Sürdürülebilirlik hedeflerinin yerel uygulamalarla buluştuğu United Circles Projesi, Avrupa Birliği’nin döngüsel ekonomi vizyonunu Türkiye’ye taşıyan örnek girişimlerden biri olarak öne çıkıyor. İnşaat ve yıkım atıklarının değerli kaynaklara dönüştürüldüğü bu girişim, sanayi-kent simbiyozuna dayalı Ankara Döngüsellik Merkezi (H4C) odağında hayata geçiriliyor.
Baştaş Çimento’nun proses liderliğinde yürütülen projede; Ekodenge koordinasyonunda, MINOVA’nın XRT tabanlı akıllı ayrıştırma sistemleri, Tepe Betopan’ın sürdürülebilir yapı malzemeleri üretimindeki inovasyonları ve Türkiye İMSAD’ın sektörel entegrasyon çalışmaları, döngüsel ekonomiye geçişte eşgüdümlü bir model ortaya koyuyor.
Dr. Tülay Çağlayan ÖZLÜ
Döngüsel Ekonomi ve Dijital Endüstriyel Çözümler Direktörü / Ekodenge A.Ş.
Ankara Döngüsellik Merkezi: Türkiye’nin Sürdürülebilir Geleceğine Açılan Kapı
Döngüsel ekonomiye geçiş, kaynak kıtlığı, iklim krizi ve kentleşmenin yarattığı sürdürülemez baskılara karşı etkili ve gerekli bir çözüm sunmaktadır. Bu dönüşümün merkezinde, Avrupa Komisyonu tarafından teşvik edilen ve Horizon Europe kapsamında geliştirilen Döngüsellik Merkezleri (Hubs for Circularity – H4C) yer almaktadır. Türkiye’de bu vizyonun öncüsü olma görevini üstlenen Ankara Döngüsellik Merkezi, Avrupa Komisyonu Ufuk Avrupa program tarafından desteklenen “United Circles” projesinin TRL7 ölçeğinde sanayi-kent simbiyozunu temel alan ilk gösterim merkezlerinden biri olarak kritik bir rol üstlenmektedir.
Ankara H4C, inşaat ve yıkıntı atıklarının (İYA) döngüsel ekonomiye kazandırılmasını hedefleyen ilk tam entegre değer zincirine ev sahipliği yapmaktadır. Bu merkezde; karbonlaştırılmış geri kazanılmış çimento karışımı ile üretilmiş yeni nesil çimentolar, geri dönüştürülmüş anilin ile üretilmiş ilk PIR köpüğü, %50 oranında geri kazanılmış malzemeyle geliştirilen çimento bağlı yonga levha (CBPB), ve bunların 3 boyutlu yazıcı teknolojisiyle bina üretiminde kullanılması gibi birçok ilki barındıran teknolojiler test edilmektedir.
Bu kapsamda Ankara’daki merkez, yalnızca teknik bir demonstrasyon alanı değil; aynı zamanda sosyal, ekonomik ve çevresel faydaların iç içe geçtiği bir dönüşüm sahasıdır. United Circles Sosyal Etki Değerlendirme çerçevesine göre Ankara H4C, özellikle 2023 depremleri sonrası yıkılan 280.000 binanın yeniden inşasında çevresel ve sosyal açıdan sürdürülebilir malzeme kullanımı ile “güvenli ve döngüsel yeniden inşa” vizyonunu gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır.
Merkez, EKODENGE ev sahipliğinde, BAŞTAŞ (yenilikçi çimento), TEPE Betopan (yonga levha), COVESTRO (kimyasal geri dönüşüm) ve MİNOVA (akıllı ayrıştırma sistemleri) gibi özel sektör liderlerinin aktif katılımıyla yönetilmektedir. Bu kamu-özel sektör iş birliği modeli, sadece endüstriyel dönüşümü değil, aynı zamanda istihdam, kapasite geliştirme, şeffaflık ve sosyal kapsayıcılık gibi değerleri de öncelemektedir. Türkiye İMSAD’ın katkısı ile geri dönüştürülmüş yapı malzemeleri için kalite standartlarının geliştirilmesi, iç pazar ve ihracat açısından ciddi bir kaldıraç etkisi yaratmaktadır.
Ayrıca, Ankara H4C çevresel açıdan büyük kazanımlar sunmaktadır. İYA yönetiminde karbon emisyonlarını azaltma, çimento üretiminde ikincil ham maddelerin kullanımı ile enerji tüketiminde tasarruf ve hava kalitesinde önemli iyileşmeler, projenin teknik olduğu kadar ekolojik etkilerini de ortaya koymaktadır.
Döngüsellik Merkezleri, sadece teknoloji geliştirme alanları değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik adaletin sağlandığı, yerel kapasitenin güçlendirildiği, ilgili bakanlıkların, belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, Organize Sanayi Bölgesi Yönetimlerinin ve vatandaşın sürece aktif katılım gösterdiği dönüşüm platformlarıdır. Ankara Döngüsellik Merkezi, Türkiye’nin döngüsel ekonomide öncü rol üstlenmesine olanak tanırken, Avrupa’daki benzer merkezlerle bilgi paylaşımı yaparak uluslararası uygulamaların şekillenmesinde de söz sahibi olmaktadır.
Bu bağlamda Ankara H4C, yerel ihtiyaçlara yanıt veren çözümleri, teknik mükemmeliyetle birleştirerek, döngüsellik vizyonunu tüm yönleriyle hayata geçiren örnek bir merkezdir. Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasında benzer H4C’lerin yaygınlaştırılması kritik önemdedir.
Mete Emre ERGÜÇLÜ
Genel Müdür / Vicat – Çözüm Endüstriyel Atık İşleme A.Ş.
Baştaş Çimento: C&DW’yi Üretim Döngüsüne Kazandıran Öncü Adımlar
VICAT Grubu bünyesinde faaliyet göstermekte olan Baştaş Çimento, United Circles Projesi’nde özellikle Ankara, Türkiye’deki İnşaat ve Yıkıntı Atığı (C&DW) örnek uygulamasının proses lideri görevini üstlenerek kilit bir rol oynamaktadır. Ana sorumluluğumuz, TRL 5 seviyesinden TRL 7 seviyesine ilerleyen yenilikçi teknolojilerle tamamen döngüsel bir C&DW geri kazanım süreci tasarlamak ve endüstriyel ölçekte uygulayabilmektir. Ankara Döngüsellik Merkezi’nin (H4C) proses lideri olarak MINOVA, Tepe Betopan, Covestro ve Fraunhofer gibi ortaklarımızla iş birliği içinde, tamamen geri dönüştürülmüş malzemelerle 3 boyutlu yazıcı ile inşa edilecek iki katlı bir binayla sıfır atık yaklaşımını sergileyen türünün ilk örneği olacak olan uygulamayı hayata geçirmekteyiz.
Şekil 1: United Circles Ankara H4C Konsepti
Çalışmalarımızın merkezinde, betonun bir bileşeni olan hidrate çimento pastasının (HCP) hızlandırılmış karbonlaştırma teknolojisiyle ileri dönüşümünün gerçekleştirilmesi ve ölçeklendirilmesi yer almaktadır. Bu kapsamda, karbonlaştırma kapasitesi saatte 1 tondan 5 tona çıkarılmakta, hassas besleme sistemleri entegre edilmekte ve süreç kontrolü için ileri düzey takip, kontrol ve sensör teknolojileri kullanılmaktadır. Hedefimiz, performans ve sertifikasyon standartlarını karşılayan, Carbo Force™ katkılı çimento bazlı yüksek kaliteli geri kazanılmış malzeme üretmektir.
Şekil 2: Endüstriyel Ölçekli Hızlandırılmış Karbonatlaşma Reaktörü Tasarımı
Baştaş Çimento olarak çok sayıda teknolojiyi ve paydaşı bütünleşik, ölçeklenebilir bir değer zinciri içinde bir araya getirmektedir. Malzeme inovasyonu, süreç kontrolü ve stratejik iş birliklerini bir arada kullanarak teknik açıdan sağlam ve ekonomik olarak uygulanabilir bir döngüsel inşaat modeli sunuyoruz. Bu çalışmalarımız, AB Yeşil Mutabakatı ve Fit for 55 hedefleriyle uyumlu olarak, atık depolamaya olan bağımlılığı azaltmayı, karbon emisyonlarını düşürmeyi ve kentsel atıkları yüksek katma değerli yapı malzemelerine dönüştürmeyi amaçlamaktadır. Bununla birlikte, Baştaş Çimento için sosyal etki de öncelikli odak alanlarından biridir. Ankara H4C aracılığıyla yerel topluluklarla etkileşim kurulmakta, döngüsel uygulamalara dair farkındalık oluşturulmakta ve atık tesislerinin dezavantajlı bölgelerde konumlandırılması gibi çevresel adaletsizliklere yanıt verecek sosyo- ekonomik göstergeler projeye entegre edilmektedir. Ekodenge ve diğer paydaşlarla birlikte gerçekleştirdiğimiz atölye çalışmaları ve halkla iletişim faaliyetleriyle, geri kazanılmış malzemelerin günlük yapı uygulamalarında kabulü teşvik edilmektedir.
Ankara’da Baştaş Çimento fabrika sahasında 3 boyutlu yazıcı ile inşa edilecek olan United Circles 2 katlı binası, birçok ileri teknolojiyi bünyesinde barındıracaktır. Baştaş tarafından geliştirilecek Carbo Force™ çimento ile 3 boyutlu baskıya uygun olarak geliştirilecek harç ile yapı inşa edilecek, Tepe Betopan tarafından sağlanacak yonga levhalar (CBPB) kullanılarak duvarlar tamamlanacak ve Covestro ile Fraunhofer tarafından geri dönüştürülecek PIR köpüğü izolasyon için kullanılacaktır. Bu konsept bina, gömülü karbonu azaltırken döngüsel çözümlerin yapı sektöründeki ticari uygulanabilirliğinin bir kanıtı olacaktır.
Şekil 3: Carbo Force™ Çimentosu ve 3D Beton Yazıcı ile 2 Katlı Bina İnşası
Uygulama faaliyetlerinin yanında Baştaş Çimento, Ekodenge, İMSAD ve Intract ile birlikte çalışarak H4C’nin yönetişim yapısını ve kültürünü şekillendirmeye de katkı sunmaktadır. Stratejimiz bölgesel paydaş katılımını genişletmek, yeni oluşan merkezleri desteklemek, erken aşama girişimlere mentorluk sağlamak ve sanayi, KOBİ’ler, yerel yönetimler ile sivil toplum arasında iş birliğini güçlendirmektir. Tüm bu çalışmalarla Baştaş Çimento, inşaat ve yıkıntı atıklarını değerli kaynaklara dönüştürerek döngüsel yapı malzemeleri alanında öncü pozisyonunu güçlendirmekte, AB iklim hedeflerine katkı sağlamakta, yeşil yatırımları teşvik etmekte ve inşaat sektörünün daha sürdürülebilir bir geleceğe yönelmesini desteklemektedir.
Doç. Dr. Ergin GÜLCAN
Hacettepe Üniversitesi, Maden Mühendisliği Bölümü / UNITED CIRCLES-MINOVA
XRT Tabanlı Akıllı Ayrıştırma Sistemleri: İnşaat Atıklarının Geleceği ve MINOVA’nın United Circles Projesindeki Öncü Rolü
Dünyanın dört bir yanında yükselen şehirler, yalnızca gökdelenler ve otoyollarla değil; geride bıraktıkları devasa yıkım atıklarıyla da geleceğimizi şekillendirmektedir. Her inşaat, bir diğerinin sökümüyle başlamaktadır ve bu döngü, yılda milyonlarca ton inşaat ve yıkım atığını beraberinde getirmektedir (inşaat ve yıkım atıkları (C&DW), küresel katı atıkların yaklaşık %30’unu oluşturmaktadır). Türkiye gibi kentleşmenin hızlı, kentsel dönüşümün yoğun yaşandığı ülkelerde bu atıklar artık çevresel bir tehditten çok, değerlendirilmesi gereken stratejik bir kaynak olarak görülmeye başlanmaktadır. Ancak bu dönüşüm, yalnızca iyi niyetle değil; doğru teknoloji, güçlü mevzuat ve yerel yönetimlerle kurulacak akıllı sistemlerle mümkün olmaktadır. Tam da bu noktada, XRT (X-ray Transmission) tabanlı akıllı ayrıştırma teknolojileri, sektörde çığır açma potansiyeli taşımaktadır.
Türkiye’de halen birçok belediye inşaat atıklarını geleneksel yöntemlerle sahada ya da düzenli depolama alanlarında bertaraf etmeye çalışmaktadır. Oysa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yayımlanan 2023–2030 Ulusal Atık Yönetimi Eylem Planı, inşaat atıklarının yerinde ayrıştırılması, izlenebilirliğinin sağlanması ve döngüsel ekonomiye entegrasyonu gibi hedefler ortaya koymuş durumdadır. Bu noktada MINOVA’nın geliştirdiği sistemler bütünü, yalnızca bir teknolojik yenilik değil, aynı zamanda kamu politikalarını sahada uygulanabilir kılacak bir araç işlevi görmektedir.
Avrupa Birliği tarafından desteklenen United Circles projesi kapsamında Türkiye’yi temsilen proje ortağı olarak yer alan MINOVA’nın XRT tabanlı çoklu sensör içeren sistemler çözümü, bu dönüşümün öncüsü olmayı hedeflemektedir. Geleneksel ayırma yöntemleri genellikle malzemeleri renk, form ya da yüzey özelliklerine göre sınıflandırırken; XRT sistemleri, malzemelerin atomik yoğunluk ve kimyasal bileşimine göre çok daha hassas bir ayrım yapmaktadır.
MINOVA’nın entegre sistemi, dört kritik sensör teknolojisini içeren bir sistemler bütününü senkronize etmeyi hedeflemektedir: XRT Sensörleri atıkların atomik yoğunluğunu (g/cm³) ölçerek beton, ahşap, seramik gibi malzemeleri tanımlamaktadır. XRF (X-ışını Floresans) metal alaşımların kimyasal kompozisyonunu (Fe, Al, Cu içeriği) analiz etmektedir. NIR (Yakın Kızılötesi) polimer türlerini (PUR, PVC, PS) 1.400-2.500 nm spektral bantta ayırt etmektedir. HIS (Hiperspektral Görüntüleme) ise yüzey dokusu ve renk parametrelerini 3D olarak haritalamaktadır. Bu sensör füzyonu ve entegre çalışacağı diğer malzeme hazırlama ve hidrate çimento ayırma mekanizmaları ile birlikte atık içerisindeki türlerin daha hassas tanımlanıp birbirinden ayrılması ve ilgili sektörlere ham madde olarak sunulması, Şehir- Endüstri Simbiyozunda önemli bir rol oynamaktadır.
XRT teknolojisi geleneksel sistemlere kıyasla önemli avantajlar sunmaktadır. Ayırma verimi geleneksel sistemlerde %70-80 iken, MINOVA XRT Sistemi çözümü ile %90+ hedeflenmektedir. Kritik bir başarı olarak, hidrate çimento pastası (HCP) içeren betonların yüksek verimle ayrıştırılması, karbon tutma kapasitesi yüksek düşük emisyonlu çimento üretimi için hayati önem taşımaktadır. XRT tabanlı geri kazanım bu açıdan Türkiye için önemli bir potansiyel oluşturmaktadır. Ekonomik açıdan, inşaat maliyetlerini %15-20 düşürürken yıllık €1.2M tasarruf potansiyeli sunmakta; çevresel açıdan ise, 10 ton/saat kapasiteli bir sistemin yılda 8.400 ton CO₂ tasarrufu sağlaması öngörülmektedir. Bu, 350 hektar ormanın 1 yılda temizleyebileceği karbondioksit miktarına eşdeğer olmaktadır.
XRT tabanlı akıllı ayrıştırma, geleneksel inşaat malzemelerinden sürdürülebilir alternatiflere geçişte köprü teknolojisi olmaya adaydır. Bu teknolojinin sürdürülebilir bir çözüm olarak mevcut sektöre entegrasyonu; C&DW ve deprem molozlarının düzenli depolama sahalarına gitmek yerine geri kazanılıp kullanılabilmesi, doğal agregalar, ağaç ürünleri ve hatta kilit ham madde olan çimento klinkeri gibi bakir malzemelere duyulan ihtiyacı bir ölçüde azaltmaktadır. Özellikle atıklardan elde edilen çimento harcının yeniden kullanımının, yeni klinker üretimini bir ölçüde ikame ederek enerji tüketimini ve prosese bağlı CO₂ emisyonlarını düşürmesi kaçınılmaz olmaktadır. Dahası, karbonlaştırma adımı sayesinde atık çimento hamuruna önemli miktarda CO₂ kimyasal olarak bağlanmakta ve böylece sürecin toplam karbon ayak izi daha da azaltılmaktadır.
Sonuç olarak, XRT tabanlı çoklu sensörlü akıllı ayrıştırma sistemleri, inşaat malzemelerinde döngüyü kapatan kritik bir rol oynama potansiyeli ile; sürdürülebilirlik hedeflerini ve “sıfır atık şehirler” vizyonunu desteklemektedir.
MINOVA’nın akıllı ayrıştırma yaklaşımının, Türkiye’de hâlihazırda büyük oranda geleneksel yöntemlerle yönetilen İYA sistemlerine, yüksek teknoloji entegrasyonu, gerçek zamanlı veri analitiği ve kalite odaklı yeniden kullanım prensiplerini entegre etmesiyle önemli bir katkı sağlama potansiyelindedir. Böylelikle, yerel belediyelerden özel sektör tesislerine kadar uzanan geniş bir yelpazede, atıkların yeniden kullanımı ve izlenebilirliği temelli yeni politikaların hayata geçirilmesine olanak tanıyacaktır.
Şekil 4. XRT Teknolojisinin UNITED CIRCLES HUB ile Entegrasyonu
Şekil 5. Akıllı Ayrıştırma Çözümleri
“XRT tabanlı ayrıştırma teknolojisi, atıkların stratejik kaynaklara dönüştürülerek yapıların ekolojik-ekonomik paradigmasını yeniden yazma potansiyeliyle, mühendisliğin sürdürülebilir geleceğe sunduğu önemli çözümlerden birisidir.” – Doç. Dr. Ergin GÜLCAN
Buğçe CANLI
Ar-Ge Yöneticisi / Tepe Betopan Yapı Malzemeleri A.Ş.
Endüstriyel Simbiyoz Tabanlı Malzeme Dönüşümü: İnşaat Atıklarının Geleceği ve Tepe Betopan’ın United Circles Projesindeki Stratejik Rolü
Tepe Betopan Yapı Malzemeleri A.Ş, United Circles projesine yapı malzemeleri sektörünün sürdürülebilir dönüşümüne öncülük etme sorumluluğuyla dahil olmuştur. Yapı malzemeleri sektöründe 40 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren bir firma olarak, atık malzemelerin yeniden değerlendirilmesine yönelik çözümler geliştirmek, döngüsel ekonomi vizyonumuzun temel yapı taşlarını oluşturur.
Şekil 6: Tepe Betopan Ürün Ağacı
United Circles projesindeki ana rolümüz, inşaat ve yıkım atıklarının yenilikçi teknolojilerle işlenerek çimentolu yonga levha (CBPB) üretiminde yüksek performanslı ve çevre dostu ürünlere dönüştürülmesidir. Bu kapsamda, özellikle atık ahşapların alkali ön işlemden geçirilerek kullanıma kazandırılması ve Carboforce™ çimento gibi düşük karbon ayak izine sahip alternatif bağlayıcıların entegrasyonu, bu projedeki Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarımızın odağındadır. Proje sayesinde Türkiye’de ilk defa endüstriyel ölçekte uygulanması hedeflenen bu yöntemler, geleneksel ham maddelerin kısmen ya da tamamen ikamesine olanak sağlayacak ve sektörde önemli bir dönüşüm potansiyeli taşıyacaktır.
Şekil 7: Tepe Betopan’ın United Circles Projesindeki Rolü
Tepe Betopan olarak teknolojik inovasyonla birlikte sadece çevresel değil sosyal etki ve toplumsal fayda yaratmaya da odaklanıyoruz. Bu kapsamda, iş gücü dönüşümünü destekleyen eğitim programları, saha içi teknik eğitimler ve dijital becerileri artırmaya yönelik atölyeler planlanmaktadır. Atık temelli üretim süreçlerinin devreye alınmasıyla birlikte, bölgedeki teknik personel ve mühendis adaylarına yönelik eğitim faaliyetleri de kapsama dahil edilecektir.
Yerel kalkınmaya katkı sağlamak amacıyla tedarik zincirinde sürdürülebilir malzemelerin yerel kaynaklardan sağlanmasını teşvik ediyoruz. Proje kapsamında elde edilen çıktıları yalnızca şirket içi üretimle sınırlı tutmayıp, yerel yönetimlerle ve mimarlık/şehircilik paydaşlarını dahil ederek, bu yaklaşımların kentsel planlamaya ve sürdürülebilir yapılaşmaya entegre edilmesine zemin hazırlıyoruz.
Saha uygulamaları ve demonstrasyon yapıları aracılığıyla, geliştirilen teknolojilerin teoride kalmadığını, pratik uygulamaların yaratacağı dönüştürücü etkiyi göstermeyi hedefliyoruz. Projemiz kapsamında, Baştaş Çimento tarafından Carboforce™ çimento kullanılarak 3D yazıcı ile inşa edilecek iki katlı demo yapının cephe ve iç kaplamalarında, alkali işlem görmüş atık ahşap içeren ileri dönüştürülmüş çimentolu yonga levhalar kullanılacaktır. Bu yapı, endüstriyel simbiyozun somut bir çıktısı olarak, döngüsel üretim anlayışının sahadaki yansıması niteliğinde olacaktır. Yerel paydaşlarla yürüttüğümüz bu uygulama süreci, aynı zamanda toplumsal etkileşim alanları yaratmakta ve farkındalık artırıcı bir rol üstlenmektedir.
Proje kapsamında kurmayı planladığımız alkali işlem reaktörü, türünün Türkiye’deki ilk örneği olacak şekilde tasarlanmaktadır. Bu sistem sayesinde atık ahşabın fiziksel ve kimyasal özellikleri geliştirilerek çimentolu yonga levha üretiminde performans ve kalite kaybı olmaksızın kullanımına olanak tanınacaktır.
Şekil 8: Alkali İşlemesi için Üretim ve Kurulumu Yapılacak Olan Alkali İşleme Reaktörü
Şekil 9: Ahşabın Detaylı Hücresel Yapısı ve Alkali İşlem Reaksiyonunun Ahşabın Moleküler Yapısı Üzerindeki Etkisi
United Circles kapsamında hayata geçirdiğimiz türünün ilk örneği uygulamalardan biri de dijital ürün pasaportu (DPP) pilot çalışmasıdır. Geliştirilecek pasaport, ürünlerin geri kazanılabilirliğini, içerik şeffaflığını ve karbon ayak izini takip etmeyi mümkün kılacak; yapı malzemeleri sektöründe dijitalleşmeyi ve sürdürülebilirliği birlikte sağlayacaktır. Buna ek olarak, yaşam döngüsü değerlendirmesi (LCA) uygulamaları ile ürünlerimizin çevresel etkilerini sistematik biçimde analiz ederek sürdürülebilir tasarım kararlarını besleyen bir veri altyapısı oluşturmayı planlıyoruz.
United Circles projesinin diğer bir hedefi de iş birliğine dayalı döngüsel bir etkileşim ağı inşa etmeye katkı sunmaktır. Bu yapı, bilgi paylaşımına, birlikte öğrenmeye ve çözüm geliştirmeye dayalı olup; sanayiden yerel yönetime, akademiden sivil topluma kadar birçok paydaşın aktif katılımını öncelemektedir. Proje boyunca gerçekleştireceğimiz teknik toplantılar, saha ziyaretleri ve uluslararası etkileşimler bu ağın canlı tutulmasına olanak sağlamaktadır.
Türkiye için geliştirdiğimiz çözümler atık yönetimi altyapısının iyileştirilmesine paralel olarak iklim hedeflerine ulaşmada, yapı sektörünün üstleneceği rolleri somutlaştıracaktır. United Circles ile döngüsel üretimin mümkün ve uygulanabilir olduğunu göstermekten büyük bir gurur duyuyoruz.
Aygen ERKAL
Genel Sekreter / Türkiye İMSAD
Geleceğin Yapı Malzemeleri için Döngüsel Yaklaşım ve Türkiye İMSAD’ın Rolü
Türkiye İMSAD olarak, 41 yılı aşkın süredir inşaat malzemesi sektörünün gelişimine yön veriyor; sürdürülebilir, verimli ve yenilikçi bir sanayi için çalışıyoruz. Sadece yapıların değil, aynı zamanda geleceğin yaşam alanlarının sorumluluğunu üstlendiğimizin bilinciyle, doğaya, insana ve topluma duyarlı bir üretim modeli için sektörümüze öncülük ediyoruz.
Bugün dünyamız, giderek derinleşen çevresel, sosyal ve ekonomik krizlerle karşı karşıya. Kaynaklar hızla tükeniyor, iklim değişikliği etkilerini her geçen gün daha fazla hissettiriyor ve küresel ölçekte üretim-tüketim dengesinin sürdürülebilirliği sorgulanıyor. Her yıl şehirlerde üretilen 2 milyar tonun üzerindeki atığın önemli bir kısmı hâlâ çöplüklerde son buluyor. Oysa bu atıklar, doğru yöntemlerle değerlendirildiğinde yalnızca birer bertaraf sorunu değil; aynı zamanda geleceğin ham maddeleri olabilir.
Bu kapsamda, United Circles projesinin paydaşları arasında yer alıyoruz. Proje, şehirlerin ve sanayi kuruluşlarının atıklarını değerli kaynaklara dönüştürmeyi hedefliyor. Kentsel ve endüstriyel sistemlerin bir dizi yeni teknoloji ve iş birliği modeliyle (Hubs4Circularity) bir araya getirildiği bu proje, sıfır atık şehirler ve karbonsuz sanayiler için somut bir yol haritası sunuyor. Türkiye İMSAD olarak bu projede, iletişim ve yaygınlaştırma görevini üstlenirken aynı zamanda sektörümüzdeki güçlü networkümüz aracılığıyla Türkiye’de kurulacak döngüsel ekonomi merkezlerine doğrudan katkı sunuyoruz.
United Circles projesinin Türkiye ayağında ise yıkım faaliyetlerinden kaynaklanan atıkların geri kazanımı üzerine çalışma yürütülüyor. Beton, tuğla, sıva, seramik gibi yıkım atıkları, yenilikçi yöntemlerle işlenerek çimento ham maddesine dönüştürülüyor. Bu çimento ise cephe levhası, yalıtım gibi yeni nesil yapı malzemelerinin üretiminde kullanılıyor. Böylece atıklar yalnızca bertaraf edilmiyor; sektöre yeniden kazandırılıyor, ekonomiye katkı sağlanıyor ve karbon ayak izini azaltılıyor.
Bu dönüşüm, elbette yalnızca teknik bir süreç değil. Kapsamlı bir kültürel değişimi, sektörler arası entegrasyonu ve bilimsel altyapıyı gerektiriyor. Bir atığı başka bir üretici için kaynak haline getirebilmek; detaylı kimyasal analizler, üretim proseslerine uygunluk değerlendirmeleri ve lojistik zincirlerin yeniden tasarlanmasını şart koşuyor. Tam da bu nedenle, Türkiye İMSAD olarak Ar-Ge ve inovasyonu, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada vazgeçilmez araçlar olarak görüyoruz.
Üyelerimizle birlikte yürüttüğümüz Ar-Ge çalışmaları, sadece ürünlerin değil; üretim tekniklerinin, enerji kullanımının ve malzeme yaşam döngüsünün de yeniden tanımlanmasına olanak sağlıyor. Atık plastiklerin enerjiye, kâğıt atıkların dolguya, organik atıkların yapı katkılarına dönüşebildiği bir ekosistem için çalışıyoruz.
Geldiğimiz noktada şunu çok iyi biliyoruz: Artık sadece üretmek yetmiyor; nasıl, neyle ve ne kadar ürettiğimiz en az ürünün kendisi kadar önemli. Türkiye İMSAD olarak, bu sorumlulukla hareket ediyoruz. Sürdürülebilir üretim, kaynak verimliliği ve döngüsel ekonomi ilkelerini odağımıza alarak, sektörümüzü yalnızca bugünün ihtiyaçlarına değil, geleceğin gerçeklerine göre dönüştürmeyi hedefliyoruz. 83 firma, 60 dernek, 5 üniversite ve 1 sendika üyemizle birlikte inşaat malzemesi sanayisinin 36 farklı alt sektörünü temsil ediyor; güçlü uzmanlık ve iş birliği ağımızla hem Türkiye’de hem de uluslararası platformlarda aktif olarak rol alıyoruz. İnşaat malzemesi sanayisinin çevresel etkilerini en aza indiren, ekonomik değer yaratan ve toplumsal faydayı önceleyen bir geleceği kurmak için çalışmalarımızı yoğun biçimde sürdürüyoruz.
Şekil 10. Türkiye İMSAD Sektörel Kapsama Alanı