Tedarikçilerimizle güvenilir bir ağ ve uzun vadeli ilişkiler oluşturmaya odaklanıyoruz

Behiç Sarıoğlu HeidelbergCement Group Satın Alma Müdürü MENAT (Orta Doğu/Kuzey Afrika ve Türkiye) 
Michael Mayer HeidelbergCement Grup Satın Alma Yatırım Projeleri Küresel Satın Alma Lideri 
“Tedarikçilerimizi ortaklarımız olarak görüyoruz çünkü zorlukların üstesinden ancak birlikte gelebiliriz. Yaklaşımımız her zaman bu yöndeydi fakat şu anda karşı karşıya olduğumuz böylesine zor ve belirsiz bir piyasa durumunda daha da önem kazanıyor. Karbon-nötrlüğe giden yolda endüstri lideri olmak istiyoruz ve bu hedeflerimiz için bu dönüşümü gerçekleştirmemize yardımcı olacak güçlü ortaklara ihtiyacımız var.”

Dünyanın en büyük çimento üreticilerinden biri olan HeidelbergCement’in yakın zamanda Türkiye’de faaliyete geçirdiği Küresel Satın Alma Ofisi hakkında bilgi verir misiniz?
HC, Türkiye’deki Küresel Satın Alma Ofisi’ne ek olarak Çin ve Hindistan’da da HC’nin Küresel Satın Alma Yaklaşımını destekleyen Küresel Satın Alma Ofisleri yer almaktadır. Ve bu, Türkiye pazarının HeidelbergCement için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Ofisler, HC’nin dünya çapındaki operasyonları, Genel Merkez ve yerel tedarikçi tabanı arasında iletişim ve paylaşım noktası görevini görüyor. Türkiye HeidelbergCement için her zaman çok önemli bir tedarik kaynağıdır ve bölgedeki tedarikçilerimizle de uzun vadeli ilişkiler geliştirmek ve kurmak istiyoruz ki bu ilişkiler, kurulan bu ofisimiz ile vurgulanacak. Bu, tüm Küresel Satın Alma Ekibi ve Yönetim Kurulu tarafından tam olarak destekleniyor ve bunun uzun vadede Türkiye’deki satın alma hacmimizi de artıracağını düşünüyoruz. Bu sadece Capex’i değil, Opex ve Hizmetleri de kapsıyor.
HeidelbergCement’in Türkiye’deki varlığı ve faaliyetleri hakkında genel bilgi verebilir misiniz?
İstanbul’da yeni kurulan Satın Alma Ofisimize ek olarak, 1996 yılında kurulan ve Sabancı Holding ve HeidelbergCement ortak girişimi olan Akçansa’dan da bahsetmeliyiz. Bu şirket, Türkiye’nin önde gelen çimento, klinker ve hazır beton üreticisidir. Türkiye’nin Marmara, Ege ve Karadeniz bölgelerinde faaliyet gösteren Akçansa; İstanbul, Çanakkale ve Ladik fabrikalarında çimento üretiyor ve 7 çimento terminali işletiyor. Bu şirket ayrıca “Betonsa” markası altında 26 hazır beton tesisinde hazır beton üretiyor. Buna ilave olarak, HeidelbergCement Grubu’nun ticaret kolu olan HeidelbergCement Trading’in (HCT), dünya çapındaki müşterilerimize Alım-Satım, Nakliye ve Ticaret Operasyonları konularında destek veren ofisleri İstanbul’da bulunuyor.

HeidelbergCement’in merkezi Heidelberg’de bulunan grup satın almada yatırım projeleri küresel satın alma lideriyim. Bu görevimde Türk tedarikçilerle yakın bir işbirliği içinde çalıştım. Şimdi Türkiye’deki tek irtibat noktamız olan Behiç ile birlikte, Türk tedarikçilerle işbirliğini bir üst seviyeye taşımak için Türkiye’deki satın alma ve tedarikçi geliştirme sürecini daha yapılandırılmış bir şekilde yürütmek istiyoruz. Michael Mayer
Üreticileri ve tedarikçileri birbirine bağlayacak bir prosedürle ilerleyeceksiniz. Nasıl bir çalışma süreciniz olacak?
Tedarikçilerimizi ortaklarımız olarak görüyoruz çünkü zorlukların üstesinden ancak birlikte gelebiliriz. Yaklaşımımız her zaman bu yöndeydi fakat şu anda karşı karşıya olduğu muz böylesine zor ve belirsiz bir piyasa durumunda daha da önem kazanıyor. Karbon-nötrlüğe giden yolda endüstri lideri olmak istiyoruz ve bu hedeflerimiz için bu dönüşümü gerçekleştirmemize yardımcı olacak güçlü ortaklara ihtiyacımız var.
İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Mühendisliği bölümünden mezun oldum ve mezuniyetimden bu yana çeşitli sektörlerde satın alma uzmanı ve yöneticisi olarak çalışıyorum. Behiç Sarıoğlu
Şirketin Türkiye ve çevresindeki bölgelere ilişkin görüşleri ve yaklaşımlarından da bahsedebilir misiniz?
Türkiye, HeidelbergCement organizasyonu içinde AEM (Afrika-Doğu Akdeniz Havzası) Grup Bölgesine aittir. Üstün tedarikçi pazarıyla Türkiye’nin toplam 15 ülkeden oluşan bu alandaki diğer lokasyonlarımıza hizmet vermek için en uygun yer olduğu son derece açık. Ancak bunu sadece AEM bölgesiyle sınırlamak istemiyoruz. Türkiye’yi, HeidelbergCement Group’ta faaliyet gösterdiğimiz her ülkeye büyük faydalar sağlayacak son derece cazip bir tedarik üssü olarak görüyoruz. Bu alan Avrupa, Asya-Pasifik ve Kuzey Amerika’yı içeriyor. Öte yandan, İstanbul ofisinin tüm MENAT bölgesindeki tedarikçilerimiz için ilk irtibat noktası işlevi de görmesi gerekli.
Bir işletme olarak birlikte çalıştığınız tedarikçilerde hangi nitelikleri arıyorsunuz?
Müşterilerimize sunduğumuz yüksek standardın aynısını tedarikçilerimizden de bekliyoruz. En iyi kalite, bağlılık, rekabetçilik, esneklik, adanmışlık, destekleyici hizmet, büyük resmi görme, adalet ve elbette uyum. Tüm bu özellikler, uzun vadeli ilişki için aradığımız en önemli kriterler.
Hem dünya hem de yerel ekonomiler hala krizdeyken neden böyle bir yatırım yapmayı tercih ettiniz? Türkiye pazarı HeidelbergCement için ne anlam taşıyor?
Elbette şu an piyasa iyi bir durumda değil. Korona Pandemisinin ardından birkaç ay öncesine kadar akıllardan geçmeyecek bir savaşın Avrupa’da sürdüğünü görüyoruz. İstanbul’daki Satın Alma Ofisi bu krizin üstesinden gelmemize yardımcı olacak ve tedarik zincirimizde bize daha fazla esneklik sağlayacak.
Müşterilerimize sunduğumuz yüksek standardın aynısını tedarikçilerimizden de bekliyoruz. En iyi kalite, bağlılık, rekabetçilik, esneklik, adanmışlık, destekleyici hizmet, büyük resmi görme, adalet ve elbette uyum. Tüm bu özellikler, uzun vadeli ilişki için aradığımız en önemli kriterler.

Önümüzdeki dönem için hedeflerinizi ve planlarınızı nasıl belirleyeceksiniz?
Tedarikçilerimizle güvenilir bir ağ ve uzun vadeli ilişkiler oluşturmaya odaklanıyoruz. Bu ağ, bir sonraki gelişmiş tedarikçi neslinin kaynağı olacak ve bizler de çimento endüstrisinin yeni dönemine hazır olmak ve gelişmek için onların yanındayız. Geleceğimizi inşa etmek için birlikte çalışacağız.