Hüseyin ÖZKAN
Sintek Heavy Industries
Yönetim Kurulu Başkanı
Sintek Group bünyesinde yer alan Sintek Heavy
Industries firmasının kuruluş amaçları ve genel
faaliyet alanlarından bahseder misiniz?
Bildiğiniz gibi Sintek Group’un amiral gemisi olan Sintek Madencilik Ltd. Şti, kısa sayılabilecek bir sürede yurt içi ve yurt dışında pek çok başarılı projeye imza atmış, yaptığı kaliteli ve katma değer yaratan işler sayesinde müşterileri ile sürdürülebilir, uzun ömürlü ilişkiler kurmuş, çözüm ortağı olmayı başarmış bir firma.
Sintek Group’un özellikle çimento sanayi projelerinde kazandığı birikim ve tecrübe ile bizlerin farklı sektörlerde edindiği tecrübeleri yeni projelerde yatırımcıların hizmetine sunabilmek amacıyla Sintek Heavy Industries firmamızı kurduk.
Hedef sektörlerimizi, şirket yöneticilerimizin uzun yıllar pek çok projede yer almak suretiyle geniş bir tecrübe ve bilgi birikimine sahip olduğu, Enerji, Demir-Çelik ve Çevre yatırımları olarak belirleyerek 20 Nisan 2020 tarihinde yola çıktık.
Birbirinden farklı sektör ve alanlarda hizmetler sunuyorsunuz.
Sektörde de pek çok oyuncu var. Farklılaştığınız
ve rekabetçi olmanızı sağlayan hususlar nelerdir?
Öncelikle “rekabetçi olmak” kavramını değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Bize göre rekabetçi olmak her zaman en ucuz fiyata iş yapmak değildir.
Taahhüt ettiğimiz tesisler uzun yıllar üretim yapacak ticari işletmeler olduğundan, ilk yatırım maliyeti tek başına yeterli bir rekabet unsuru olmamalıdır. Tesis yatırımı yapılırken en az ilk yatırım maliyeti kadar önemli diğer unsurlar; istenen kapasitede sorunsuz çalışabilmeyi sağlayacak güvenilir bir teknolojiye sahip olması, en yüksek verimi yakalayarak en uygun maliyetleri sunabilmesi, bakım ve yenileme ihtiyaçlarının minimum olmasını sağlamak üzere doğru malzeme ve kaliteli işçilik ile yapılmasıdır.
Garanti süresi ve sonrasında her an hizmet sağlayabilecek, yatırımcının yanında olacak bir firma seçimi de önemli unsurlardan biridir.
Bu anlayışımızın sonucu olarak, mümkün olduğunca ekonomik çözümler sunmak üzere katma değer yaratacak mühendislik çalışmalarına ağırlık veriyor, aynı zamanda az önce bahsettiğim unsurları yatırımcılara sunabilecek, sürdürülebilir bir kurumsal yapı oluşturmaya odaklanıyoruz.
Bence yatırımcı ile empati yapabilmek, onun adına çözüm geliştirmeyi benimsemek, “Siz yatırımcı olsanız ne beklerdiniz?” sorusuna cevap ve çözüm üretmek, beraberinde rekabetçi ve kabul gören bir firma olmamızı sağlayacaktır.
Yukarıda anlattığım unsurları hayata geçirerek fark yaratmak ve şirket mottomuzda söylediğimiz gibi iz bırakmak için çalışıyoruz.
Sintek Group yurtdışında Portekiz, Sudan, Kamerun,
Mozambik gibi ülkelerde projeler yaptı. Sintek Heavy
Industry olarak yurtdışında projeler yapma hedefiniz
var mı? Yurt dışında projeler yürütmenin ne tür avantaj
ya da dezavantajları var?
Bildiğiniz gibi Türk Müteahhitleri olarak dünyanın her yerinde iş yapıyoruz. Türkiye Müteahhitlik sektörü olarak yıllardır dünyada kendi ülkesi dışında müteahhitlik hizmeti veren firma sayısı olarak İlk üçte yer alıyoruz.
Grup olarak UAE, Litvanya, Özbekistan, Fildişi ve yakın geçmişte hizmete giren Hollanda’da tamamı grubumuza ait iştiraklerimiz ve şirketlerimiz var. Dünyanın pek çok coğrafyasında oluşturduğumuz referanslara yenilerini eklemek için çaba gösteriyoruz.
Yurtdışı yapılanmalarımızın amacı öncelikle pazarımızı genişletmek. Ülkemizde endüstri yatırımları süreklilik ve sayı olarak gelişmiş müteahhitlik sektörümüzün tümüne sürekli iş imkânı sağlayacak boyutta olmayabiliyor. Bu durumda yeni pazar arayışı kaçınılmaz oluyor. Bu açıdan, yurtdışında iş yapmanın bir avantajı şirketlerimizin sürekliliğini sağlamakta yardımcı olmasıdır.
Diğer bir faydası ise şirketimizin iş yapış yöntemlerini, organizasyonunu, kalite standartlarını Dünya ölçeğinde iş yapabilecek seviyelerde tutmamızı sağlamasıdır. Uluslararası düzeyde rekabet için bu şarttır.
Bunun yanında yurtdışında iş yaparak ülkemize döviz kazandırmanın Türk işgücünü, mühendisliğini ülkemiz için katma değere dönüştürmek açısından da önemli bir araç olduğunu düşünüyorum.
Hizmet sunduğunuz alanlar gereği yeni teknolojiler, sistemler
ve uygulamaları da yakından takip ediyorsunuz.
Size gelen talepler açısından baktığınızda nasıl bir süreç
yaşanıyor?
Yatırımcıların talebi genellikle CAPEX ve OPEX maliyetleri arasındaki optimum noktayı yakalamak. Bunu sağlamak için teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyor ve en ileri teknolojileri sunmaya çalışıyoruz.
Diğer yandan da inşaat ve montaj maliyetlerini düşürebilmek için yapısal mühendislik çözümlerimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Bu çalışmalar projelerimizi yürütürken interaktif olarak sürekli geliştirme çabasında olduğumuz faaliyetler. Proje başlangıcında yaptığımız öngörüleri ve çalışmaları projelerimizin uygulama aşamasında detaylı olarak takip ediyor, bir sonraki projede neleri iyileştirebileceğimizi sürekli takip ediyoruz.
Anahtar teslim projeleri EPC bazda üreten bir firmasınız.
Bu yapınız gereği sıfırdan kurulum aşamasının sonuna
kadar bir projenin tüm süreçlerini tasarlıyorsunuz. Bunun
müşterileriniz ve sizin için sunduğu avantajlar nelerdir?
Bu çok önemli bir konu. Yatırımcılar kimi zaman projeyi gereğinden fazla parçalayarak daha ekonomik tamamlayabileceği stratejisi ile hareket ediyor. Öncelikle belli performans değerlerinin hedeflendiği sanayi tesisi yatırımlarında, çok fazla pakete bölerek pek çok firma ile çalışmanın sistemin komple performansı açısından riskli olacağını düşünüyoruz. Öte yandan kaynak sayısı arttıkça işin zamanında, bütçesinde ve gerekli kalitede tamamlanması açısından risklerin de arttığı görüşündeyiz. Daha fazla sayıda firmanın işin içinde olması yatırımcının da daha büyük ekiplerle işi takip etmesi gerekliliğini de beraberinde getiriyor. Üstelik yatırımcı tüm firmaları aynı hedefler doğrultusunda koordine etme sorumluluğunu ve riskini de almış oluyor.
Konsantrasyonunu, iş planlarını, üretim ve satış üzerine yönlendiren, bu konuda uzmanlaşan yatırımcıların bu sorumluluk ve riski kendi üzerine almasını yatırım stratejisi açısından çok tavsiye etmiyoruz.
Yakın zamanda aldığınız ya da alacağınız büyük ve önemli projeler var mıdır?
Bildiğiniz gibi Sintek Group olarak yakın geçmişte Akkuyu Nükleer Santralinde dört farklı kompleks lotun yapım işleri, Kentçim Çimento Fabrikası Ekipman temini, Medcem Çimento Fabrikası 9.000 t/g yeni üretim hattı yapımı üstlendik. Kısa bir süre önce önemli bir Demir Çelik tesisinin Kok Kırma ve Eleme tesisi yapım sözleşmesini imzaladık. Bunların dışında, Çimento sanayiinde son aşamaya gelen bir projemiz daha var.
2021 yılını genel olarak nasıl geçirdiniz? 2022 dönemi için hedefleriniz ve stratejileriniz nasıl şekillenecek?
2021 yılı bizim için hedeflerimize ulaştığımız, iyi bir yıl oldu. Çimento sektöründe yeni projeler imzaladık. Bunun yanında henüz bir yıl önce hedef olarak belirlediğimiz enerji ve demir çelik sektörlerinde kayda değer büyüklükte işler almayı başardık. Bunların sonucu olarak kadrolarımızı, makine-ekipman parkımızı geliştirmeyi de başardık.
İş almak elbette çok önemli ancak sorumluluğunu üstlendiğimiz işleri gereği gibi yapabilmek bizce daha önemli. Bu nedenle 2022 yılında öncelikli hedefimiz taahhüt ettiğimiz projeleri en iyi şekilde gerçekleştirmek.
Yeni projeleri takip etmeyi ve yurtdışında iş geliştirme faaliyetlerini, 2022 yılında da sürdüreceğiz. Paralel olarak kadrolarımızı genişletip güçlendirmeye ve iş yapış yöntemlerimizi sürekli geliştirme çabalarımıza da devam edeceğiz.
Sonraki Haber Uzay sistemler yapısal olarak birçok avantaj sunmaktadır
CemenTürk Dergisi
CemenTürk, 2008 yılından itibaren iki ayda bir yayınlanan hazır beton ve çimento sektörüne ait bir sektör dergisidir. AjansGN’nin öncü, yenilikçi ve istikrarlı kimliğiyle sektörel yayıncılığa önemli bir ivme kazandıran CemenTürk, sektörün ortak sesi olmaya devam etmektedir.
Benzer İçerikler
Yorum Yap