Teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme kapsamında yapay zekâ ve otonom sistemler üzerine yapılan çalışmalar büyük bir ivme kazandı. Günümüzde oldukça popüler olan bu iki konunun ilerleyen yıllarda büyük pazar paylarına sahip olacağı öngörülüyor. Accenture’nın yapay zeka üzerine yayınladığı raporda, yapay zeka teknolojilerinin 2035 yılına kadar 16 farklı endüstride kullanılacağı belirtildi. Ayrıca bu durum yüzde 1.7’lik bir ekonomik büyümeye de yol açacak. Öte yandan tam ve yarı otonom sistemlere yönelik birçok çalışma eş zamanlı yürütülüyor.
Özellikle pandemi süreci ile birlikte dijitalleşme ve yeni normale adaptasyon noktasında hızlı reaksiyon gösteren lojistik sektörü de yapay zeka ve otonom sistemler üzerine yoğunlaşmış durumda. Yapay zeka ve otonom sistemlerin lojistik sektörüne büyük katkı sağladığı ve karbon emisyonunu azalttığı da biliniyor. Uzmanlar lojistik sektörünün gelecekte daha da dijitalleşeceğinin ve akıllı uygulamaların yaygınlaşacağının altını çiziyor.
Endüstrideki dijital dönüşümün etkisi büyük
Üretim, lojistik ve tedarik zinciri alanlarında uçtan uca otomasyonu kapsayan Endüstri 4.0’ın sunduğu yapay zeka, otonom sistemler, nesnelerin interneti, robotik ve kodlama gibi teknolojiler lojistik sektöründe akıllı uygulamaların kullanılmasına zemin hazırladı. Endüstri 4.0 kapsamında dijitalleşme yolunda emin adımlarla ilerleyen lojistik sektörü geldiği nokta itibariyle birçok sektörü rekabet açısından geri planda bırakmayı başardı.
Yapay zeka teknolojisi her şeyi değiştiriyor
Dünya çapında yapay zeka teknolojisine ve çalışmalarına ABD, Çin, Rusya, Japonya, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada, Almanya, Fransa ve İngiltere gibi gelişmiş devletler tarafından büyük ölçekli yatırımlar yapılıyor. Özellikle Çin 2017 yılında yapay zeka teknolojilerine 217 milyar dolarlık bir bütçe ayırarak bu alanda bir rekor kırdı. İlerleyen yıllarda farklı endüstrilere yönelik yapay zeka çalışmalarının sayısının ve bu çalışmaların alacağı yatırımların artacağını belirtiliyor.
Otonom sistemler her şeyi farklılaştırıyor
Dijitalleşme kapsamındaki bir diğer trend konu da otonom sistemler. Yarı ve tam otonom sistemlerin daha hızlı ve daha doğru bir karar mekanizması geliştirme kabiliyeti, lojistik sektörünün dijital dönüşümünü zorunlu kılıyor. Bu noktada havayolu, karayolu, deniz ve demiryolu lojistiğinde otonom sistemlerin kullanım oranı giderek artıyor.
Lojistik sektörüne neler katıyor?
Yapay zeka ve otonom sistemler birçok açıdan lojistik sektörüne katkı sağlıyor. Yapay zeka ve otonom sistemlerin lojistik modellemeleri, planlama, depo lokasyonları ve rekabet gibi alanlarda belirleyici unsur olduğu görülüyor.
Dijitalleşme neden hız kazandı?
Pandemi ile birlikte yeni normal kurallar, bazı sektörlerdeki iş biçimlerini yeniden inşa etti. Öte yandan e-ticaretin tüm dünyada büyük hacimlere ulaşması ve metrekarelerin küçülmesi de lojistik sektöründe dijitalleşme çalışmalarını hızlandıran etkenler arasında yer aldı. Teknolojik gelişmelere ve dijital dönüşüme hızlı bir şekilde adapte olan lojistik şirketleri rakiplerinden bir adım öne geçmeyi başardı.
Lojistik sektörünün akıllı uygulamaları
Lojistik sektörüne yönelik büyük ölçekli teknoloji ve lojistik firmaları ihtiyaçlara yönelik akıllı uygulamalar geliştirmeyi başardı. İşte o uygulamalardan bazıları:
– Amazon Go:
Herhangi bir kasam veya ödeme işleri olmadan ürünlerin tedarik edilmesini sağlayan Amazon Go uygulaması, bir mobil aplikasyon üzerinden müşteri kimliğini tanımlıyor ve müşterilerin otomatik ödeme yapmalarına olanak sunuyor.
– Pepper Parlor:
Softbank Robotics tarafından geliştirilen Pepper Parlor, 3 adet farklı robot tipinin aktif olarak çalıştığı bir sistem. Yarı insansı robotlar tedarik süresince müşterileri çeşitli yollarla eğlendirerek alışverişin verimliğini artırıyor.
– Hema Market:
Alibaba’nın robotik bir mağazası olan Hema Market’te müşterilere otonom olarak hizmet veriyor. Müşteriler Hema aplikasyonu üzerinden hizmet isteğinde bulunuyor, daha sonra bütün süreç otonom olarak ilerliyor.
– Cunda:
Migros’un TUBİTAK desteğiyle piyasaya sunduğu Cunda adlı robot, halihazırda test aşamasında olan bir otonom sistem olarak karşımıza çıkıyor. Cunda, mağazadaki düzeni ve etiketleri takip edebilme kabiliyetine sahip.
– Audi Easy Connect:
Amazon ile DHL’nin ortak olarak başlattığı Audi Easy Connect uygulaması, müşterilere siparişleri otonom bir araçla ulaştırıyor ve müşteri ürününü aldıktan sonra otomatik şifreleme sistemi ile aracı kilitliyor.
– Toyota E-Palette:
Toyotanın otonom seyyar aracı e-palette sürüş paylaşımı, teslimat, perakende ve satış süreçleri dahil olmak üzere birçok alanda hizmet veriyor.
Akıllı depolar ve robot çalışanlar
Yapay zeka ve otonom sistemlerin lojistik sektörüne kazandırdığı bir diğer yenilik ise akıllı depolar. Çin’in en büyük e-ticaret şirketlerinden biri olan JD.com, Şangay’da açtığı devasa depoda yalnızda 4 insanı istihdam ediyor. Kalan depo çalışanları ise otonom robotlar. Şirket bu sayede maliyet tasarrufu sağlıyor ve iş güvenliğinden kaynaklı sorunları en aza indiriyor. Alibaba’nın ise Huiyang bölgesinde bulunan deposunda 60’tan fazla robotun çalıştığı biliniyor. Otonom robotlar depodaki işçi ihtiyacını yüzde 70 oranında azaltmış vaziyette. Quicktron firması tarafından üretilen robotların ise 500 kilograma kadar yük taşıdığı belirtiliyor. Lojistik sektörü akıllı depolar ile tedarik sürecine hızlı yanıt verme imkânı buluyor.
Yapay zeka kontrollü otonom sistemler geliştiriliyor
Otomotiv sektörünün lojistik sektörüne olan katkıları aşikâr. Uber firmasının bir alt şirketi olan Otto, Volvo, Scania ve Ford Otosan gibi köklü otomotiv devleri lojistik sektörünün ihtiyacı olan otonom araçlar üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyor. Gelecekte yarı ve tam otonom ağır vasıta taşıtlarının tek bir merkezden ve yapay zeka üzerinden kontrol edileceği düşünülüyor.
Fütüristtik araçlar kullanılacak
Lojistik sektöründe en fazla yatırım alan ve kulağa ilginç gelen alanlardan biri de drone taşımacılığı. Özellikle kırsal bölgelerde hareket kabiliyeti sağlayacak drone taşımacılığına büyük ölçekli teknoloji, lojistik ve havacılık şirketleri büyük ilgi gösteriyor. Drone taşımacılığına ek olarak ilerleyen yıllarda lojistik şirketlerinin tedarik sürecinde zeplinlerden yararlanacağı da düşünülüyor.
Karbon emisyonu azalıyor
Karbon emisyonu tüm dünyanın ortak sorunu olan iklim değişikliğini tetikliyor. Lojistik sektörünün teknolojik gelişmeler ve dijitalleşmeye ayak uydurması özellikle karbon emisyonunu azaltılmasına zemin hazırlayacak. Lojistik şirketleri gelecekte sıfır emisyon mottosu ile hareket edecek.
Önceki HaberDünya çimento sektörü Antalya’da bir araya geldi
Sonraki Haber “Uzay Madenciliği” geleceği şekillendirecek

CemenTürk Dergisi
CemenTürk, 2008 yılından itibaren iki ayda bir yayınlanan hazır beton ve çimento sektörüne ait bir sektör dergisidir. AjansGN’nin öncü, yenilikçi ve istikrarlı kimliğiyle sektörel yayıncılığa önemli bir ivme kazandıran CemenTürk, sektörün ortak sesi olmaya devam etmektedir.
Benzer İçerikler
Yorum Yap