Selin ARSLAN
Sera Gazı Doğrulama Uzmanı / CPC Belgelendirme
Dünyada devam eden iklim değişikliği etkileri kuraklık, salgın hastalıkları, sel vb. gibi doğal afetler evreni geleceği için geri dönülmez bir yola doğru sürüklerken, insanoğlunu da iklim değişikliğine karşı önlem alma konusunda zorlamaktadır. Yıllar önce, bu yolda BMM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ile başlayan ve uluslararası bağlamda atılan pek çok adıma Türkiye ‘nin nasıl bir adaptasyon sergilediği hepimiz için merak konusudur. Gündemde olan Yeşil Mutabakat Eylem Planı, Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı gibi pek çok proje ve bu projeler kapsamındaki gelişmeler devam etmektedir.
Neden TS EN ISO14064-1 ve 14067 belgelendirmesi?
Birleşmiş Milletler
öncülüğünde imzalanan ve
küresel ısınmaya
yönelik hükümetler arası ilk çevre sözleşmesi olan, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı hakkında 2015 yılında imzalanan Paris Anlaşması’nın onaylanmasına ilişkin kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda oy birliğiyle kabul edilip, Resmi Gazete ’de yayımlanarak 10.11.2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Mart 2021 itibariyle, BMİDÇS ‘nin 191 üyesi anlaşmaya taraftır ve Ekim 2021 itibari ile Türkiye de bu ülkeler arasındaki yerini almıştır. Peki, Paris Anlaşması beraberinde neleri getirmektedir. İklim değişikliği etkileri azaltılma amacı doğrultusunda Paris anlaşmasını onaylayan ülkelerin küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerden 2 C ile sınırlı tutmak hatta 1,5 C ile sınırlandırmak ve 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarını sınırlandırma taahhütlerini yerine getirmesi gerekmektedir. Bu anlaşma ülkelerin ulusal katkı beyanlarını sunmasını gerektirmektedir. Tüm dünyada gündeme oturan bu durum peki Türkiye için ne ifade etmektedir diye sorarsanız; Türkiye sera gazı emisyonuna neden olan ülkeler arasında 16. Sırada olup küresel sera gazı emisyonlarının %1’inden sorumludur. Türkiye daha önce BM Sekretaryasına 2030 yılı itibari ile emisyon artışını %21 oranında azaltma taahhüdünde bulunmuştur. Bu hedef Paris Anlaşması meclisten geçmeden önce belirlenmiş olup Paris Anlaşmasının 2050 hedefleri için yetersiz kalacağı düşünülmektedir. Paris anlaşmasının geçtiğimiz günlerde meclisten geçmesi ile Türkiye’nin emisyon azaltım hedeflerini içeren ulusal katkı beyanlarını güncelleyip, BM Sekretaryasına sunması planlanmaktadır. Durum şunu göstermektedir ki, Türkiye’de yenilenebilir enerjiye teşvik ve enerji tasarrufu gibi birçok konu önem kazanacaktır.
Bunun yanı sıra Avrupa Birliği(AB) ülkeleri 2015 yılında imzalanan Paris Anlaşması gerekliliklerini yerine getirmek için hatta daha üzerinde taahhütlerde bulunmak için İlk Karbon Nötr Kıta Olmayı amaçlayan Avrupa Yeşil Mutabakatı ismi verilen bir mutabakatı 2019 yılında oluşturmuşlardır. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile AB 2030 Sera Gazı Emisyon Azaltım Hedefinin Yükseltilmesi(%55), Tüm Politika Enstrümanlarının Gözden Geçirilmesi hedefleriyle oluşturduğu bu mutabakat kapsamında 2050 yılına kadar sanayisinin dönüşümünü gerektiren yeni bir büyüme stratejisi benimseyeceğini açıklamıştır. Bu amaçla İklim Kanunu, Temiz Enerji Dönüşümü, Fit for 55 Paketi, AB Emisyon Tic. Sist. Revizyonu, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması(SKDM) Önerisi, Otomobiller ve Kamyonetler için CO2 Emisyon Standartlarını Belirleyen Tüzüğün Revizyonu, Sanayi Stratejisi ve Döngüsel Ekonomi Eylem Planı, Sürdürülebilir Akıllı Ulaşım, Çiftlikten Çatala Stratejisi, Biyoçeşitlilik ve Finansman Stratejileri gibi pek çok proje açıklanmıştır. Türkiye, bu gelişmeler sonucunda AB tarafından 11 Aralık 2019 tarihinde açıklanan Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında 2021 yılında atılacak adımları belirlemek hedefiyle, ilgili tüm kamu ve özel sektör kuruluşlarıyla işbirliği halinde “Yeşil Mutabakat Eylem Planını hazırlamıştır. Türkiye’nin oluşturduğu Yeşil Mutabakat Eylem Planında, (1) sınırda karbon düzenlemeleri, (2) yeşil ve döngüsel bir ekonomi, (3) yeşil finansman, (4) temiz, ekonomik ve güvenli enerji arzı, (5) sürdürülebilir tarım, (6) sürdürülebilir akıllı ulaşım, (7) iklim değişikliği ile mücadele, (8) diplomasi ve (9) Avrupa Yeşil Mutabakatı bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri başlıkları altında hayata geçirilecek eylemler yer almıştır.
Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında açıklanan paketler arsında en önemlilerinden biri olan Sınırda Karbon Düzenlemesi Avrupa Komisyonu tarafından 14 Temmuz 2021 tarihinde yayınlanmıştır. Temel amacı ise, seçili sektörler için ithalat fiyatının, eşyanın karbon içeriği dikkate alınarak belirlenmesidir. Komisyon tarafından uygulamanın, 1 Ocak 2023 tarihi itibarıyla 3 yıllık mali yükümlülük getirmeyen bir geçiş dönemi ile başlatılması ve bu süreçte tesislerin emisyonlarını raporlama zorunluluğun getirilmesi önerilmektedir. Hatta SKDM’ nin AB Emisyon Ticaret Sistemine(ETS) paralel bir şekilde kurgulanması öngörülmektedir. SKDM ürün bazlı bir program olup, şimdilik elektrik, demir-çelik, alüminyum, gübre ve çimento sektörlerini kapsamaktadır. Ücretsiz tahsisatları ve karbon kaçağını ortadan kaldırmayı planlamaktadır. Üretilen sertifikalar ihracatçılar tarafından hesaplanan emisyon miktarınca satın alınmasını gerektiren bir program olarak planlanmış olup program detayları henüz açıklanmamıştır.
2026 sonrası mali yükümlülüğe tabi olacak emisyonlar şimdilik gömülü emisyonlar olarak konuşulsa da geçiş dönemi sonrasında sektörlerin ve kapsamların genişletileceği öngörülmektedir. Üreticinin ihracatta Avrupa’daki konumunu koruyabilmesi ve ileride gerçekleşecek yükümlülüklerin kendisini etkilememesi için emisyonlarını hesaplatması, hatta emisyon azaltımı için hazırlıklara başlaması bu noktada büyük önem taşımaktadır. SKDM mekanizmasına yüzde yüz hizmet etmese de üreticiler ürettikleri ürünlerin emisyonlarına dair bilgi sahibi olmak, bu sistemin yaklaşık ne kadar maliyetli olacağını bilmek istemeleri sebebiyle TS EN ISO 14064-1 ya da TS EN ISO 14067 envanterleri oluşturmakta hatta doğrulayıcı kuruluşlara bu envanterlerini doğrulatmaktadırlar.
Yeşil OSB nedir?
Mutabakatın Yeşil ve Döngüsel Ekonomi başlığı altında ise ülkemiz sanayisinin yeşil dönüşümünün geliştirilmesi bakımından, Yeşil OSB’lerin ve Yeşil Endüstri Bölgelerinin hayata geçirilmesine yönelik çalışmaların tamamlanması hedefi eylem planının içerisinde yer almaktadır. Bu kapsamda Türkiye’de OSB’lerin sürdürülebilirlik potansiyellerini tespit etmek ve genel bir çerçeve hazırlayabilmek için ilk fazda 4 OSB belirlenmiştir. Bunlar Ankara Sanayi Odası 1. OSB (ASO – 1), Bursa OSB, İzmir Atatürk OSB, Adana Hacı Sabancı OSB’dir. Bu OSB’lerin belirlediği şartlara göre OSB’lerin bir ön yeterlilik aşamasından geçmesi gerekmektedir. Bunun için ise karşılanması gereken 12 kriter mevcuttur. Bu 12 kriter Yerleşik bir OSB yönetiminin kurulması, Performans göstergelerinin takibi, Yeşil dönüşüm planının hazırlanması, Master planının oluşturulması ve belirli periyotlarla gözden geçirilmesi, gerekli durumlarda revize edilmesi, Çevresel etkileri değerlendiren bir planın hazırlanması, Endüstriyel simbiyoz uygulamaları, altyapı ve tesisleşmeye ilişkin bir planın oluşturulması, ISO 50001 Enerji, ISO 14001 Çevre veya ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi sertifikalarından en az birine sahip olmak, OSB içinde ve / veya çevresinde hastane, kreş, mesleki eğitim binaları, ilk yardım merkezi vb gibi sosyal tesislerden en az birinin bulunması, Yeşil OSB projesi kapsamında yenilenebilir enerji kullanımını detaylandıran bir planın hazırlanması, Yeşil OSB sertifikasyon sistemi hakkında bilgilendirme yapan ve çalışan ve firmaların farkındalık düzeyini artıran çeşitli aktivitelerin planlanması, OSB çalışmalarına katkı sunan KOBİ’lerin desteklenmesi ve Tıpkı şirketlerin yıllık olarak hazırladığı kurumsal sürdürülebilirlik raporları gibi OSB’nin yeşil performansı hakkında bilgiler içeren yıllık raporların oluşturulması ve yayınlanmasıdır.
Su ayak izi hesaplanmalı mı? Eko etiket nedir?
Yeşil ve Döngüsel Ekonominin farklı bir başlığı altında Türkiye de yapılması planlanan çalışmalardan biri ise “su ayak izlerinin” değerlendirilmesi, suyun verimli kullanımının sağlanması ve su kullanan sektörler ile çevresel su kullanımı için adil su tahsisine ilişkin doğru kararların alınmasıdır. Bu kapsamda, havza bazında sektörel olarak su ayak izine yönelik çalışmalar yürütülmesi, su ayak izinin sektörel su tahsis planlarına entegre edilmesi ve bunun sonucunda “su ayak izi ile ilgili rehber doküman” hazırlanması amaçlanmaktadır. Bu rehber doküman hazırlanana kadar üreticiler TS EN ISO 14046 Su Ayak İzi Envanter Raporlarını oluşturarak sürece hazırlanmaktadırlar. Bu başlık kapsamında işlenen diğer önemli bir konu ülkemizde enerji verimliliğini, atık minimizasyonunu ve ürün yönetimini teşvik edecek, çevre ve insan sağlığını koruyacak, kaynak tasarrufu ve ilave pazarlara açılma imkânı sağlayacak, çevre dostu ve insan sağlığı ürünlerin kullanılması ve tüketilmesindeki bilinci artıracak olan ve AB Eko-Etiket Direktifleri dikkate alınarak hazırlanan Ulusal Çevre Etiket Sisteminin yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmaların yanı sıra KOBİ’ler başta olmak üzere işletmelerin çevre etiketi ve atık yönetimi hakkında bilinçlendirilmesi de hedeflenmektedir. Türkiye’deki eko etiket uygulamalarının genel çerçevesini 2018 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan Çevre Etiketi Yönetmeliği oluşturmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’de eko etiket çalışmalarıyla ilgili kuruluş Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığıdır. Eko etiket almak için kurumlar, ürün, hizmet ya da sistemlerinin gerekli koşulları sağladığını düşündükleri ve bu konuyla ilgili gerekli dokümanları hazır hale getirdikleri zaman Bakanlığa başvururlar, Bakanlık tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda başvurulacak alanın eko etiket ile ilgili gerekli koşulları sağladığına karar verildiğinde belgelendirme yapılmaktadır.
TS EN ISO 50001 belgelendirmesi gerekli mi?
Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı (2017-2023) 29/12/2017 tarihli Yüksek Planlama Kurulu onayı ile 02/01/2018 tarihli ve 30289 mükerrer sayılı Resmî Gazete ‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 2017-2023 yılları arasında uygulanacak Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında bina ve hizmetler, enerji, ulaştırma, sanayi ve teknoloji, tarım ve yatay konular olmak üzere toplam 6 kategoride tanımlanan 55 eylem ile 2023 yılında Türkiye’nin birincil enerji tüketiminin %14 azaltılması hedeflenmektedir. Ülkemizce ayrıca, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması ve bu sayede sera gazı emisyonlarının azaltımı söz konusu olacaktır.
Eylem Planına hizmet eden önemli adımlardan biri operasyonel verimliliği attırarak enerji tasarrufu yapılmasını ve maliyetleri düşürmeyi sağlayan TS EN ISO 50001 belgesinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 25.01.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan “Enerji Kaynaklarının Ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” kapsamında Enerji yöneticisi görevlendirmekle yükümlü kamu binaları, ticari ve hizmet binaları, elektrik üretim tesisleri ile endüstriyel işletmeler ve enerji yönetim birimi kurmakla yükümlü organize sanayi bölgeleri ile endüstriyel işletmeler için zorunlu hale getirilmesidir. Ayrıca verimlilik artırıcı proje desteklerinden yararlanmak isteyen endüstriyel işletmeler, TS EN ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesini Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından akredite Belgelendirme Şirketlerinden almalıdır.
Türkiye nin yeşil bir gelecek için oluşturduğu bu ve bu benzeri pek çok adım mevcut olup, bu adımlar hala iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirmek için yeterli değildir, bu kapsamda hepimize pek çok görev düşmektedir. CPC ailesi olarak bu metinde bahsedilen pek çok alanda ticari kaygı gütmeden ve toplum bilinciyle belgelendirme hizmetleri vererek kendimize düşen katkıyı yerine getirmeye çalışmaktayız.
Önceki Haberİçindeki gücü keşfet-2 / direnç
Sonraki Haber Konveyör Sistemlerinin Uzaktan İzlenmesi
CemenTürk Dergisi
CemenTürk, 2008 yılından itibaren iki ayda bir yayınlanan hazır beton ve çimento sektörüne ait bir sektör dergisidir. AjansGN’nin öncü, yenilikçi ve istikrarlı kimliğiyle sektörel yayıncılığa önemli bir ivme kazandıran CemenTürk, sektörün ortak sesi olmaya devam etmektedir.
Benzer İçerikler
Yorum Yap