Gülay Öncar Şentürk
CPC Belgelendirme
The European Green Deal (Avrupa Yeşil Mutabakatı) 11 Aralık 2019’da Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından yayımlandı. Anlaşma, ayrıca AB’nin doğal sermayesini korumayı, geliştirmeyi ve vatandaşlarının sağlığını ve refahını çevreyle ilgili risklerden korumayı amaçlıyor. Avrupa Komisyonu 2050 yılına kadar Avrupa Birliği’nin İklim-nötr kıta olma hedefini ortaya koymuştur.
AB’nin bu süreçteki öncelikleri; çevre dostu teknolojilere yatırım yapılması, sanayide inovasyonun desteklenmesi, özel ve toplu taşıma sektörlerinde ulaşımın temiz, ucuz ve sağlıklı alternatifler ile sunulması, enerji sektörünün karbonsuzlaşması ve yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, binaların enerji verimli hale getirilmesi olarak sıralanıyor.
Mutabakat çerçevesinde “karbon sınır vergisi- sınırda karbon düzenlemesi – SKD” uygulanması planlanıyor.
Bu çalışmalar, Sınırda Karbon Düzenlemesi kapsamında alınması beklenen karbon vergisi gibi çeşitli caydırıcı yaptırımlar içeriyor. Sınırda Karbon Düzenlemesi ile Türkiye dahil AB ile ticari ilişkisi bulunan tüm ülkeleri yeni ekonomik norm, süreç ve yaptırımlar beklemektedir. Avrupa Birliği, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı ve dolayısıyla, bu dönüşüm Türkiye’yi son derece yakından ilgilendiriyor.
Yeşil Mutabakat ve Sınırda Karbon düzenlemelerine istinaden AB-ETS (Emisyon Ticaret Sistemi) alt yapısı ülkemizde hazırlanmaktadır. Karbon vergilendirme ve emisyon azaltım çalışmalarına başlanmıştır.
SKD mekanizmasına ilişkin teklif, Avrupa Komisyonu tarafından 14 Temmuz 2021 tarihinde yayımlanmıştır. Komisyon tarafından uygulamanın, 1 Ocak 2023 tarihi itibarıyla 3 yıllık mali yükümlülük getirmeyen bir geçiş dönemi ile başlatılması önerilmektedir.
Yayımlanan taslak ile, SKD mekanizmasının tasarımı, sektörel kapsamı ile uygulama usul ve esasları açıklanmıştır.
Bu kapsamda, mevzuat taslağında, SKD mekanizmasının AB Emisyon Ticaret Sistemine (ETS) paralel bir sistem olacak şekilde kurgulandığı; SKD mekanizmasına tabi olan seçili sektörlerin
ise demir-çelik, çimento, alüminyum, elektrik ve gübre olarak belirlendiği görülmektedir.
Bununla birlikte, bir üçüncü ülkenin AB’nin ETS’sine tamamen entegre olması veya herhangi bir üçüncü ülke ile AB arasında emisyon ticaret sistemlerini bağlayan bir anlaşma imzalanması durumunda, ilgili ülkelerin düzenlemeden istisna tutulabilmesi imkanının getirilmesi; ayrıca, AB’nin üçüncü ülkeler ile, karbon fiyatlandırma mekanizmalarının dikkate alınmasını sağlayacak anlaşmalar yapma olanaklarının da araştırılmasının hedeflendiği anlaşılmaktadır.
Yeşil mutabakat kapsamında gerçekleştirilecek eylemlerin enerji, ulaşım, sanayi, finans, gıda ve dijital endüstri piyasaları dönüştürmesi beklenmektedir.
Yeşil Mutabakat’ adını verdiği bu yeni büyüme stratejisi, sanayiden tarıma, ulaştırmadan enerjiye “karbonsuz bir ekonomi” modeli getirirken, ticareti de yeniden şekillendirecek.
Bu nedenle çok önemli bir sürece girilmektedir. Ticaret Bakanlığı tarafınca da eylem planları açıklanmıştır.
Eylem Planında, (1) sınırda karbon düzenlemeleri, (2) yeşil ve döngüsel bir ekonomi, (3) yeşil finansman, (4) temiz, ekonomik ve güvenli enerji arzı, (5) sürdürülebilir tarım, (6) sürdürülebilir akıllı ulaşım, (7) iklim değişikliği ile mücadele, (8) diplomasi ve (9) Avrupa Yeşil Mutabakatı bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri başlıkları altında belirlenen hedeflere ulaşılması amacıyla hayata geçirilecek eylemlere yer verilmiştir. Bu çerçevede, Eylem Planı 9 ana başlık altında toplam 32 hedef ve 81 eylemi içermektedir.
Bu süreçte tüm enerji, çimento ve yapı sektörü, tekstil sektörü, tarım ve gıda sektörleri, sanayi sektörleri, perakende sektörleri, finans sektörleri etkilenmektedir.
Özel sektöre önemli bir rol düşmektedir;
– Avrupa Birliği Emisyon Ticareti Sistemi, düşük karbon ekonomisine geçişi tamamlamayan sektörlere ek karbon maliyeti getirecek,
– Türkiye Paris Anlaşması’nı onaylamadığı için, AB ile gerçekleştirilecek serbest ticaret anlaşması gibi anlaşmalarda zorluklar yaşanacak,
– Mutabakat Türkiye’nin düşük karbon ayak izli üretimini avantajlı konuma getirerek Türkiye’nin AB ülkelerine daha kolay ihracat yapmasına yardımcı olabilir,
– Özel sektörün finansmanını mobilize ederek ülke ekonomisinin gelişimine katkı sağlayabilir,
-Üretimde karbonsuzlaşma süreci ile birlikte güçlenecek teknoloji ve finans sektöründe, yeşil teknoloji yatırımları ve sürdürülebilir finansman modelleri gibi önemli fırsatlar yaratılabilir.
Karbon emisyonları konusunda adil bir ortam ve mevzuat oluşturulmalı, endüstriyel dönüşüm gündemi yatırımlar için olanak sağlanmalıdır.
Avrupa Yeşil Mutabakatı’na Hazırlanmak İçin Ne Yapabilirsiniz?
Hem Avrupa Yeşil Mutabakatı hem de Sınırda Karbon Düzenlemesi firma ve sektörlerin sebebiyet verdiği karbon emisyonlarını hedef almaktır. Bu sebeple, etkin bir karbon yönetimine sahip olabilirsiniz.
Potansiyel maliyet risklerinizi minimize etmek için belirtilen adımları uygulayabilirsiniz.
1. Karbon Ayakizinizi Hesaplayın
Beklenen düzenlemeler şuan sadece kurumsal karbon ayakizlerini kapsamaktadır. Fakat, ilerleyen süreçlerde ürün karbon ayakizinin de hesaba katılması beklenmektedir. Bu sebeple, kurumsal karbon ayakizi ve ürün ayakizi hesaplamalarınıza başlayarak, karbon yönetiminin en önemli adımını atabilirsiniz.
2. Karbon Emisyon Maliyetinizi Çıkarın
Hesapladığınız karbon ayakizinizin oluşturduğu potansiyel ek maliyeti ürün, ciro veya performans bazlı hesaplayabilirsiniz. Böylelikle Avrupa Yeşil Mutabakatı düzenlemelerine şimdiden hazırlanabilirsiniz.
3. Strateji Geliştirme ve Optimizasyon
Kurumsal karbon ayakizinizi hesaplayıp raporladığınızda, en önemli adım olan strateji geliştirme, optimize etme, adımını gerçekleştirebilirsiniz. Faaliyet ve süreçlerinizde potansiyel karbon verginizi azaltmak için çeşitli stratejilere uygulayarak efektif risk minimizasyonları yapabilirsiniz.
Sektörel olarak çimento için örnek verilecek olursa azaltıma yönelik;
-Özellikle belediye katı atıklarından üretilen alternatif yakıt kullanımını artırarak CO2 katsayısını düşürülmesi sağlanabilir. Geri dönüşümü mümkün olmayan ve biyokütle atıkların kullanımıyla mümkün.
-Katkılı çimento kullanımının artırılması ve yenilikçi teknolojiler olan karbon yakalama/karbon kullanım konuları da geliştirilebilir.
– İnovasyon ve Enerji verimliliği yatırımları, Atık ısı geri kazanımı. Çimento üretim prosesinde oluşan ve fabrika ana bacasından atmosfere atılan sıcak gazların enerjisi, atık ısı geri kazanımı tesisleri sayesinde elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Hammadde ocaklarında doğayı koruyarak ve yaban hayatının devamını temin ederek doğal rezervlerini koruyarak, Atıkların enerji ve hammadde kaynağı olarak kullanımıyla da döngüsel ekonomiye geçişi sağlanabilir.
COVID-19 krizi sonrası toparlanma sürecinde, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir küresel ekonominin inşası uluslararası toplumun öncelikli gündemi haline gelmiştir.
Yeşil Mutabakat süreci; insanların, doğanın ve tüm canlıların hayatlarına bir şekilde güvenli, daha temiz, yaşanabilir, sağlıklı ve sürdürülebilir devam edebilmesi, üretici ve tüketiciler arasında temiz üretime başlanması güven ilişkisinin korunması açısından bu alanda yapılacak çalışmalar farklı ticari modeller ve tedbirler geliştirilmesine yol açacaktır.
Sonraki Haber İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ GELECEĞİMİZİ NASIL ETKİLEYECEK?
CemenTürk Dergisi
CemenTürk, 2008 yılından itibaren iki ayda bir yayınlanan hazır beton ve çimento sektörüne ait bir sektör dergisidir. AjansGN’nin öncü, yenilikçi ve istikrarlı kimliğiyle sektörel yayıncılığa önemli bir ivme kazandıran CemenTürk, sektörün ortak sesi olmaya devam etmektedir.
Benzer İçerikler
Yorum Yap