1982 Ankara’da doğdum. 2005 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü bitirdim. 12 yıldır İstanbul’da yaşıyorum.
Emrah Öztürk İnşaat Mühendisi / Kalyon Kolin Cengiz İnşaat İş Ortaklığı
“Büyük projeler mühendis yetiştirir, vizyonu genişletir, çalışanları, yüklenici firmaları ve idarelerimizi uluslararası düzeye yükseltir. İnsanları okumaya ve öğrenmeye zorlar. Sınırlarının dışına çıkmak zorunda bırakır. Hem firma bazında hem de çalışan bazında rekabet yaratır. Rekabet de daha kaliteli, daha sürdürülebilir, sürekliliği olan yeni işler, yeni çalışanlar, yeni firmalar kazandırır.”
Türkiye’de alt ve üst yapı olarak katkıda bulunduğunuz projelerle fark yaratan işlere imza atıyorsunuz. Bugüne kadar içinde bulunduğunuz önemli projelerden bahseder misiniz?
Mezuniyetim sonrasında yurt dışı ve yurt içi birçok projede görev aldım. Bunlardan bazıları küçük ve orta ölçekli projelerdi. Öncelikli olarak da üst yapı alışveriş merkezi, endüstriyel tesis ve konut projelerinde deyim yerindeyse şantiye tozu yuttum ve tecrübe edinmeye başladım. Bunların ardından da daha büyük projelerde çalışma şansım oldu. Örneğin; İspanyol bir yüklenici firmanın Türkiye’nin ilk hızlı tren projesi olan Ankara-Eskişehir hızlı tren projesi ve yine Türkiye’nin ilk karayolu boğaz geçiş projesi olan Avrasya Tüneli projesinde Yapı Merkezi & SK ortaklığında görev aldım. Bu projede görev almak benim için ikinci bir okul oldu. Eğitimin tam olarak nerede işe yaradığını bu projede anlamış oldum. Yapı Merkezi’nin sadece kendi işini yapmaya odaklı değil, aynı zamanda ülkemiz ve dünya için iyi mühendis yetiştirme vizyonu olduğunu gördüm. Bu projede görevli onlarca mühendisin en iyisini başaracağını anladım ve ben de elimden geleni ortaya koydum. Bu büyük projenin ilk kazıklarının çakılmasından, çift yönlü araçların geçişine ve Avrupa yakası çıkışına kadar her aşamasında bulunmam benim için çok büyük bir şanstı. Bu şansı da çok çalışarak değerlendirmeye gayret ettim. Her ne kadar firma yöneticilerini doğal olarak çok yakından tanıma imkanımız olmasa bile onların tecrübesi, samimiyeti ve çok geniş vizyonlu yaklaşımlarını almaya ve anlamaya çalıştım. Yapı Merkezi ve Avrasya Tüneli projesi benim için dönüm noktası oldu diyebilirim.
Proje bitiminden sonra Gayrettepe 3. Havalimanı Metro projesi’nde görev almaya başladım. Türkiye’de ilk olarak yapılacak ve toplam tünel uzunluğu yaklaşık 75 km olan bu hattın sorumluluğunun üzerimde olması açıkçası ilk etapta beni oldukça heyecanlandırdı ve korkuttu. 5.5 yıl süren bu projenin Kısım Müdürü olarak çalıştım. Bu projede de ilk kazık çakımından tren geçişine kadar tüm projeyi bitirdik. Proje açılmadan 2 ay önce ayrıldım ve tüm sorumluluğu diğer çalışma arkadaşlarımıza devrettim. Son olarak da şu anda yurt dışında ana yüklenicisi Çin menşei bir firmada Kısım Müdürü olarak görev yapıyorum.
Son dönemde yürütülen en büyük ve önemli projelerden biri olan Gayrettepe 3. Havalimanı Metro Projesi’nde görev alıyorsunuz. Bu projenin detaylarından bahseder misiniz?
Bu proje çift yönlü olarak yaklaşık 75 km’lik tünellerden oluşuyor. 9 adet istasyon yapısı olacak. Gayrettepe bağlantısı haricinde havalimanında 3 adet istasyon, Göktürk ve Kemerburgaz, Kağıthane yerleşim yerlerinde 1’er adet istasyon, Hasdal’da yine Kolin İnşaat’ın üstlendiği İstanbul Üniversitesi Hastane projesinde 1 istasyon ve havalimanına yakınlığı ve ilerde çok büyük bir yerleşim yeri olarak planlanan İhsaniye’de 1 istasyondan oluşmaktadır. Proje kapsamında aç-kapa yapıları, TBM tünelleri ve NATM tünelleri bulunuyor. Aynı zamanda tünelin kısa bir bölümünde de paylatmalı kazı (Drilling and Blasting) da yapıldı. 1.2 milyar Euro bedelli olan projede pikte 5.000’den fazla çalışan istihdam etti. Büyük bir istihdam sağlandı. Aynı Avrasya Tüneli gibi Ulaştırma Bakanlığı AYGM proje – si olan Gayrettepe 3. Havalimanı projemiz de kısa sürede tamamlandı. Kalyon Kolin Cengiz İnşaat Ortak girişimi olan projede özellikle ortakların büyüklüğü ve AYGM’nin desteği ile proje çok kısa bir zamanda arz edilecek. Bütün dünyada havalimanlarında aranan ilk ulaşım aracı metrodur. Özellikle iş ve turizm amaçlı gelen herkes öncelikle gidilecek yerde ulaşım araçlarını dikkate alır. Havalimanımızın klasmanına yakışır şekilde bir metro projesi de Ulaştırma Bakanlığı AYGM ve bu projeyi teknik ve maddi olarak karşılayabilecek Kalyon Kolin Cengiz İnşaat ortaklığı ile tamamlanmış olacak.
Proje bünyesinde gerçekleştirilen çalışmalarla birçok farklı alanda verimlilik artışı ve tasarruf sağlanmış durumda. Bu detaylar nelerdir?
Bahsettiğim gibi havalimanın büyük ulaşım ihtiyacını karşılayabilecek seviye ve kapasitede bir proje oldu. Türkiye’nin en hızlı metro projesi diyebiliriz. Tasarım hızı 130 km/h olan proje, reelde 120 km/h hızla geçiş yapacak. İstasyonlar arası mesafenin uzunluğu bu ivmeye izin veriyor ve buradaki amaç sadece yolcu taşımak değil. Yolcuyu hızlı bir şekilde taşımak. Bir metronun bu uzunluktaki bir hattı 30 dakikada tamamlaması çok önemli. Proje açıldığında araç yükü azalacak ve ilk etapta karbon salınımız da düşecek. İstanbul’un en önemli olan trafik yoğunluğunu azaltacak. Bu da hem çevreye hem de ekonomimize büyük bir katkı sağlayacaktır. Biz bir petrol ülkesi değiliz. Bizim enerji potansiyelimizi güneş, rüzgar ve deniz hareketinden alma imkanımız var. Demiryolu ağlarını ve altyapımızı artırmalı ve bunların yanında da enerjilerini daha sürdürülebilir olanlardan kullanma yoluna gitmeliyiz. Dünyanın yeni trendi sürdürülebilirlik ve bu trend ileride tüm ülkelerin rekabetini artıracak ana konu olacak. Bu bağlamda projemiz ilk etapta trafik yükünü alacak. Aynı zamanda Hasdal’da inşa edilen hastane projesi de tamamlandıktan sonra şehrin içindeki trafiği ve ulaşım problemini de sırtlayacak. Projenin hızı, bağlantı noktalarının tercihi, istasyon lokasyonlarının tercihleri tam isabet denilecek düzeyde.
Gayrettepe Metro projesinin devamı olan ve 1-2 yıl içinde açılacak olan Havalimanı-Halkalı Metro projemizle de birleşince özellikle turizmin de artacağını düşünüyorum. Hem sürdürülebilirlik hem turizm artışına sebep olacak projelerimiz ülke ekonomisine çok büyük katkıda bulunacaktır.
Projede birçok farklı paydaşın katkısı ve desteği ile hareket edilerek önemli başarılara imza atılıyor. En dikkat çekici ve inşaat sektöründe ilk ve en özellikleri taşıyan unsurlar nelerdir?
Projede birçok unsur var ancak özellikle benim sorumluluğumda olan alanlardan bahsetmek istiyorum. Bu proje, tasarımından uygulanmasına kadar hep ilklerle doludur. 120 km/H ile Türkiye’nin en hızlı ilk metro projesidir. Türkiye’de alt yüklenici marifetsiz hazır beton tesisi kullanmadan 4 beton santrali ve 3 tünel enjeksiyon santrali ile 7 santral işletmesini kendi bünyesinde kurup işleten ilk metro projesidir. 1.5 milyon m3 beton üreten ve yasal koşullara uygun olarak nakliyesi ve taşıma prosedürleri tamamlayan ilk metro projesidir. Yine Türkiye’de beton agregası üretmek için taş ocağı işletmesi yaparak kendi agregasını üreten ve 1.5 milyon ton agrega üreten ilk projedir. Türkiye’de segment üretiminde betonlarda ilk cüruf kullanan ve betonlardaki durabilite koşullarını şartname normları haricinde standartları da dikkate alarak uygulayan ilk metro projesidir. İstanbul’daki kendinden sonraki diğer metro projelerinde ilave mineral katkılar ile segment üretimi ile durabilite koşullarının sağlanması gerektiğini ortaya koyan ve Avrasya ve Marmaray projelerindeki kıstasları şartname üzerinde kullanan ilk metro projesidir. Proje 50 adet beton tasarımı ile tamamlanmıştır. Her bir kalıcı yapı beton tasarımlarında durabilite koşulları sağlamıştır. Klor migrasyon, iyon penetrasyom, rapid Clor, su emme, basınç dayanımları, uzun süre basınç dayanımları, alkali slika reaksiyonları ve diğer önemli test ve kontoller ile taze ve sertleşmiş beton sürekliliği sağlanıp 30 km’lik mesafelere yasal taşıma tonajlarında 7-7.5 m3 beton miktarları ile taşıma yapılmış ve İstanbul’un zorlu trafiğinde 3500 m3 /gün beton dökümleri gerçekleşmiştir.
Toplamda aynı gün içerisinde 75 km’lik hat üzerinde 20 farklı noktaya İstanbul trafiği dikkate alınarak sevkiyatlar kendi ekip ve ekipmanlarımız ile yapılmıştır. 1-1.5 saat trafikte beton taşıma, 70 metre derinlikteki şaftlara düşey beton aktarımları, tünel içi beton sevkiyatları ardından 100 metreden fazla tünel içi pompalama sonrası betonun istenilen yere ulaştırılmasında birçok zorlu ortam ve hava şartlarına maruz kalan betonlar için 4 saat Life time öngörülmüş ve tasarımla buna göre yapılmıştır. Tasarımlar İTU laboratuvarlarında teyit edilmiştir.
TBM Segment üretimlerinde Türkiye’de ilk 5 farklı sınıf ile tünel statik yük koşullarına göre bu sınıfların ayrımları kalite normlarına göre tamamlanmıştır. 2 adet segment fabrikası kurulan ve tek seferde 55 bin segment üreten ve üretimlerinde kendi betonlarını kullanan ilk metro projesidir. Yüksek durabilite koşullarını sağlayan ve işveren gerekliliklerinin üzerinde tasarımlar yapılmıştır. 4 adet ve günlük 3500 m3 beton miktarını karşılayacak hacme sahip tamamen kendi bünyesinde laboratuvar işletmesi yapılan ilk projedir.
Departmana bağlı olan toplamda 300 kişilik bir kadro ile tüm işletme ve kalite kontrol süreçleri tamamlanmıştır. Taş ocağında toplam 2 adet dik milli ve konik kırıcılı bantlar kullanılmış, taş tozu yıkama tesisi ayrı bir bölge üzerinde kurulmuştur. Günlük ortalama 3000 ton kapasite üretim yapılmıştır.
Yıkama tesisi üretimleri stoklanmış ve yıkanmış taş tozlarının hava ve ortam koşullarından etkilenmesi engellenmiştir. Proje maksimum kapasitesinde 45 adet mikser 14 adet büyük ölçekli pompalar kullanılmıştır. Tüm araç takipleri özel bir program araç takip sistemleri ile yapılmıştır. Mazot, lokasyon, çalışma durumları sarfiyatı vs. araçlar TV ekranları üzerinden 24 saat boyunca izlenmiştir. Tüm kayıtlar tutulmuş ve fayda-maliyet değerlendirmeleri yapılmıştır. Projeye kendi üretimlerini kendisi yaparak milli servet değerini yükseltmiş ve milyon dolar seviyesinde dış alımlara göre tasarruf sağlamıştır.
Gayrettepe-Havalimanı Metro, 120 km/H ile Türkiye’nin en hızlı metro projesidir. Türkiye’de alt yüklenici marifetsiz hazır beton tesisi kullanmadan 4 beton santrali ve 3 tünel enjeksiyon santrali ile 7 santral işletmesini kendi bünyesinde kurup işleten ilk metro projesidir. 1.5 milyon m3 beton üreten ve yasal koşullara uygun olarak nakliyesi ve taşıma prosedürleri tamamlayan ilk metro projesidir.
Dev ve mega projelerde fark yaratan unsurlar nelerdir sizce?
Öncelikle farkındalık yaratır. Büyük projelerde çalışanlar yaptıkları için farkına varırlar. Bu tarz projeler, idaresinden müşavirine, yüklenicisinden tasarımcısına kadar “Evet bu büyük bir proje, her konuya dikkat etmeliyiz.” dedirtir. Büyük projeler mühendis yetiştirir, vizyonu genişletir, çalışanları, yüklenici firmaları ve idarelerimizi uluslararası düzeye yükseltir. İnsanları okumaya ve öğrenmeye zorlar. Sınırlarının dışına çıkmak zorunda bırakır. Hem firma bazında hem de çalışan bazında rekabet yaratır. Rekabet de daha kaliteli, daha sürdürülebilir, sürekliliği olan yeni işler, yeni çalışanlar, yeni firmalar kazandırır. Kısacası büyük projeler, akılcı projeler her yönden kazançtır.
Bir projeyi tasarlarken en zorlu aşaması size göre nedir? Projelerin oluşturulması aşamasında en zorlu bölümler neler oluyor?
Devletin karar vermesi, şehircilik ve planlamanın bunu yapalım demesi bence en zor aşama. Devletin bütçe ayırması ve planı yapması, karar vermesi, ihtiyaçlar dahilinde kazanç sağlayacak adımlara yönelik hareket etmesi ve buna karar vermesi en zorlu süreç.
İkinci adım da, “Bu projeyi kim yapabilir?” kararı çok önemli. Yukarda bahsedilen işleri herkes yapamaz. Bunu çok net söylüyorum. Bu işler herkesin harcı değildir. Sadece maddi olarak değil, firma vizyonu da çok önemlidir. Bu işi yapabilirim diyecek firmalar değil, bu işi yapar denilecek firmalara karar verilmesi de, tasarlamak kadar zor ve risklidir.
Üçüncü olarak bu projeyi çalışanlardan kimler yapabilir sorusu var. İşte burada da tecrübe devreye giriyor. Projemizi bitiren bütün çalışanların yönetimi ve onlara karar verilmesi de çok önemli bir aşama.
Bu yukardaki sorulara doğru karar verilmesi, geriye kalan tüm işlerin zamanında, kaliteli ve normlarına, işveren taleplerine uygun bir şekilde bitmesine yol açar. Bu soruların doğruluğu, teknik olarak tüm zorlukların da bertaraf edecek hususlardır.
CemenTürk Dergisi
CemenTürk, 2008 yılından itibaren iki ayda bir yayınlanan hazır beton ve çimento sektörüne ait bir sektör dergisidir. AjansGN’nin öncü, yenilikçi ve istikrarlı kimliğiyle sektörel yayıncılığa önemli bir ivme kazandıran CemenTürk, sektörün ortak sesi olmaya devam etmektedir.
Benzer İçerikler
Yorum Yap