“Ülkemizde Paris Anlaşması’nın onaylanmasıyla birlikte Yeşil Dönüşüm hedeflerine yatırımlarımızın daha da arttığını söyleyebiliriz. Aynı zamanda bu konuda dünyada olup biteni takip ediyor, gelişen teknolojileri sektörümüze adapte ediyoruz. 2023 yılında çimento sektörünün birinci önceliğinin bu dönüşüm süreci olacağını vurgulamak isterim.”
TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik
Türk çimento sektörü 2022 yılını genel olarak nasıl geçirdi?
6 Şubat sabahı merkez üssü Kahramanmaraş Pazarcık olan ve Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman ve Malatya başta olmak üzere 10 kentimizi etkileyen büyük bir deprem felaketine uyandık. Aynı gün merkez üssü Elbistan olan ve benzer büyük felaketle sonuçlanan bir diğer depremi de ardından yaşadık. Öncelikle, bu depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz. Son 3 yıldır, bir önceki yılın sonuna geldiğimizde gelecek yıla dair umutlarımızı ve ümitlerimizi aktarıyoruz ancak yılın başında bir felaketle gözümüzü açıyoruz.
2022 yılı da, henüz Covid19 nedeniyle tecrübe ettiğimiz pandemi döneminin yaralarını sarmaya çalışırken patlak veren Ukrayna-Rusya savaşının getirdiği olumsuz yansımalarla mücadele etmekle geçti. Bu iki olumsuz durumun küresel emtia piyasalarına etkilerini ağır şekilde tecrübe ettiğimiz 2022 yılını verimli bir yıl olarak değerlendiremiyoruz.
Sektörümüzün %94’ünü temsil eden üyelerimizin 2022 yılının 10 aylık süreci olan Ocak-Ekim dönemindeki çimento üretimi, bir önceki yılın aynı dönemine oranla %8,7 azalarak 60,6 milyon tona geriledi. Resmi rakamlar henüz açıklanmamış olsa da, yılsonu rakamlarında 2021 yılına benzer şekilde 74 milyon ton çimento üretimi olacağını öngörebiliyoruz. İç satışlar ise yine aynı 10 aylık dönemde %12,5 azalarak 44,2 milyon tona indi. Bu dönemde üretilen çimentonun ise yaklaşık %26’sı ihracata konu oldu.
Çimento sektörü olarak, ülkemizdeki birçok sektörün aksine iç piyasa talebinin üzerindeki üretim kapasitesinden dolayı arz fazlası olan bir sektörüz. Haliyle, iç piyasadaki yetersiz talepten ötürü ihracat yapabilme kapasitesine sahip üyelerimiz için ihracat bir tercih değil, zorunluluk halini almıştır. Zira sektörümüzün Ekim ayı itibariyle fazla kapasitesi 32 milyon ton seviyesindedir ve resmi rakamlar açıklandığında 2022 yılının sonu itibariyle bu rakamın 44 milyon ton olmasını bekliyoruz.
İhracatçı Birlikleri’nin geçici verilerine göre 2022 yılında çimento sektörünün toplam ihracatı değer bazında önceki yıla göre %23,5 oranında artarak 1 milyar 547 milyon dolara yükseldi. Diğer taraftan, miktar bazında bakıldığında çimento ve klinkerden oluşan toplam ihracatının 2022 yılında, 2021 yılına göre %11,2 oranında gerileyerek 27,3 milyon tona indiği de dikkat çekiyor. Miktar bazındaki bu düşüşün sebebine baktığımızda ise, çimento ihracatındaki %2,4’lük artışa rağmen çimentonun öğütme işlemi öncesindeki yarı mamul hali olan klinker ihracatının %31 civarındaki düşüş olduğunu görüyoruz. 2022’de sektörün toplam ihracatının 18,7 milyon tonunun çimento, 8,6 milyon tonunun klinkerden oluştuğunu ifade edebiliriz.
Sektör çimento ihracatını çoğunlukla ABD ve Orta Doğu’ya yaparken, klinker ihracatında önemli pazarlarımız Batı Afrika ülkeleri oldu.
2023 ve devamı için sektörde hangi konular öne çıkacak?
Bu soruya, henüz yaralarını taze hissettiğimiz deprem felaketinden önce verilecek cevap çok daha farklı olacaktır. 2023 yılında Rusya-Ukrayna Savaşı’nın bitmese bile çatışma halinin büyük oranda sönümleneceğine dair beklentimiz çerçevesinde, özellikle bu bölgelerde çimento talebinin artmasını bekliyoruz. Her ne kadar bu noktada çimento talebi artacak olsa da bu savaşın özellikle enerji maliyetleri noktasında sektörümüze verdiği hasarın tüm üreticilerimizin zor günler yaşamasına neden olduğunu da bir kez daha vurgulamak gerekir. Bu zorlu maliyet şartları ne yazık ki 2023 yılında da hem üretim hem de yatırımlarımızı etkileyecektir.
Enerjide yaşanan maliyet artışları ve “Türkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi” sürecinde ülkemizin önde gelen çözüm ortaklarından biri olan çimento sektörümüz, karbon emisyonunu azaltmak üzere ülkemizin 2053 net sıfır emisyon hedefine uygun şekilde;
- Alternatif Yakıt Kullanımı (atıktan türetilmiş yakıt, arıtma çamuru, kullanılmış lastikler, sıvı yakıt atığı, tarımsal ve hayvansal atık)
- Klinker ve Hammadde İkamesi (yüksek fırın cürufu, uçucu kül, puzolan)
- Enerji Verimliliği (atık ısı geri kazanımı)
- Yeni Teknolojiler (karbon depolama ve kullanma, elektrifikasyon, hidrojen kullanımı)
başlıklarında yürüttüğü ve uygulamaya geçirdiği çalışmalarını geliştirmeye süratle devam edecektir.
Depremden kaynaklı yıkımlara dönecek olursak, yine vurgulamak isterim ki maalesef kaybettiğimiz canları geri döndüremiyoruz. Ancak bu felaketten sağ kurtulabilen vatandaşlarımızın yıkılan konut ve işyerlerinin de süratle ikame edilmesi gerekiyor. Bu sebeple, başta bölgede faaliyet gösteren üye fabrikalarımız olmak üzere tüm üyelerimizle birlikte, yıkılan ya da ağır hasar sebebiyle yıkılmak durumunda olan tüm binaların gerektirdiği ihtiyaçları sağlamak için bir program hazırlıyoruz.
Dernek olarak 2022 yılında hangi çalışmaları yaptınız? 2023 yılı ve devamı için genel çalışmalarınız neler olacak?
Birliğimizin 65. yılı olan 2022, sektörümüzü temsil etme noktasında oldukça verimli geçti. Anıtkabir’de Ata’mızı ziyaret ederek başladığımız 2022 yılında birçok konuda sektörümüze hizmet vermeye devam ettik ve iki büyük etkinliğe imza attık.
Bu etkinliklerden ilki 24-28 Ekim 2022 tarihlerinde Antalya’da düzenlediğimiz 16. Teknik Seminer ve CEMINT 2022 etkinliği oldu. Dünyanın dört bir yanından konusunda uzman konuşmacılarımızın yer aldığı programda çimento sektörüne yeni teknoloji, hizmet, sistem ve ürün geliştiren yerli ve yabancı firmaların, teknolojilerini çimento üreticilerine tanıtmalarına vesile olduk. 629 katılımcı 224 firma ve 93 stant katılımıyla tamamladığımız bu programı dünyadaki gelişmelerin takibi açısından oldukça önemli buluyoruz. Ayrıca bu seminerimizin sonunda yaptığımız enerji panelindeki söyleşi sonucunda bir bildiri de yayınladık.
İkinci olarak, ülkemiz için kalıcı ekonomik çözümler üretip kamu yararı sağlamak amacıyla beton yolların yaygınlaşması konusundaki motivasyonumuzla, TÜRKÇİMENTO olarak bu yıl ikincisini düzenlediğimiz ve 1300 kişinin katıldığı Beton Yollar Kongresi’nde ülkemiz karar vericileriyle Avrupa ve Amerika’dan katılan uzmanları bir araya getirdik. Kongremize Sayın Bakanımız Adil Karaismailoğlu da katılarak bizleri onurlandırdı.
Bunlarla birlikte, Pandemi döneminde dijital olarak başlattığımız Anadolu Buluşmaları etkinliğimizin 6.’sını bu yıl İzmir’de gerçekleştirdik.
TÜRKÇİMENTO Akademi olarak 2022 yılı için 30 başlıkta öngördüğümüz eğitim ve etkinlik programını yıl içerisinde gelişen ihtiyaçlarla 45 etkinlik olarak tamamladık. Böylece 2022 yılında, toplam 575 saat eğitim- seminer düzenledik ve bu toplantılarımıza toplam 1999 kişi katıldı.
Bu eğitimleri teknik eğitimler, yönetim sistemleri, meslektaş toplantıları, üniversiteler için düzenlenen konu bazlı etkinlikler ve fabrika bazlı eğitimler, sektörel geniş katılımlı etkinlikler başlıkları altında düzenledik. 852 sektör yetkilimiz eğitimler kapsamında belgelendirildi.
TÜRKÇİMENTO olarak iki iktisadi işletmemiz olan Ar-Ge enstitümüz ve Kalite Çevre Kurulu’muzla birlikte sektörümüze hizmetimizi kesintisiz olarak sürdürdük.
2023 yılı hedeflerimizde Birlik olarak faaliyetlerimize daha fazlasını ekleyerek devam edeceğiz. Sektör olarak ise özellikle 2023 yılından itibaren yeşil dönüşüme kanalize olmuş durumdayız.
Ülkemizde Paris Anlaşması’nın onaylanmasıyla birlikte Yeşil Dönüşüm hedeflerine yatırımlarımızın daha da arttığını söyleyebiliriz. Aynı zamanda bu konuda dünyada olup biteni takip ediyor, gelişen teknolojileri sektörümüze adapte ediyoruz. 2023 yılında çimento sektörünün birinci önceliğinin bu dönüşüm süreci olacağını vurgulamak isterim.
Sorumluluk bilinciyle hareket edip yapılarda doğru malzeme kullanarak, yaşanan can kayıplarının önüne geçmek mümkün
Maalesef 6 Şubat sabahında tüm ülke olarak büyük bir deprem felaketiyle gözlerimizi açtık ve kaybettiğimiz canlar için üzüntümüzün tarifi yok. Telafisi ve tarifi mümkün olmayan kayıplar yaşadığımız bu deprem felaketinin hemen ardından, diğer STK’larla da iş birliği içinde, yardımlarımızı bölgeye aynı gün içerisinde ulaştırdık. Tüm üye fabrikalarımızla kendi içimizde başlattığımız seferberlikle birlikte, ilk günden beri gerek gıda, su, battaniye, ısıtıcı ve diğer temel ihtiyaçlar olsun gerekse makine, ekipman ve eğitimli insan gücü olsun, yardımlarımız aralıksız devam ediyor.
Birlik Yönetim Kurulu olarak devletimizle aktif koordinasyonla desteğimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Günlük ihtiyaçların yanı sıra Birlik olarak Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) ile iş birliği içerisinde bölgede konteyner kent uygulaması planımızı hayata geçirdik ve konteyner kurulumuna başladık. Böylece geçici barınma ihtiyacını bir nebze de olsa bu şekilde karşılayamaya çalışacağız.
Depremde zarar görerek hizmet veremez hale gelen Hatay Havalimanı için de sektör olarak büyük bir seferberlik başlattık. Çimko, Limak Çimento ve Oyak Çimento, hasar gören Hatay Havalimanı’nın onarım işlerinde kullanılan beton temini için büyük bir iş birliği ağı kurdu. Bölgede hasar gören ve tahliye yardım işlemlerinden dolayı araç yoğunluğu yüksek erişim yolları ile yine hasar gören agrega, beton tesisleri ve iş ekipmanları koşulları altında imkanlarını birleştiren üyelerimiz, onarımı üstlenen yüklenici firmaya kesintisiz ürün ve hizmet ulaştırdı.
Yaşanan deprem felaketinin şiddetini bir kenara koyduğumuzda, Avrupa Birliği standartlarında olduğunu gururla ifade ettiğimiz yapı yönetmeliğine rağmen binaların neden yıkıldığı sorusu tüm vatandaşların aklındadır. Ülkemizde üretilen çimento, Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm gelişmiş ülkelerin uyguladığı uluslararası standartlarla üretilen ve dünyanın da gerçekten en kaliteli ve güvenli çimentolarının başında geliyor. Zaten fabrikalar da bu standartlara göre üretim yapmak üzere tasarlanmıştır ve bunun dışına çıktığınız anda çimento üretimi yapamaz hale gelirsiniz. Ancak, yapı denetimi yeterli olmaz ise, inşaat faaliyetlerinde kullanılan çimento, uygulayıcılar tarafından mevzuata uygun miktar ve şekilde kullanılmaz ise, çimento ne kadar kaliteli olursa olsun sonuç değişmeyecek ve biz bu acıları tekrar tekrar tecrübe etmek durumunda kalacağız.
Yan yana duran iki binadan biri tamamen yıkılmışken diğerinin sapasağlam duruyor olması; zemin etüdünün doğru mevzuata uygun yapıldığı, yapı denetiminin mevzuata uygun gerçekleştirildiği ve doğru yapı malzemesinin doğru miktarda kullanıldığı durumda depremin şiddeti ne olursa olsun binaların bundan etkilenmeyeceğini gözler önüne seriyor. Deprem maalesef ülke olarak kaçınılmaz gerçeğimiz. Bunun önüne geçemeyiz. Ancak, sorumluluk bilinciyle hareket edip yapılarda doğru malzeme kullanarak, yaşanan can kayıplarının önüne geçmek mümkün.
Ülkemizde hem inşaatı yapanlar hem de konut alanlar için ‘kalite ve güvenlik’ unsuru öncelikli olmalıdır. Bu bilinçle yapılarımızı inşa ederken güvenli tasarım ve yapım teknikleri uygulanmalı ve beton kalitesine muhakkak dikkat edilmeli. İnşaat çalışmalarında standartlarına uygun yapı malzemeleri kullanılmasını; tüketicilerin de konut alırken yapı malzemeleri kalitesi hakkında mutlaka bilgi edinmelerini öneriyoruz.