Dr. Cemil Kanat Sarısoy
TTGV Öncül Proje Programı – Program Uzmanı
İnovasyon ve sürdürülebilirlik alanındaki katkılarıyla önemli bir rol üstlenen Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), özellikle iklim teknolojileri ve çevre dostu üretim süreçleri konusunda yürüttüğü projelerle dikkat çekiyor. Vakfın, çimento sektöründe de sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için sağladığı derin analizler, inovasyon destek programları ve stratejik işbirlikleri, sektör oyuncuları için önemli fırsatlar sunuyor. TTGV’nin sağladığı derin analizler ve destek mekanizmaları, sektördeki oyunculara büyük fırsatlar sunarak, yeşil dönüşümün önünü açıyor.
Bize Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı’ndan (TTGV), çalıştığı alanlardan ve destek mekanizmalarından kısaca bahsedebilir misiniz?
Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, özel sektörün teknoloji ve inovasyon kapasitesini artıracak faaliyetler yoluyla, uluslararası rekabetçiliğe katkı sağlama, katma değerli üretim ve ihracatı teşvik etme amacıyla 1991 yılında kamu ve özel sektör iş birliğiyle kuruldu.
TTGV olarak, “Teknoloji Üreten Türkiye” vizyonuyla hareket ediyoruz. Küresel teknoloji ve inovasyon gelişmelerini yakından takip eden, ilham veren, öğrenerek gelişen, bilgi paylaşarak öğreten ve uygulayan bir yapıya sahibiz. Dinamik entelektüel sermayemizi topluma yaygın bir etki sağlamak için paylaşırken, tarafsız ve çevik bir güven platformu olarak değer üretiyoruz. Türkiye’de örnek teşkil edecek projelerle inovasyon kültürünün yaygınlaşmasını hedefliyoruz.
2023 itibarıyla odağımızı iklim teknolojilerine çevirdik. Şu anda özellikle yapı ve inşaat sektörünün karbonsuzlaşmasında sürdürülebilir çimento üretimi, karbonsuzlaştırılması zor sektörlerde yeni nesil yakıt teknolojileri, karbon yakalama-kullanım-depolama ve karbondioksit giderim çözümleri, şebeke ölçeğinde uzun süreli elektrokimyasal enerji depolama teknolojileri, alternatif protein teknolojileri, temiz hidrojen teknolojileri gibi alanlarda çalışmalar yürütüyoruz. Bu konularda derin analizler yapıyor ve yeni projeler geliştiriyoruz.
TTGV olarak, Öncül Proje Programı, İklim Lab Komünite Programı, Eko-Üretim Dönüşüm Programı adı altında üç ana program aracılığıyla iklim teknolojileri ekosistemine destek veriyoruz.
Öncül Proje Programı ekibimizle, iklim değişikliğiyle tetiklenen çevresel sorunlara ve bu alandaki küresel önceliklere odaklanıyoruz. Paris Anlaşması, Yeşil Mutabakat ve Sınırda Karbon Düzenlemesi gibi yasal ve ticari gereklilikler doğrultusunda, ülkemizde iklim teknolojileri alanında kapasiteyi artırmayı hedefliyoruz. Bu bağlamda, yeni teknolojilerin önünü çeşitli destek mekanizmalarıyla açarak sektör gelişimine, üretim ve tedarik zinciri oluşumuna katkı sağlamayı amaçlıyoruz.
Öncül Proje Programını; Öncül-Tohum Programı, Öncül-Demo Programı, Öncül Yatırım Programı olarak üç seviye altında yürütüyoruz. Öncül-Tohum Programı ile iklim teknolojileri alanında yeni gelişen girişimleri destekliyoruz. TRL 1-4 seviyesinde olan, ürünleşme sürecinde ilerlemeye çalışan, fikri haklar stratejileri ve ürün-pazar uyumu konusunda desteğe ihtiyaç duyan girişimler ve teknoloji sahipleri için çalışmalar yürütüyoruz. Bu programa katılmak için şirketleşmiş olma şartı da aramıyoruz.
Öncül-Demo Programı ile iklim teknolojileri alanında TRL 4-7 seviyesinde bulunan şirketleşmiş ve teknolojik derinliği olan girişimlerin, hem yerel hem uluslararası pazara açılması, ortak geliştirme partnerleri bulması ve kavram kanıtlama aktivitelerine yönelik destek çalışmaları yürütüyoruz.
Öncül Yatırım Programı ise ülkemizde gerçekleştirilecek iklim teknolojileri alanındaki öncül uygulamalara örnek teşkil edecek yeni teknoloji çözümlerini derin analiz çalışmaları ile araştırıp, buna yönelik tespitlerini teknoloji gösterim projeleri ile hayata geçirmeyi ve ürettiği endüstriyel bilgiyi yayarak ülkemiz sanayisinin bu teknolojileri benimseme sürecini hızlandırmayı amaçlayan TTGV programıdır. Öncül Yatırım Programı kapsamında belirlenen teknolojiler hakkında TTGV tarafından üretilen derin analiz raporları, ilgili sektör paydaşlarıyla düzenli olarak paylaşılmaktadır. Odaklanılan teknolojiler üzerine proje yapılabilirlik faaliyetleri (Sektördeki Kurumlarla Genel Kurul Toplantıları, Proje Yönlendirme Grubu Toplantıları, Potansiyel Paydaşlarla Teknik ve Ekonomik Fizibilite Çalışmaları) gerçekleştirilirken, projenin dinamiklerine uygun bilgi, ekosistem geliştirme ve proje geliştirme desteğinin ilgili proje paydaşlarına yapılması hedeflenmektedir. Bu bağlamda, Öncül Yatırım Programı ile yeni teknolojilerin önünü açacak, bilgiyi paylaşacak, aynı zamanda sektör gelişimine ve üretim/tedarik zincirine tetiklenme etkisi yapacak bir destek mekanizması işletilmektedir.
İklim Lab Komünite Programı, iklim teknolojileri alanında bilgi paylaşımını artırmak, değer odaklı iş birliklerini desteklemek ve kolektif bir öğrenme ortamı oluşturmak için hayata geçirdiğimiz bir program. Bu programla, TTGV’nin iklim öncüsü vizyonunu güçlendirirken, aynı zamanda ilgili programlarımıza da katkı sağlamayı hedefliyoruz. Amacımız, bilgi ve deneyim paylaşımı sayesinde ekosistemi beslemek ve iklim teknolojilerinin yaygınlaşmasını sağlamak. Komünite üyelerimizle birlikte, iklim teknolojilerinin iklim değişikliği üzerindeki etkilerini ve Türkiye’nin ihtiyaçlarına yönelik potansiyel çözümleri değerlendiriyoruz.
Bugüne kadar, farklı sektörlerden ve uzmanlık alanlarından yaklaşık 400 kişilik bir komünite oluşturduk. “İklim Teknolojileri Radarı,” “İklim Teknolojileri Panelleri,” “İklim Teknolojileri Vaka Çalışmaları,” “Çalışma Grupları”, “Yayın Serileri” ve “Atölye Çalışmaları” gibi etkinliklerle bilgi paylaşımını ve iş birliklerini artırmaya devam ediyoruz.
TTGV olarak, “Teknoloji Üreten Türkiye” vizyonuyla hareket ediyoruz.
Eko-Üretim Dönüşüm Programı ile sanayimizin sürdürülebilirlik ve temiz üretim odağında rekabet gücünü korumasını hedefliyoruz. Bu program kapsamında, iklim değişikliği ve yeşil dönüşümle ilgili düzenlemelerden en çok etkilenecek sektörlere destek sağlamayı amaçlıyoruz. Özellikle kritik tedarik zincirlerinde yer alan, emisyon yoğun sektörlerde faaliyet gösteren ve doğrudan ihracat yapan sanayi kuruluşları, programın ana hedef kitlesini oluşturuyor. Ham maddeden nihai ürüne kadar tüm üretim süreçlerinde, teknolojik çözümler geliştirmeye yönelik projeler üzerinde çalışıyoruz. Bu sayede sanayimizin yeşil dönüşüm sürecine uyum sağlamasına ve uluslararası rekabet gücünü artırmasına katkı sunmayı amaçlıyoruz.
TTGV çimento sektöründeki inovasyon ve teknoloji gelişimine nasıl katkılar sağlamaktadır?
Çimento sektörü, küresel ölçekte sera gazı emisyonlarının önemli bir payını üstlenmektedir. Özellikle çimento üretiminin kritik aşamalarından biri olan klinker üretimi, yüksek sıcaklık koşullarında gerçekleştirilen kalsinasyon ve pişirme süreçleri nedeniyle yoğun enerji tüketimi ve dolayısıyla yüksek karbondioksit (CO₂) salımı ile karakterize edilmektedir. Dünya genelinde inşaat sektörünün temel yapı taşı olan çimento, artan nüfus ve kentleşme eğilimleriyle birlikte, talebi sürekli artan bir malzeme konumundadır. Ancak bu artış, beraberinde iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda çimento üretim süreçlerinin karbon ayak izinin azaltılmasını zorunlu kılmaktadır. Türkiye’de çimento sektörünün toplam ülke emisyonları içindeki payının %11-12 olduğu ve toplam enerji tükemindeki payının %6,5 olduğu düşünüldüğünde, bir marjinal faydanın karbon emisyon değerlerinin düşürülmesi bakımından ilerideki süreçte büyük etki yaratacağı anlaşılıyor.
Türk çimento sektörü; Dünya’da üretimde beşinci, ihracatta ikinci, Avrupa’da ise hem üretimde hem ihracatta birinci konumdadır. Türkiye’de yaklaşık 4,5 Milyar ABD Doları toplam cirosu olan ve yıllık 80 Milyon ton üretim kapasitesini aşan çimento sektörü, ülkemizde üretim kapasitesini ayarlama esnekliği olan, güçlü ve rekabetçi bir yapıda. Türk çimento sanayisinin mevcut kapasitesi ile hem iç hem dış pazardaki ihtiyaçları rahatlıkla karşılayabileceği düşünüldüğünde, iklim teknolojileri için çok kritik bir pozisyonda bulunduğunu söyleyebiliriz. Proses emisyonları ve termal emisyon, çimento üretiminde CO₂ emisyonunun iki ana kaynağıdır. Proses emisyonları çimentonun ana bileşeni olan klinker üretimi esnasında kireçtaşının (CaCO3) kirece (CaO) dönüştürüldüğü kimyasal dönüşüm süreci sonucunda ortaya çıkan CO₂ salımını ifade ediyor. Türkiye’de henüz karbon vergisi rakamı açıklanmadı ancak karbon vergisinin yüksek olduğu bir senaryo, çimento üretimindeki yeşil uygulamalara daha da hız kazandıracaktır.
Amacımız; yenilikçi ve özgün çözümler üreterek Türkiye’ye uygulanabilir bilgi ile kaynak oluşturmak, bu sürecin de geniş çapta etkili olmasını sağlamak.
Tüm bu veriler ışığında, TTGV Öncül Proje Yatırım Programı kapsamında odaklandığımız derin analiz proje konularından biri olarak “Yapı ve İnşaat Sektörünün Karbonsuzlaşmasında Sürdürülebilir Çimento Üretimi” ön plana çıkıyor. Bu doğrultuda, TTGV tarafından Sürdürülebilir Çimento özelinde hangi konu başlıklarının ülkemiz için öncelikli olduğunu araştıran detaylı bir derin analiz raporu hazırladık ve kamu ile özel sektör paydaşlarıyla paylaştık. Konunun daha da derinine inerek ortak bir sinerji oluşturmak adına çimento sektörüne dahil kamu, özel sektör, akademik ve tedarikçi taraflar TTGV’nin organize ettiği Genel Kurul ve Proje Yönlendirme Grupları’na çağrıldı. Kamudan ve çimento sektöründeki şirketlerin genelinden yoğun ilgi ve katılım aldık. TTGV’nin derin analiz raporunda üzerinde durduğu 5 konu tüm taraflarla teknik ekonomik sunumlar eşliğinde paylaşıldı, ön plana çıkarılmış konular üzerinde tüm katılımcılardan detaylı görüşler aldık.
Burada TTGV’nin katkısını teknoloji ekosistemini geliştirmek, teknolojiyi kıymetlendirmek, ölçeklendirmek ve proje geliştirmek olarak özetleyebiliriz. Bu bağlamda, Türkiye’de türünün ilk örneği Sürdürülebilir Çimento Teknolojilerini tetiklerken, oluşturulan know-how ve kıymetli bilgilerin sektörle paylaşılmasını amaçlıyoruz.
TTGV’nin çimento sektöründe yürüttüğü mevcut programlar nelerdir ve bu programlar sektör oyuncularına nasıl fayda sağlamaktadır?
TTGV olarak Sürdürülebilir Çimento için oluşturduğumuz Derin Analiz raporunda 5 konuyu detaylı olarak araştırdık ve analiz ettik. Bunlar; Temiz Hidrojenin Çimento Fabrikalarında Alternatif Yakıt olarak Kullanımı, Beton Atıklarının Geri Dönüşümü ile Düşük Karbon Ayak İzine Sahip Klinker Üretimi, Çimento Fabrika Baca Gazından Mikroalgler (Mikroyosun) ile Biyolojik Karbon Yakalama, Oksi Yakıt Teknolojisi ile Daha Verimli Karbon Yakalama ve Değerli Kimyasalların Üretimi, Yeni Nesil Katkılı Çimento Üretimi- Kireçtaşı Kalsine Kil Kullanımı’dır.
Derin analiz çalışmaları kapsamında, TTGV olarak kendi iç değerlendirmelerimizin yanı sıra kamu, çimento şirketleri ve akademik taraflarla gerçekleştirdiğimiz görüşmeler doğrultusunda mevcut durumda öncelikli olarak iki ana konu başlığına odaklanmış bulunuyoruz. Bu doğrultuda sektördeki ilgili paydaşlarla Genel Kurul ve Proje Yönlendirme Grubu toplantıları yapılarak çalışmalarımızın detaylı aktarımını yaptık. Katılımcı tüm taraflarla detaylı fikir alışverişi ortamı oluşturuldu ve karşılıklı değerli aktarımlar sağlandı.
Sektördeki şirketlerin hepsine eşit mesafede durarak, süreci proje geliştirme aşamalarına kadar götürmek isteyen ve teknik yeterlilik formlarını ileten şirketlerle çalışmalar başlatılarak, TTGV’nin sağladığı konunun uzmanı danışmanlarla beraber detaylı teknik-ekonomik fizibilite aşamalarıyla başarıyla tamamladık. Bu aşamaların sonucunda kıymetli verilere ve bilgilere ulaştık. Mevcut durumda “Temiz Hidrojenin Çimento Fabrikalarında Alternatif Yakıt olarak Kullanımı” ve “Beton Atıklarının Geri Dönüşümü ile Düşük Karbon Ayak İzine Sahip Klinker Üretimi” projeleri özelinde ilerleme sağladığımız şirketlerle proje destek görüşmeleri hali hazırda devam ediyor.
TTGV olarak, çimento sektöründeki paydaşlarla iklim teknolojileri alanında çok sinerjik bir iletişim içerisinde olduğumuzu belirtmek isterim. Karbon emisyon değerlerinin düşürülmesi için tetikleyici ve ölçeklenmeye altyapı oluşturacak bir rolde olmak istiyoruz. Bu anlamda, öneride bulunduğumuz projelerde ciddi bir ilgi ile karşılaştık ve bu yönde somut adımlar attık. Ayrıca, sektörün rekabetçi yapısının projelere yapıcı bir dinamizm kattığını söyleyebilirim.
TTGV olarak ekosistemi dinliyor, gözlemliyor ve öğreniyoruz. İhtiyaçları belirlerken sadece teorik değil, uygulamaya yönelik bir bakış açısıyla hareket ediyoruz. Amacımız, yenilikçi ve özgün çözümler üreterek Türkiye’ye uygulanabilir bilgi ve kaynak oluşturmak ve bu sürecin geniş çapta etkili olmasını sağlamak.
TTGV olarak ekosistemi dinliyor, gözlemliyor ve öğreniyoruz. İhtiyaçları belirlerken sadece teorik değil, uygulamaya yönelik bir bakış açısıyla hareket ediyoruz.
Sektördeki aktörlere ve girişimcilere bu alanda başarılı olabilmeleri için hangi tavsiyelerde bulunursunuz?
Sektördeki teknolojik gelişmelerin süreklilik içerecek şekilde yakından takip edilmesini ve yenilikçi çözümler geliştirmeye vakit ayrılmasını tavsiye ederim. Bu alanlara özel olarak odaklanmış bir ekip oluşturulup süreklilik arz edecek şekilde çalıştığında her zaman kısa vadede olmasa da mutlaka orta-uzun vadede çok faydalı sonuçların çıktığını görüyoruz.
Potansiyel paydaşlarla, vakıflarla, üniversitelerle ve araştırma enstitüleriyle işbirliği yaparak network ağının güçlü tutulması çarpan etkisini oldukça yükseltiyor. TTGV olarak tam ve doğru bilgiye ulaşmak için bahsi geçen tarafları bir araya getirmek gibi bir vizyonumuz ve alışkanlığımız var. Bugüne kadar bu doğrultuda yaptığımız işbirlikleri tahminimizden çok daha büyük bir sinerji ve fikir gücünü ortaya koydu.
TTGV ve ilgili diğer kurumların destek mekanizmalarını sürekli takip ederek çalışmalarına uyumlu bilgi ve kaynak desteği alternatifleri yaratmalarını öneririm. Hangi kurumun, hangi faydayı üretebileceğini ve nasıl destek mekanizmaları sağlayabileceğini iyi analiz etmek stratejik ilerleme adına hız kazandırıcı olacaktır.
Son olarak, kariyer yolculuğunuz ve şu anki göreviniz hakkında bize bilgi verebilir misiniz?
Bilkent Üniversitesi Ekonomi kökenliyim. Aynı üniversitede İşletme Yüksek Lisans (MBA) derecemi tamamlamış olup, Autonomous University of Barcelona’dan Uluslararası Ticaret alanında ikinci yüksek lisans derecemi aldım. İşletme alanında doktora derecesine sahibim. Tez sürecimde çevre dostu otomobil üreticilerinin pazar stratejileri ve tüketici gereksinimleri üzerine Kalite Fonksiyon Yayılımı (QFD) metodolojisi çerçevesinde analizler yaptım. İklim teknolojileri, bilişim teknolojileri, iş geliştirme ve yatırım alanlarında toplamda 12 yılı aşkın bir kariyer yolculuğum ve ulusal/uluslararası şirket deneyimim var. Sürdürülebilirlik, döngüsel ekonomi, proje yönetimi ve finansal teknolojiler üzerine eğitim ve sertifikalar aldım. TTGV’de, 2023 yılından itibaren Öncül Proje Programının İklim Teknolojileri odağında “Sürdürülebilir Çimento”, “Enerji Depolama” ve “Yeni Nesil Yakıtlar” proje alanlarında görev aldım. Sürdürülebilir çimento özelinde “Beton Atıklarının Geri Dönüşümü” ve “Hidrojenin Alternatif Yakıt olarak Çimento Üretiminde Kullanımı” projeleri için aktif proje geliştirme çalışmalarım devam ediyor.