Nurhan Gürel – CemenTürk Genel Yayın Yönetmeni
1.Giriş
Çimento endüstrisi, ekonomik büyümeyi çevresel sorumlulukla dengeleme konusunda kritik bir noktada durmaktadır. Küresel altyapı için en önemli malzemelerden biri olan çimento, modern inşaatta hayati bir rol oynamaktadır. Ancak, üretimi aynı zamanda iklim değişikliğine önemli ölçüde katkıda bulunarak küresel CO2 emisyonlarının yaklaşık %8’inden sorumludur. Bu çarpıcı çevresel etki, yapısal bütünlüğü korurken karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltabilecek sürdürülebilir alternatiflere yönelik acil bir ihtiyaç doğurmuştur. Temel sorun, endüstrinin büyük miktarda CO2 salınımına neden olan enerji yoğun geleneksel Portland çimentosuna olan bağımlılığında yatmaktadır. Küresel düzenlemeler sıkılaşırken ve sürdürülebilirlik hedefleri daha iddialı hale gelirken, sektör giderek yenilikçi çözümler aramaktadır. Bu makale, inşaat sektörünü dönüştüren çeşitli sürdürülebilir çimento bağlayıcılarını ele almaktadır. Faydalarını, zorluklarını ve gerçek dünya uygulamalarını analiz ederek, alternatif çimento teknolojilerinin daha sürdürülebilir ve dayanıklı bir yapı ortamına nasıl katkıda bulunabileceğine dair kapsamlı bir genel bakış sunmayı amaçlamaktadır. Daha yeşil çimento çözümlerine geçiş, yalnızca bir tercih değil, iklim değişikliğiyle mücadelede ve altyapı gelişiminin çevresel sorumlulukla uyumlu hale getirilmesinde zorunlu bir adımdır.
2.Alternatif Bağlayıcıların Türleri
Çok sayıda alternatif bağlayıcı çalışmaları bulunmasına rağmen en umut verici alternatifler arasında jeopolimer çimentolar, magnezyum bazlı bağlayıcılar, karbonatlanmış bağlayıcılar, kalsiyum sülfalüminat (CSA) çimentosu ve reaktif magnezyum çimentosu yer almaktadır. Bu yeni teknolojiler, endüstriyel yan ürünleri, atık malzemeleri ve ileri kimyasal süreçleri kullanarak geleneksel klinker bazlı çimentoya olan bağımlılığı en aza indirmektedir.
2.1 Jeopolimer Çimento
Jeopolimer çimento, alüminosilikat öncüllerinin alkali aktifleştiricilerle tepkimeye girmesiyle oluşturulan inorganik bir polimer esaslı bağlayıcıdır. Geleneksel çimentonun kireçtaşı kalsinasyonundan kaynaklanan CO2 emisyonlarının aksine, jeopolimer çimento endüstriyel yan ürünleri kullanarak emisyonları önemli ölçüde azaltır.
Jeopolimer çimentonun ana bileşenleri arasında alüminosilikat öncüller (uçucu kül, metakaolin, cüruf) ve alkali aktifleştiriciler (sodyum hidroksit, potasyum hidroksit ve silikatlar) bulunur. Jeopolimerizasyon süreci, üstün mekanik dayanım ve kimyasal dirence sahip üç boyutlu polimerik bir ağ oluşturur. Bu çimentonun avantajları arasında daha düşük CO2 emisyonları, artırılmış dayanıklılık ve kimyasal saldırılara karşı direnç, endüstriyel yan ürünlerin kullanımı ve yüksek sıcaklık fırınlarına duyulan ihtiyacın ortadan kalkması sayesinde enerji verimliliği yer alır. Bu özellikler, jeopolimer çimentoyu altyapı projeleri (köprüler, yollar), deniz yapıları, yer altı tünelleri, yangına dayanıklı paneller, refrakter malzemeler ve beton yapıların güçlendirilmesi ve rehabilitasyonu gibi uygulamalar için uygun hale getirir.
Avantajlarına rağmen, standardizasyon eksikliği, ham maddelerin bölgesel bulunabilirliğine bağımlılık ve hassas kürleme ile karışım tasarımı gereksinimleri gibi bazı zorluklar bulunmaktadır. Bununla birlikte, yenilikçi araştırmaların ve endüstriyel benimsemenin devam etmesiyle, jeopolimer çimento, daha sürdürülebilir bir inşaat sektörü için geleneksel Portland çimentosuna umut verici bir alternatif olmaya devam etmektedir.
Şekil 1: Jeopolimer Bağlayıcı Üretim Akım Şeması
2.2 Magnezyum Bazlı Çimentolar
Magnezyum bazlı çimentolar (MBC’ler), ana bileşen olarak magnezyum oksit (MgO) kullanır. Çevresel faydaları ve dayanıklılığı ile bilinen bu bağlayıcılar, sürdürülebilir alternatifler olarak giderek daha fazla ilgi görmektedir.
Magnezyum bazlı çimentolar arasında; yüksek dayanım ve hızlı priz alma özellikleriyle bilinen magnezyum oksiklorür çimentosu (MOC), aside karşı üstün direnç sunan magnezyum oksisülfat çimentosu (MOS) ve kürlenme sırasında CO2 emerek stabil karbonatlar oluşturan reaktif magnezyum oksit çimentosu bulunur. Bu çimentoların avantajları arasında daha düşük kalsinasyon sıcaklıkları (600-800°C), enerji tüketiminin azalması, sülfat saldırısına, korozyona ve donma-çözülme döngülerine karşı üstün direnç, karbon yakalama potansiyeli ve gelişmiş yangın direnci ile işlenebilirlik yer alır. Bu özellikleriyle, magnezyum bazlı çimentolar inşaat malzemeleri (paneller, zemin kaplamaları), yangına dayanıklılık ve yalıtım, derin kuyu çimentolama ve yeşil bina projeleri gibi alanlarda kullanım için uygundur. Ancak, sınırlı ham madde bulunabilirliği, belirli formülasyonlarda neme karşı hassasiyet ve düzenleyici standartların eksikliği gibi bazı zorluklar devam etmektedir.
Magnezyum bazlı çimentolar, daha sürdürülebilir bir inşaat sektörü için düşük karbonlu bir alternatif olarak giderek daha fazla önem kazanmaktadır.
Şekil 2: Magnezyum bazlı çimentolar üretim akım şeması
2.3 Karbonatlanmış Bağlayıcılar
Karbonatlanmış bağlayıcılar, oluşumlarında CO2’yi temel bir bileşen olarak kullanarak kürlenme sırasında aktif olarak karbon yakalar. Bu yenilik, CO2 emisyonlarını bir kaynak haline getirerek sürdürülebilir çimento esaslı malzemeler oluşturur.
Karbonatlanmış bağlayıcılar, kalsiyum hidroksit, magnezyum oksit, cüruf ve uçucu kül gibi reaktif malzemelerden oluşur ve kontrollü koşullar altında CO2’ye maruz bırakılarak bağlayıcıyı güçlendiren karbonatlar oluştururlar. Avantajları arasında CO2 yakalama sayesinde karbon negatif potansiyel, kimyasal bozulmaya karşı artırılmış direnç, endüstriyel yan ürünlerin kullanımı ve daha hızlı dayanım gelişimi bulunur. Bu özellikleriyle karbonatlanmış bağlayıcılar prefabrik beton elemanlar (kilit taşları, paneller), atık kullanımı ve geri dönüşüm projeleri ve karbon yakalama ve kullanımı (CCU) stratejileri gibi uygulamalar için uygundur. Ancak, CO2 tedarik altyapısının gerekliliği, malzeme uyumluluğu ve performans değişkenliği ile geleneksel çimentoya kıyasla ekonomik uygulanabilirlik gibi bazı zorluklar devam etmektedir.
Sürekli ilerlemeler ve artan benimsenme ile, karbonatlanmış bağlayıcılar inşaat sektörünü karbonsuzlaştırmak için umut verici bir yol sunmakta ve CO2’yi bir kirletici olmaktan çıkarıp değerli bir kaynak haline getirmektedir.
Şekil 3: Karbonatlanmış bağlayıcılar üretim şeması
2.4 Kalsiyum Sülfalüminat (CSA) Çimentosu
CSA çimentosu, hızlı dayanım kazanımı, azalmış rötre ve daha düşük karbon ayak izi sunar. Kalsiyum silikatlar yerine C4A3S̅ hidrasyonu ile sertleşir ve üretimi daha az enerji gerektirir.
Kalsiyum sülfalüminat (CSA) çimentosu, boksit, kireçtaşı ve alçı taşı gibi temel ham maddelerden oluşur ve yaklaşık 1250°C’de daha düşük kalsinasyon sıcaklıklarında üretilerek enerji tüketimini ve emisyonları azaltır. Avantajları arasında %40’a kadar daha düşük CO2 emisyonu, daha hızlı priz alma süreleri, sülfata karşı artırılmış direnç ve dayanıklılık ile azalmış rötre ve çatlama yer alır. Bu özellikleri, hızlı onarım ve rehabilitasyon projeleri, prefabrik beton üretimi, deniz ve atık su yapıları ve çevre dostu inşaat girişimleri gibi uygulamalar için uygundur. Ancak, boksit gibi ham maddelerin bulunabilirliği, daha yüksek üretim maliyetleri ve inşaat uygulamalarının uyarlanma ihtiyacı gibi bazı zorluklar devam etmektedir.
Düşük karbon salınımı ve yüksek performanslı inşaat malzemelerine olan artan talep ile CSA çimentosu, Portland çimentosuna sürdürülebilir bir alternatif olarak giderek daha fazla tanınmaktadır.Şekil 4: Kalsiyum sülfalüminat (CSA) çimentosu üretim akım şeması
2.5 Reaktif Magnezyum Çimentosu
Reaktif Magnezyum Çimentosu (RMC), ana bileşeni olarak MgO’yu (magnezyum oksit) kullanır ve kürlenme sırasında CO2 ile tepkimeye girerek kararlı magnezyum karbonatlar oluşturur. Bu benzersiz özellik, RMC’yi hem dayanıklı hem de sürdürülebilir kılar.
Reaktif magnezyum oksit (MgO) çimentosu, magnezyum karbonatın düşük sıcaklıklarda kalsinasyonu ile üretilir ve kürlenme sırasında atmosferik veya endüstriyel CO2 ’yi emerek karbonatlanma sürecinden geçer. Avantajları arasında karbon yakalama potansiyeli, daha düşük enerji ihtiyacı, çatlama ve kimyasal saldırılara karşı direnç ve atık malzemelerin sürdürülebilir entegrasyonu bulunur. Bu özellikleri ile yeşil binalar ve altyapı projeleri, karbon yakalama projeleri, beton yapıların onarım ve restorasyonu ile yangına dayanıklılık ve yalıtım gibi özel kullanım alanları için uygundur. Ancak, yüksek saflıkta MgO’nun sınırlı bulunabilirliği, kontrollü kürleme ortamlarının gerekliliği ve yüksek başlangıç maliyetleri gibi bazı zorluklar devam etmektedir. Karbon yakalama ve düşük karbonlu inşaat konularına artan ilgi ile reaktif magnezyum çimentosu, geleneksel çimentoya uygulanabilir bir alternatif sunmaktadır.
Şekil 5: Reaktif magnezyum çimentosu üretim akım şeması
3. Alternatif Bağlayıcıların Üretimi, Kalitesi ve Performansı
Çimento endüstrisi artık geleneksel malzemelerin sınırlamalarıyla kısıtlı değil. Alternatif bağlayıcıların hızla büyümesi, sürdürülebilirliğin ve performansın birlikte var olabileceğini kanıtlamaktadır. Üretim oranları artmaya devam ettikçe, sektörün inovasyona, standardizasyona ve yeni ürün kabulüne bağlı kalması, gerçekten yeşil bir yapı çevresi oluşturmak için kritik öneme sahiptir. Jeopolimer çimento, magnezyum bazlı çimento, karbonatlanmış bağlayıcılar, kalsiyum sülfalüminat (CSA) çimentosu ve reaktif magnezyum çimentosunun üretim oranlarına daha yakından bakıldığında, büyüme, yenilik ve benimseme açısından dinamik bir tablo ortaya çıkmaktadır.
Şekil 6: Yıllara göre çeşitli bağlayıcıların üretim oranları
Alternatif bağlayıcıların dikkat çekici yükselişi, çimento endüstrisinin üretim modelini dönüştürerek klinker ağırlıklı süreçlerden daha döngüsel ve yenileyici üretim uygulamalarına geçişi teşvik etmektedir. Küresel çimento talebi artmaya devam ederken, bu talebi karşılamak ve aynı zamanda CO2 emisyonlarını, enerji tüketimini ve kaynak tükenmesini önemli ölçüde azaltmak büyük bir zorluk oluşturmaktadır.
Önümüzdeki on yıl çimentonun geleceğini belirleyecek ve doğru yatırımlar ile stratejik iş birlikleri sayesinde düşük karbonlu bir çimento endüstrisi sadece bir vizyon olmaktan çıkıp yakın bir gerçekliğe dönüşecektir.
Her alternatif bağlayıcı, basınç dayanımı, priz süresi ve dayanıklılık açısından benzersiz bir denge sunarak çeşitli inşaat uygulamaları için uygun çözümler sunmaktadır:
• Jeopolimer çimento, 60 MPa basınç dayanımı, 90 dakikalık priz süresi ve 80 yılı aşkın kullanım ömrü sunarken, Portland çimentosuna kıyasla CO2 emisyonlarını %80 oranında azaltmaktadır.
• Magnezyum bazlı çimento, 50 MPa dayanımı ve %70 daha düşük emisyon oranı ile karbon-negatif yapı malzemeleri alanında büyük bir atılım olarak görülmektedir.
• Karbonatlanmış bağlayıcılar, doğal CO2 emilimini kullanarak emisyonları %85 oranında azaltırken, 55 MPa basınç dayanımı ve 75 yıl dayanıklılık sağlamaktadır.
• Kalsiyum sülfalüminat (CSA) çimentosu, sadece 60 dakikalık hızlı priz süresi ile prefabrik ve yüksek performanslı beton uygulamalarını dönüştürmekte ve emisyonları %60 azaltmaktadır.
• Reaktif magnezyum çimentosu, CO2 emisyonlarında %90 azalma sağlayarak negatif emisyonlu çimentonun sadece bir konsept olmadığını, gerçeğe dönüştüğünü kanıtlamaktadır. Ancak 45 MPa ile biraz daha düşük dayanım sunmaktadır.
Şekil 7: Çeşitli alternatif çimento bağlayıcılarının kalite göstergeleri
Tarihsel olarak Portland çimentosunun ton başına 800-900 kg CO2 yaydığı düşünüldüğünde, alternatif bağlayıcılar çimento endüstrisinin çevresel etkisini azaltmada devrim niteliğinde bir değişim sunmaktadır:
• Jeopolimer ve magnezyum bazlı çimentolar, yüksek dayanıklılığı önemli ölçüde emisyon azaltımı ile birleştirerek en ölçeklenebilir seçenekler arasında öne çıkmaktadır.
• Karbonatlanmış bağlayıcılar, kürlenme sırasında aktif olarak CO2 yakalayarak sürdürülebilirliği bir adım öteye taşımakta ve karbon nötr projeler için ideal bir çözüm sunmaktadır.
• CSA çimentosu, CO2 azaltma oranı biraz daha düşük olmasına rağmen, yüksek erken mukavemet ve hızlı priz süresi gerektiren projeler için hayati bir çözüm olmaya devam etmektedir.
• Reaktif magnezyum çimentosu, en yüksek CO2 azaltma potansiyeline sahip olup, yeni nesil karbon-negatif inşaatlarda giderek daha fazla ilgi görmektedir.
Şekil 8: Çeşitli bağlayıcıların CO2 azaltma karşılaştırması
4. Alternatif Bağlayıcı Üretiminde Ekonomik Faktörler
Çimento endüstrisi sürdürülebilirlik ve karbon nötrlüğüne yönelirken, alternatif bağlayıcıların ekonomik uygulanabilirliği önemli bir tartışma konusu haline gelmektedir. Geleneksel Portland çimentosundan (OPC), jeopolimer çimento, magnezyum bazlı çimento, karbonatlanmış bağlayıcılar, kalsiyum sülfalüminat (CSA) çimentosu ve reaktif magnezyum çimentosuna geçiş sadece emisyonları azaltmakla ilgili değildir. Aynı zamanda daha maliyet-etkin ve kaynak açısından optimize edilmiş bir endüstri yaratmayı amaçlamaktadır. Geleneksel çimento tesisleri yüksek sermaye harcamaları (CAPEX) ve enerji yoğun işletme harcamaları (OPEX) gerektirirken, alternatif bağlayıcılar endüstriyel yan ürünleri kullanarak, daha düşük enerji tüketimi sağlayarak ve yenilikçi kimyasal süreçlerden faydalanarak ekonomik açıdan avantaj sunmaktadır.
Alternatif bağlayıcı üretim tesislerine yapılan ilk sermaye yatırımı (CAPEX) değişkenlik gösterse de bu tesisler genellikle daha düşük fırın sıcaklıkları gerektirir ve daha az enerji yoğun süreçler kullanır, bu da onları uzun vadede daha maliyet rekabetçi hale getirir.
• Geleneksel Portland Çimento Tesisleri: Yüksek sıcaklıklı klinker fırınları, kapsamlı ham madde işleme ve emisyon kontrol teknolojileri nedeniyle tesis başına 100 milyon USD’nin üzerinde CAPEX yatırımı gerektirir.
• Jeopolimer Çimento Tesisleri: Klinker üretimini ortadan kaldırarak ve endüstriyel atık malzemeleri kimyasal aktivasyon yoluyla kullanarak yaklaşık 50 milyon USD CAPEX ile, neredeyse yarı maliyetle çalışır.
• Magnezyum Bazlı Çimento: Tesis başına 60 milyon USD CAPEX ile biraz daha yüksek bir başlangıç maliyetine sahiptir, ancak uzun vadeli ekonomik faydaları CO2 emilim yeteneklerinden gelir sağlayarak karbon kredisi piyasalarında kazanç elde etmesini sağlar.
• Karbonatlanmış Bağlayıcılar: Tesis başına 55 milyon USD yatırım gerektirir ve düşük enerji gerektiren bir alternatif sunar, endüstriyel emisyonlardan CO2 yakalayarak hem çevresel etkiyi hem de işletme maliyetlerini azaltır.
• CSA Çimentosu ve Reaktif Magnezyum Çimentosu: Sırasıyla 65 milyon ve 58 milyon USD CAPEX gerektirse de CSA çimentosu hızlı priz süresi gerektiren projeler için, reaktif magnezyum çimentosu ise karbon nötr inşaat için önemli bir seçenek haline gelmektedir.
Alternatif bağlayıcıların operasyonel giderleri (OPEX), enerji yoğun klinker öğütme ve ham madde çıkarımından kaynaklanan ton başına 50-70 dolar maliyet oluşturan geleneksel çimento üretimine kıyasla önemli maliyet düşüşleri göstermektedir.
• Jeopolimer Çimento: Ton başına 40 dolar OPEX ile, endüstriyel atık malzemelerin (uçucu kül, cüruf) kullanılması ve yüksek sıcaklıklı fırınların ortadan kaldırılması sayesinde yakıt ve elektrik maliyetlerini azaltmaktadır.
• Magnezyum Bazlı Çimento: Ton başına 45 dolar ile biraz daha yüksek bir maliyete sahiptir, ancak CO2 yakalama teşvikleri ve düşük enerjili üretim süreçleri sayesinde maliyetleri dengelemektedir.
• Karbonatlanmış Bağlayıcılar: Ton başına 38 dolar ile en uygun maliyetli alternatiftir. Bu bağlayıcılar, yüksek sıcaklıklı fırınlar yerine ortam CO2 ile kürleme yöntemi kullanarak düşük maliyetli bir çözüm sunmaktadır.
• CSA Çimentosu & Reaktif Magnezyum Çimentosu: CSA çimentosu, ton başına 50 dolar OPEX ile daha yüksek bir maliyete sahiptir, ancak hızlı priz alma özelliği sayesinde hızlı inşaat tamamlanmasına olanak tanıyarak iş gücü ve zaman maliyetlerini azaltmaktadır. Reaktif magnezyum çimentosu, ton başına 42 dolar OPEX ile karbon yakalama teknolojileri sayesinde maliyetleri dengeleyerek geleceğe yönelik bir yatırım haline gelmektedir.
Şekil 9: Çeşitli bağlayıcıların CAPEX ve OPEX karşılaştırması
Çimento üretimindeki en büyük maliyet unsurlarından biri, kilovat saat/ton (kWh/t) cinsinden ölçülen enerji tüketimidir.
• Geleneksel Portland Çimentosu: 1400-1500°C’de klinker kalsinasyonu gerektirdiğinden 900 kWh/t üzerinde enerji tüketir, bu da yakıt ve elektrik maliyetlerini önemli ölçüde artırır.
• Alternatif Bağlayıcılar: 250-320 kWh/t arasında değişen enerji tasarrufu sağlayarak üretim maliyetlerini bazı durumlarda %50’den fazla azaltır. Örneğin, jeopolimer çimento 300 kWh/t enerji tüketirken, magnezyum bazlı çimento yalnızca 250 kWh/t tüketmektedir, bu da onları maliyet odaklı pazarda güçlü rakipler haline getirmektedir.
Kireçtaşı, alçı taşı ve silika fiyatlarının artmasıyla birlikte, alternatif bağlayıcılar bol miktarda bulunan endüstriyel yan ürünleri veya alternatif mineralleri kullanarak önemli bir maliyet avantajı sunmaktadır:
Şekil 10: Çeşitli alternatif bağlayıcıların enerji tüketimi
• Portland Çimentosu: Ton başına 30-40 USD ham madde maliyeti gerektirir, çünkü yüksek saflıkta kireçtaşı gereksinimi giderek azalan ve pahalı hale gelen bir kaynaktır.
• Jeopolimer & Karbonatlanmış Bağlayıcılar: Endüstriyel atık akışlarına dayanarak ton başına 18-20 USD ile en düşük ham madde maliyetine sahiptir.
• CSA Çimentosu & Reaktif Magnezyum Çimentosu: Özel ham maddeler gerektirdiğinden ton başına 22-30 USD arasında maliyet oluşturur, ancak bu maliyetler benzersiz performans avantajlarıyla dengelenmektedir.
Şekil 11: Çeşitli bağlayıcıların ham madde maliyet dağılımı
5. Sonuç Çimento endüstrisi artık yalnızca inşaat taleplerini karşılamaya odaklanmıyor; geleceğin yapı malzemeleri için kalite ve sürdürülebilirlik kavramlarını yeniden tanımlıyor. Alternatif bağlayıcılar büyüdükçe, yüksek performanslı ve düşük emisyonlu çimentonun potansiyeli şehirleri, altyapıyı ve endüstrileri dönüştürecektir. Performans ve sürdürülebilirlik, birbirine zıt unsurlar değil, sektörü net-sıfır bir geleceğe yönlendiren tamamlayıcı güçlerdir.
Alternatif bağlayıcıların ekonomisi, sektör genelinde benimsenmesi için güçlü bir gerekçe sunmaktadır. Geleneksel çimentoya kıyasla, bu bağlayıcılar işletme harcamalarında (OPEX), enerji kullanımında ve ham madde temininde önemli maliyet tasarrufları sağlarken CO2 emisyonlarını %90’a kadar azaltmaktadır. Jeopolimer, karbonatlanmış ve magnezyum bazlı çimento tesislerinin düşük sermaye yatırımı (CAPEX), onları uzun vadede kârlı yatırımlar hâline getirirken, CSA ve reaktif magnezyum çimento ise özel uygulamalarda yüksek değerli getiriler sunmaktadır.
Düzenleyici kurumlar CO2 emisyon standartlarını sıkılaştırırken ve karbon fiyatlandırma politikaları yürürlüğe girerken, çimento üreticileri uyum sağlamak zorunda kalacaktır. Alternatif bağlayıcılar yalnızca sürdürülebilir bir seçenek değil, aynı zamanda dirençli, kârlı ve net-sıfır bir çimento endüstrisi için ekonomik bir zorunluluktur.
Ancak, bu yeniliklerin yaygın kullanımı bazı engellerle karşı karşıyadır. Düzenleyici zorluklar, ham madde bulunabilirliği, maliyet rekabetçiliği ve standardizasyon eksikliği, alternatiflerin benimsenmesini zorlaştırmaktadır. Bununla birlikte, sürekli araştırmalar, politika desteği, endüstri iş birliği ve yeni teknolojilere yapılan yatırımlar, bu engellerin aşılmasına yardımcı olabilir. Sevindirici bir şekilde, öncü şirketler ve araştırma kurumları bu malzemeleri geliştirmeye devam etmekte ve daha sürdürülebilir inşaat uygulamalarının önünü açmaktadır.
İnşaat sektöründe bir paradigma değişimine ihtiyaç vardır. Performans, dayanıklılık ve ekonomik uygulanabilirlikten ödün vermeden düşük karbonlu alternatifleri önceliklendiren bir yaklaşım benimsenmelidir. Sürdürülebilir çimento bağlayıcılarının yaygın kullanımı, sektörün küresel iklim eylem hedeflerine önemli katkılarda bulunmasını sağlarken altyapı gelişimini çevresel sorumlulukla uyumlu hâle getirecektir.
Daha yeşil bir çimento endüstrisine ulaşmak zorluklarla dolu olsa da yenilik, iş birliği ve sürdürülebilirliğe olan bağlılık sayesinde, inşaat sektörü hem dayanıklı hem de çevresel açıdan sorumlu bir geleceğe adım atacaktır.
Referanslar:
1. Gibbs, M. J., Soyka, P., & Conneely, D. (2000). CO2 emissions from cement production. In Good Practice Guidance and Uncertainty Management in National Greenhouse Gas Inventories (pp. 175–182). Intergovernmental Panel on Climate Change. Retrieved from
2. United Nations Environment Programme. Sustainable construction materials. https://www.unep.org/resources/report/sustainable-constructionmaterials
3. World Business Council for Sustainable Development. Sustainability Initiative. Retrieved from https://www.wbcsd.org/Sector-Projects/Cement- Sustainability-Initiative
4. ASTM International. (2023). Standard performance specification for hydraulic cement (ASTM C1157/C1157M-23). https://www.astm.org/ Standards/C1157.htm
5. Lehne, J., & Preston, F. (2018). Making concrete change: Innovation in low-carbon cement and concrete. Science, 360(6388), 196–198.
6. Scrivener, K. L., John, V. M., & Gartner, E. M. (2018). Eco-efficient cements: Potential economically viable solutions for a low-CO2 cement-based materials industry. Cement and Concrete Research, 114, 2–26. https://doi.org/10.1016/j.cemconres.2018.03.015
7. Intergovernmental Panel on Climate Change. (2005). Special report on carbon dioxide capture and storage. https://www.ipcc.ch/site/assets/ uploads/2018/03/srccs_wholereport-1.pdf
8. European Commission. (n.d.). Green building. https://ec.europa.eu/growth/sectors/construction/green-building_en
9. Scrivener, K. L., John, V. M., & Gartner, E. M. (2018). Eco-efficient cements: Potential economically viable solutions for a low-CO2 cement-based materials industry. Cement and Concrete Research, 114, 2–26. https://doi.org/10.1016/j.cemconres.2018.03.015
10. Gartner, E., & Sui, T. (2018). Alternative cement clinkers. Cement and Concrete Research, 114, 27–39. https://doi.org/10.1016/j. cemconres.2018.03.011