“Sektöre öncülük eden projelerimizle büyümeye devam ediyoruz”

Ahmet Reşit Vuruşkan

İş Geliştirme Müdürü

Vurmak Makine
Beton santralleri sektörünün öncü markalarından Vurmak
Makine, son yıllarda büyümesini ve gelişimini sürdürüyor.
Öncelikle şirketin kuruluşundan ve yapılanmasından bahseder
misiniz?

Vurmak Makine, 1985 yılında hazır beton santralleri alanında faaliyet göstermeye başlayan bir şirket. Şirketin kurucusu Eyyup Reşit Vuruşkan. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun.1982-1985 tarihleri arasında farklı bir firmada baş mühendis olarak çalışmış. Ardından da doğduğu yer olan Mersin’e dönerek elektrik trafoları üzerine bir şirket kurmuş. 1992 yılında dünyada ve Türkiye’deki değişimlerle birlikte ilk kez hazır beton santrali imalatına başlamış. O dönemlerde kuru sistem adı verilen beton santrali imalatı söz konusu. Türkiye’de bu alandaki teknolojilerin yeni geliştiği ve bilgisayarlı üretimin çok olmadığı zamanlarda, ilk santralimizin imalatını yapıp sattık. 1993-1994 yıllarında ilk otomasyon yazılımlarımızı yapmaya başladık. Bugüne kadar da pazar payımızı ve büyümemizi sürdürdük. Şu anda endüstri 4.0’a uyumlu olacak şekilde, her şeyin teknolojik ve tam otomatik olduğu yazılım sistemleri ile çalışıyoruz. Bu gelişimin yanında 2000’li yıllarla birlikte kuru sistemden yaş beton dediğimiz, karışımın mikserler ile yapıldığı hazır beton santrallerinin imalatına başladık. Burada da firmamızın bir öncü olma durumu var. Genelde beton santralleri yurt dışından gelirken ya da distribütörlükler yapılırken biz burada yerli imalata geçiş yaptık ve 2000 yılından sonra yazılımı da dahil olmak üzere hazır beton santrallerinin imalatlarını yapmaya başladık. Bu çalışmalarımızla da dışarıya olan bağımlılığı azaltmaya gayret ediyoruz.
Şu anda geldiğimiz noktada mikser imalatımızın % 20’sini yurt dışı pazarlara satabiliyoruz. Kısa bir zaman önceye kadar Avrupa’dan mikser alınırdı. Bugün İsviçre’de bile bayimiz var. Artık kaliteyi de ispat ettiğimizden dolayı Avrupa’daki imalatçı firmalarla rekabetçi bir konuma geldik. Öte yandan hazır beton santrallerinin çeşitliliği de artıyor. Yurt dışı ihracatlar çoğalıyor. Zaman içerisinde bizim de üretim alanımız, personel sayımız, mühendislik hizmetlerimiz de çoğaldı. Şu anda Türkiye’deki çimento fabrikalarının % 95’i ile aktif olarak çalışıyoruz. Hem makine hem de yazılım grubu olarak onlara hizmet veriyoruz. Bununla birlikte yurt dışında çalıştığımız sektörde öncü firmalar da var.
Hazır beton santrallerinde de çeşitliliğe gidildi. Eskiden sabit tip santraller vardı ve bunların kapasiteleri büyümeye başladı. Ardından bunların mobil modelleri çıkmaya başladı. Bunların da kapasiteleri arttı. Gelişen piyasa ve nakliye bedelleri ithalatçı firmalar için zor olduğundan firmalar bizi biraz daha kompakt ve nakliyesi daha ucuz makinalara yönelttiler. Bunlardan sonra da biz firma olarak üstüne daha ne koyabiliriz diye düşündük. Ve gemiden dökme ürün boşaltma makinaları dediğimiz, mekanik ve pnömatik makinaları yapmaya başladık.
Çimento sektörüne yönelik ne tip ürünler üretiyorsunuz?

Gemi boşaltma üniteleri çıktıktan sonra bunun üzerinde çok ciddi bir çalışmamız oldu ve sadece gemiden değil, mevcut stoklarda bulunan dökme ürünü pnömatik sevk sistemi ile istenilen bir noktaya aktarabiliyoruz. Bu ürünleri sadece Türkiye’de değil farklı ülkelerde de satmaya başladık. En son olarak Umman, Gürcistan ve Hindistan’da bu projeleri hayata geçirdik. Bunun dışında aynı zamanda çimento paketleme, Big Bag paketleme, Big Bag boşaltma makineleri yapıyoruz. Boşaltılan çimentonun da pnömatikle sevk edildiği yani çimento şirketlerinin komple anahtar teslimi olarak optimize sistem kurabileceği sistemler için son 5 yıldır yoğunlaşmış bulunuyoruz.
Bizim ürünlerimizin çoğu beton santrali imalatı üzerine. Ancak artık %40’lık özel proje satışları da mevcut. Gemi boşaltma makinalarını bizim dışımızda sadece Avrupa’da yapan şirketler vardı. Biz de Türkiye piyasasından bunu ilk çıkaran şirket olduk. Yurt dışında yapılıyorsa neden bunu Türkiye’de yapmayalım, neden bunu Türkiye’ye getirmeyelim diye düşündük. Artık 1000DWT’lik gemiler başta olmak üzere 50.000DWT’lik gemilerden hem mekanik hem de pnömatik olarak boşaltma yapacak makinaları üretebiliyoruz.
Çimento sektörüne dair bunların dışında geliştirdiğiniz ya da Ar-Ge çalışmasını yaptığınız hizmetler olacak mı?

Bunlar dışında tüm tasarımı ve üretimi bizde olmak şartıyla iki yeni ürünümüz geliyor. Büyük mühendislik altyapısı ve deneyim isteyen çalışmalar yapıyoruz. Bunlar çok büyük yatırımlar ve bütçe isteyen işler. Ciddi ölçülerde yatırım maliyetleri ile çalışıyoruz. 2022 yılı içerisinde projelerimiz hayata geçecektir. Bununla birlikte müşterilerimizin üretimde yaşadığı sorunlar optimize edilecektir.
Kısa dönemdeki en büyük hedeflerimizden biri mikser imalatında başlatmış olduğumuz endüstri 4.0 standartlarını tüm şirket bünyemize adapte etmek. İçerideki makine üretimimizi de hızlandırmaya ve kapasitemizi artırmaya gayret ediyoruz. 2022’de makine üretiminin yüzde 60’ını robotlarla imalat yapmak üzere çalışmalarımız var. Şu anda firma olarak üretimimizin %20’sini robotlar ile yapmaktayız. Bütçelerimizi buna göre ayırıyoruz.
Son zamanlarda hammadde maliyetleri çok arttı ve bu firmalar
için artık çok ciddi bir sorun olmaya başladı. Bu süreçle
ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?

Maliyetlerin artması zaten biz üreticilerin işini zorlaştırıyor ama bunun dışında maliyetlerin çok sık artması işimizi daha da zorlaştırıyor. Normalde bizim verdiğimiz teklifler uzun süreli projeleri içerdiği için 30-40 gün terminli, hatta bazen 2 aya kadar çıkabilir. Şu an bizim verdiğimiz tekliflerin geçerlilik süresi 15 gün. Bir müşterimizin teklif süresini 3 gün tutmak zorunda kaldık. Sürekli revize etmek zorunda kalıyoruz çünkü ana talebimiz çelik olduğu için ve çeliğe de sürekli zam geldiği için devamlı olarak güncelleme durumu gerekiyor. Bunun dışında projeler, planlar çok büyük olduğu için ürün gamları ve kalem sayısı çok fazla. O yüzden bunun maliyetlendirilmesi de ekstradan bir sıkıntı yaratıyor. Çünkü sürekli güncellenmesi gerekiyor. Bu durumu ERP ile çözmek zorunda kaldık. Bu şekilde sürekli olarak güncel ürün listesi ve güncel maliyetleri oluşturacak bir sistem oturttuk.
Bu durum satışlarınızı çok etkiledi mi?

Bizim satışlarımız etkilenmedi. Pandemininde yavaş yavaş hafiflemesinden dolayı piyasada fazladan bir artış var. Ancak bu durum kesinlikle iç piyasayı uzun vadede etkileyecektir. Yurt dışında yapılacak olan birçok proje pandemi dolayısıyla durdu. Şu an tekrardan hareketlenmeye başladı. Bizim bu noktadaki en büyük avantajımız marka algımızın bir noktaya gelmiş olması.
Firma özelinde size göre neler yapılması gerekiyor? Öncelikleriniz neler olacak?

Bayileşme ve üretimde optimizasyon bizim birinci önceliğimiz. Bununla ilgili çalışmalarımız da başladı. 2023-2024 yılına kadar büyük bir bayi ağına kavuşacağız. Bayilerimizle farklı bir sistem geliştireceğiz. Onlara hem sorumluluk vereceğiz hem de riske ortak olacağız.
%50 senin %50 benim mantığı ile çalışacağız. Bunun dışında bir bayi sizinle çalışmaya başlıyor ancak daha iyi bir bayilik bulduğunda sizi bırakabiliyor. Biz riske de, kara da, oradaki masrafa da ortak olacağız. Bu noktada her şey bizim kontrolümüz ve gözetimimizde gidecek. Daha sonra da mühendislik olarak ofis ağı kurmak ikinci planımız.
Aklımızdaki diğer bir konuda anahtar teslim çimento paketleme tesisleri. Çimento fabrikada üretildikten sonra paketlenmesi ve kamyona yüklenmesine kadar bir süreç tasarlıyoruz. Bununla ilgili Umman’da yaptığımız bir çalışma var. Hem yurt içinde hem de yurt dışında sektörde çok iyi biliniyoruz.
Hiçbir firma kötü değildir sonuçta herkes kendi ülkesi için çalışıyordur, sadece arada farklar vardır, bu farklarda kaliteyi ve markayı yaratır. Bizim kullandığımız ekipmanlar ve malzemeler uzun süren test ve Ar-Ge çalışmaları sonrasında seçilmektedir. Öncelikle müşteriyi çok iyi dinliyoruz. Kendi içimizde süreçleri sürekli ve düzenli olarak takip ediyoruz. 2012 yılı itibariyle kendi içimizde takibi kolaylaştırabilmek için yeni bir sisteme geçtik. O projeyle ilgili çalışan personelin tüm iş süreçlerini takip ediyoruz. En ufak bir sıkıntıda önce müşterinin sorununu çözüyoruz ve kendi içimize dönerek nerede hata yapılmışsa müdahale ediyoruz. Sorunları büyümeden yerinde çözmeye gayret ediyoruz. Vurmak’ın marka olmasının en büyük sebeplerinden biri müşterinin tamamen yanında olması. Aynı zamanda tüm süreçlerin tek bir firma tarafından yürütülmesi bizi farklı kılıyor.

İnsan kaynakları alanında nasıl bir politika izliyorsunuz?

Bizim şirket kültürümüzde işten çıkarma gibi bir yaklaşım yok. Sektörde büyük bir eleman sıkıntısı mevcut. Kadrolarımızda kadın iş istihdam gücünü en az %50’ye çıkartmak bizim öncelikli amacımız. Şu an beyaz yaka mevcut personelimizin %30’u kadın iş arkadaşlarımızdan oluşmaktadır. Yeni mezun iş arkadaşlarımız içinde yeni kadrolar açmaktayız.
Şu anda geliştirdiğiniz çalışmaların Ar-Ge süreleri ne kadar zaman aldı?

Yaklaşık olarak 1 yıl kadar sürüyor. 2022 yılı itibariyle de devreye alacağız. Şu anda prototip olarak bir yerde çalışması devam ediyor. Sektörde uzun yıllardır kurduğumuz ilişkiler nedeniyle ürünleri denemek istediğimizde bizlere yardımcı olan firmalar oluyor. Ek olarak sizin de bildiğiniz gibi çevre duyarlılığı günden güne artıyor ve bu yüzden de müşterilerimiz üzerinde baskı oluşuyor. Bizim yaptığımız bu özel projelerin %10’u, %20’si genel olarak tozumayı engellemek ve çimento ile çevreye zarar veren durumlarda teknolojik destek vererek müşterilerin bu problemlerini çözmek üzerine. Bizim de çevre duyarlılığımız çok yüksek. Hedeflerimiz arasındaki en önemli önceliğimiz; çevre duyarlılığını ön plana çıkarmak.

University of London’dan Makina Mühendisi ve aynı zamanda da Finans ve Muhasebe yan dal alarak mezun oldum. Alman Lisesi’nden de 2016 yılında mezun oldum. Şu anda burada Ar-Ge ve İş Geliştirme’nin başındayım. Tüm süreçlerin başında yeni ürünlerin geliştirilmesi ya da şu ana kadar yaptığımız tesislerde ne tür güncellemeler yapabiliriz konusu üzerine çalışıyorum.