KÜB ( Katkı Üreticileri Birliği) depremle ilgili bir değerlendirme yaparak Türkiye’de deprem kaynaklı yıkım tehdidinin her zaman güncelliğini koruduğunu ve yapıların dayanıklılığını artıran ve servis ömrünü uzatan beton katkılarının kullanımının hayati önem taşıdığını açıkladı.
Birlik tarafından yapılan açıklamada Türkiye Deprem Tehlike Haritası incelendiğinde ülke nüfusunun büyük çoğunluğunun deprem riski yüksek bölgelerde yaşadığı ve son olarak Ege’de yaşanan depremin telafisi imkânsız kayıplar yaşattığı belirtildi. 17 Ağustos depremi başta olmak üzere son 20 yılda Türkiye’de gerçekleşen yıkımların sonuçları incelendiğinde düzensiz yapılaşma, denetimsiz binalar, standart dışı beton kullanımı ve yapı malzemelerindeki kalitesizlik, kullanım amacına uyulmayan yapılar, statik hatalar ve korozyon gibi önemli etkenlerin ön plana çıktığının vurgulandığı açıklamada yapılaşmanın bilgi birikimi, tecrübe ve teknoloji ile gerçekleştirilmesi gerektiğinin altı çizildi.
Açıklamanın devamı şöyle; “Deprem olgusu birlikte yaşamak zorunda olduğumuz bir gerçek olsa da sahip olduğumuz bilgi birikimi, tecrübe ve teknoloji çaresiz kalmamamızı, bilimsel çözümler üretmemizi sağlamaktadır. Depreme karşı teknoloji üreten sektörlerin, dayanıklı yapı çalışmalarına destek verilerek yenilikçi açılımlar getirilmelidir. Yapı Kimyasalları bu sektörlerden biridir. Yüksek dayanım ve dayanıklılık veya başka bir ifade ile yüksek kaliteli betona yapı kimyasalı kullanımı ile ulaşılabilir.
Yapıların deprem güvenliklerinin sağlanmasında iki farklı aşama söz konusudur. Bunların ilki depreme dayanıklı olarak tasarlanmış yeni yapıların inşa edilmesidir. Betonun, yapının taşıyıcı sistemini oluşturan en önemli malzemelerden biri olması, dayanımı ve dürabilitesi yüksek betonların kullanılmasını zorunlu kılar. Betonun ana karakterini belirleyen en önemli etkenlerden biri ise beton içerisinde kullanılan kimyasal katkı malzemeleridir. Katkı malzemeleri, betonların çok daha yüksek performanslı ve dürabiliteli olmasını sağlayarak yapı kalitesinin artırılmasında çok önemli bir rol oynamaktadır. Yine su geçirimsizlik katkılarıyla donatı korozyonunun önüne geçilerek üretilen kaliteli beton sayesinde uzun ömürlü ve sağlam yapıların yapılması mümkün olacaktır.
Yönetmeliklere uyularak projelendirilen bir yapının inşasında, proje sürecinde tanımlanan kalitede malzemelerin kullanılmaması veya yanlış uygulanması, yapıların deprem hareketi altında öngörülen davranışı gösterememesi ve ağır hasarlar alması sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle yapıların inşası sırasında kullanılacak malzemelerin yüksek kalitede olması çok önemli bir etkendir.
Son dönemlerde meydana gelen depremlerde görülmektedir ki, ülkemizde yeni yapıların depreme dayanıklı tasarlanmasının ve inşasının gerekliliğinden önce ana sorun, mevcut yapı stokunun deprem güvenliliğinin sağlanması ve sağlıklı kentsel dönüşüm olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple hızlı bir plan dahilinde yüksek riskli alanlardan başlamak üzere kamu-özel sektör-STK işbirlikleri ile yenileme ve güçlendirme projeleri hayata geçirilmelidir. Hem can kayıplarının önüne geçilmesi hem de ekonomik açıdan zarar görmemek adına başka bir olasılık bulunmamaktadır.
Derneğimiz (Beton ve Harç kimyasal katkı maddeleri üreticileri), Kimyasal katkı maddelerinin üretiminin evrensel kalite ölçülerine, ulusal ve uluslararası standartlara uygun olarak, kamu ve toplum yararı doğrultusunda gerçekleştirilmesine katkıda bulunmaktadır. KÜB ( Katkı Üreticileri Birliği), ülkesine ve insanlarına karşı duyduğu sorumluluğun altında sürekli çalışarak yaşam kalitemizi yükseltmeyi amaç edinmiştir.”
Önceki Haberİnşaat sektörü yılın son dönemine hızlı girdi
CemenTürk Dergisi
CemenTürk, 2008 yılından itibaren iki ayda bir yayınlanan hazır beton ve çimento sektörüne ait bir sektör dergisidir. AjansGN’nin öncü, yenilikçi ve istikrarlı kimliğiyle sektörel yayıncılığa önemli bir ivme kazandıran CemenTürk, sektörün ortak sesi olmaya devam etmektedir.
Benzer İçerikler
Yorum Yap