ekonomik dalgalanmaların bir sonucu olan küresel istihdam sıkıntısı da bir başka problemdi. Bizim için en akılda kalıcı konularda birisi ise 20 ayda tamamlanması planlanan 230 milyon dolarlık yeni yatırımımız. Yıllık 3,5 milyon ton klinker üretimini 6,5 milyon tona çıkartarak, yaklaşık %90’lık bir kapasite artışı yatırımıyla çalışan sayısında asgari %30 istihdam artışı sağlayacak olmanın iç huzurunu yaşıyoruz. Yalnız dünyanın en büyük çimento fabrikasına sahip üreticiler arasında yer almaya hazırlanmak değil, ülkemize ve insanlarımıza yeni istihdam alanları sağlıyor olmak da büyük bir gurur bizim için.
İç pazarda %10-15 oranında bir daralma beklentim var
Olumsuz tarafından başlarsak yükselen maliyet artışları elbette bizi çok yoracak, sektör üzerindeki baskıyı arttırmaya da devam edecek. Bir taraftan fiyat güncellemeye devam ederken bir yandan da piyasa riskleri olacak. İhracat tarafında ülke olarak pozisyonumuzu korurken iç pazarda %10-15 oranında bir daralma beklentim var.
Diğer bir olumsuz konu ise son dönemde başlayan elektrik kısıtlamaları ve kesintileri. Sektörümüz için çok ciddi bir risk. Fabrikalarımız 24 saat çalışan devamlı prosesler. Dur-kalk şeklinde çalışma üretim kayıplarına neden oluyor. Ayrıca her dur-kalk hem enerji tüketimlerini arttırıyor hem de ekipmanların arızalanmasına neden oluyor.
Bunlar da ilave üretim maliyeti demek. Düzensiz üretim ürün kalitesini de kötüleştirir. Ama en önemli etkilerinden bir tanesi ihracat alanımızda. İhracat planlamaları en az bir ay öncesinden kesinleşmiş şekilde yapılıyor. Son anda belli olan enerji kesintisi bu yükleme planlarını bozuyor. Üretemediğiniz için yükleyemediğiniz gemi bekliyor. Tabi arkasından gelen diğer gemiler de yükleme için bekliyor. Bu durum yüksek navlun maliyetlerinin olduğu bu dönemde biz şirketleri demuraj cezaları ile karşı karşıya bırakıyor. Ayrıca müşteri aksamadan dolayı acil ihtiyacını başka ülkeye yönlendirebiliyor. Bu durumda ise satış kaybı yaşanıyor. Ama bütünsel olarak baktığımızda ihracat müşterilerimiz açısından kendilerini güvende hissetmedikleri bir ortam ortaya çıkıyor. Bu da son yıllarda büyük çabalarla yükselttiğimiz global ihracat pazarımızda pazar kaybımıza neden olabilir. Milli politika olarak belirlenmiş ihracat gelirlerinin, döviz girdisinin yükseltilmesi politikasına ters düşen bir durumu olduğunu ifade edebilirim.
Bu durum fırsata da çevrilebilir. Çimento fabrikalarında atık gazlar var. Bu atık gazlardan enerji üretim tesisleri kurulabiliyor. Bizim şu an bir tane var. Yeni hattımıza da yapacağız. Ama bu tesislerin cazibesini arttırmak için bir teşvik sistemi kurulabilir. Diğer taraftan son dönemde çimento şirketleri RES ve GES gibi yenilenebilir enerji tesislerine yatırım yapma arzusunda. Yapacağımız yatırımlarla ihtiyacımız olan enerjinin bir kısmını kendimiz üretebiliriz. Hiç iletim ya da dağıtım hattına bağlanmadan direkt kendi tesisimize bu tesisleri bağlayabiliriz. Dışarıya satış yapmadan iç tüketimimizde tüketebiliriz. Medcem olarak bizim bu yönde yatırım planlarımız var. Fakat mevzuatlarda bir miktar düzenlemeler yapılmış olsa da yeterli değil. Gerekli düzenlemelerin yapılması arzusundayız. Bu fırsatı yakalamalıyız.
Bizim için diğer bir fırsat ise büyümeye devam etmemiz. Genç bir şirket olsak da sektörün en önemli oyuncularından birisiyiz. Tek hatta ülkemizin ve Avrupa’nın en büyük tesisiyiz. Başlattığımız 230 milyon dolarlık yatırımımızı bu yılın sonunda tamamlayacağız ve fabrikamızın kapasitesini %90 oranında arttıracağız. Mersin’deki tesisimize yaptığımız toplam yatırım ise 850 milyon doları bulacak. Medcem, bu yatırımla dünyanın en büyük birkaç tesisinden biri olacak. Yeni yatırımımız ile dünyanın en büyük çimento üreticilerinden biri, ülkemizin en büyük tesisi ve ihracatçısı olacağız. Global pazarda bir numaralı ‘Türk çimento markası’ olma hedefimize ulaşmak istiyoruz.
Ayrıca değişik ülkelerde bulunan tesislerimizde de faaliyete pozitif bir şekilde devam ediyoruz. Öğütme tesislerimizde ve terminallerimizde satışlarımızı arttırarak devam etme hedefindeyiz. Bizim için çok önemli bir pazar olan Amerika Birleşik Devletleri’nde bir terminal yatırımı arzuluyoruz. Bu yatırımına dair fizibilite çalışmalarına başladık. Fakat ülke dinamikleri nedeni ile süreç alıyor. Bu yıl içinde sonuçlandırmak istiyoruz.
Son olarak amacımızın; küresel anlamda söz sahibi olan, dünyanın en modern tesisine sahip Türk çimento markası olmak olduğunu belirtmek isterim. Şu anda var olan en son teknolojileri kullanan Avrupa’daki tek şirketiz ve daha da iyisi olmak için durmadan çalışıyoruz.
CemenTürk Dergisi
CemenTürk, 2008 yılından itibaren iki ayda bir yayınlanan hazır beton ve çimento sektörüne ait bir sektör dergisidir. AjansGN’nin öncü, yenilikçi ve istikrarlı kimliğiyle sektörel yayıncılığa önemli bir ivme kazandıran CemenTürk, sektörün ortak sesi olmaya devam etmektedir.
Benzer İçerikler
Yorum Yap