İlker Koç / Akçansa Hazır Beton, Agrega Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı
Ümit Çetin / Akçansa Çimento Satış, Pazarlama ve İş Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı
Akçansa başlattığı ‘Green For Cement’ ve ‘Green For Concrete’ sürdürülebilir ürün hareketi ile sürdürülebilirliğe yeni bir boyut kazandırıyor. İklim değişikliği ile mücadele kapsamında alternatif hammaddeleri kullanarak düşük klinkerli ve düşük karbonlu yeni ürünler geliştirme yönünde yeni bir girişim başlatan Akçansa, daha düşük CO² ayak izine sahip çimento ve beton üretimi için emin adımlarla ilerliyor.
Akçansa, yeni başlattığı ‘Green For Cement’ ve ‘Green For Concrete’ sürdürülebilir ürün hareketi ile sürdürülebilirliğe yeni bir boyut kazandırıyor. Bu iki yaklaşımın detaylarından bahseder misiniz?
Ümit Çetin: İklim değişikliği ile mücadele kapsamında alternatif hammaddeleri kullanarak düşük klinkerli ve düşük karbonlu yeni ürünler geliştirme yönünde önemli bir girişim başlattık. Çimento ürünlerimiz için CO² Yol Haritası Ürün Planı çalışması hazırladık. Bu plan çerçevesinde her bir fabrikanın mevcut ürün portföyü ve hedef pazar ihtiyaçlarına göre ürün ihtiyaçlarını belirledik ve alternatif yeni ürünlerin geliştirilmesine yönelik planlamaları gerçekleştirdik. Alternatif yeni özel ürünler (düşük klinker / düşük karbon) için laboratuvar ölçekli Ar-Ge çalışmaları yaptık. Potansiyeli yüksek yeni ürünlerin endüstriyel ölçekte pilot üretim testleri de başarı ile sonuçlandı. Çanakkale ve Büyükçekmece fabrikalarımızda uçucu kül besleme yatırımlarımızın tamamlanmasıyla, düşük klinkerli yeni ürünlerimizi 2023 yılında pazara sunduk.
İlker Koç: Hazır beton tarafında da ana hedefimiz düşük karbonlu ve yüksek performanslı ürünler geliştirerek sektöre liderlik etmek. Aldığımız aksiyonlar sonrasında betonda öğütülmüş yüksek fırın cürufu, uçucu kül gibi malzemeler ve mineral katkılı çimentoların kullanımıyla, daha düşük CO² ayak izine sahip beton üretimi gerçekleştirdik.
İklim değişikliği, çimento sektörünün gündeminde yer alan en önemli konulardan biri. Şirket olarak başlattığınız yeni girişim neleri kapsıyor? Bu girişimle iklim değişikliğine karşı hangi önlemleri alacaksınız?
Ümit Çetin – İlker Koç: Çimento üretimi enerji yoğun bir süreç ve ağırlıklı olarak fosil yakıtların yanmasına dayanıyor. Öte yandan üretim esnasında meydana gelen kimyasal reaksiyonlar da CO² emisyonuna neden oluyor. Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre, çimento üretimi küresel CO² emisyonlarının yaklaşık yüzde 7’sini oluşturuyor. Öte yandan küresel ölçekte çimento talebi de çok yaygın. Gelecek dönemde farklı ülkelerde kentleşme ve altyapı gelişimi devam ederken, çimento tüketiminin artması ve dolayısıyla sektörün karbon ayak izini de artırması bekleniyor. Ancak artan iklim hassasiyeti ile dünya çapında hükümetler, iklim değişikliğiyle mücadele etmek üzere giderek daha katı çevresel düzenlemeler uyguluyor. Çimento üreticileri, karbon emisyonlarını proaktif olarak ele almazlarsa, artan uyum maliyetleri ve potansiyel finansal risklerle karşı karşıya kalabilirler. İklim değişikliği konusunda farkındalık arttıkça, tüketiciler ve yatırımcılar da giderek daha fazla sürdürülebilir ürünler ve çevreye duyarlı uygulamalar talep ediyor. Daha yeşil üretim yöntemlerini benimsemeyen çimento şirketleri için uzun vadede itibar ve finansal riskler söz konusu olabilir. Özetle, üretim süreçlerinin neden olduğu sera gazı emisyonları ve genel çevresel sürdürülebilirlik üzerindeki etkileri nedeniyle küresel gündemin de en önemli konu başlıkları arasında yer alan iklim değişikliği, sektörün de odak noktası olarak konumlandı. İnşaat sektörü, daha düşük klinker oranlarına sahip ürünlerin benimsenmesini teşvik ederek, çevresel etkisini azaltmada ve daha sürdürülebilir ve iklime dayanıklı bir geleceğe doğru ilerlemede önemli ilerleme sağlayabilir. Bu değişim, iklim değişikliğini ele almak; inşaat ve altyapı çalışmalarında doğal kaynakların sorumlu kullanımını sağlamak için de çok önemli. Sürdürülebilir Ürün Hareketimiz, daha sürdürülebilir, daha çevre dostu ve daha düşük emisyonlu çimento ve hazır beton ürünlerimizden oluşuyor. Bu yeni ürünlerimizle emisyonları azaltıyor, inşaat sektörünün daha dirençli ve daha yeşil ürünlere erişimini mümkün kılıyor, alternatif hammaddeleri de değerlendirerek döngüsel ekonomiye ve doğal kaynakların korunmasına katkı sunuyoruz. Bu öncü hareket ile sektörün yeşil dönüşümü için önemli bir adım attığımıza inanıyoruz.
Yeni ürün hareketinizle piyasaya sunulacak ürünlerde hangi özellikler öne çıkıyor?
Ümit Çetin: Akçansa’nın sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda ve müşterilerimizin beklentilerine uygun olarak geliştirdiğimiz ‘Green For Cement’ ürünleri, daha sürdürülebilir ve kaliteli yapılar için tasarlanmış, üstün performanslı çevre dostu çimento ürünleri olarak öne çıkıyor. Düşük karbonlu ‘Actioncem’, çevresel etkilere karşı dirençli ‘Solidcem’ ile yüksek dayanım ve dayanıklılığa sahip ‘Duocem’ sürdürülebilir çimento ürünlerimiz “Green For Cement” ürün kategorisinde yer alıyor.
Duocem’in içeriğindeki yüzde 20’ye varan mineral katkı oranı sayesinde, Portland çimentosuna göre karbon ayak izi yüzde 10 daha azdır. Bu özelliği ile Duocem’i, hem yapı dostu bir ürün hem de sera gazı azaltımına destek olan çevre dostu çimento şeklinde belirtebiliriz. Duocem stabil performans, yüksek incelik (boşluk doldurma etkisi), daha iyi işlenebilirlik ve yüksek kıvam koruma performansının yanı sıra, Portland çimentosu (CEM I 42.5 R) ile eşdeğer dayanım ve dayanıklılık performansı, düşük hidratasyon ısısı (özellikle kütle betonları ve sıcak havalardaki uygulamalar için) gibi özellikleri ile sürdürülebilirliğe katkı sağlayan bir ürün.
Bir diğer ürünümüz Solidcem ise yüzde 21-35 oranında mineral katkı içeriyor. Üretiminde yüzde 15 daha az sera gazı emisyonuna neden olduğu için iklim ve çevre dostu yapısıyla öne çıkıyor. Başta sülfatlı ortamlar olmak üzere zararlı çevresel etkilere karşı yüksek dirence sahip. Kolay işlenebilirlik, uzun süreli dayanım gelişimi gibi üstün özellikleri ile uygulayıcılara kolaylık sağlıyor. Solidcem; inceliği yüksek, zemin güçlendirme (enjeksiyon) uygulamaları için ideal, enjeksiyon sırasında köpürmeme özelliği mevcut, sülfata karşı dirençli, alkali-silika reaksiyonlarına karşı dayanıklı, uygun priz süresine haiz, daha düşük hisratasyon ısısı ve bu nedenle düşük termal çatlak riskine sahip çevre ve iklim dostu bir ürün.
ActionCem yüzde 35-50 oranında mineral katkı içeriyor. Düşük klinker oranı ve düşük karbon ayak izi ile sera gazı emisyonlarının azaltılmasına katkı sağlıyor. Başta sülfatlı ortamlar olmak üzere zararlı çevresel etkilere karşı yüksek dirence sahip. Kolay işlenebilirlik, uzun süreli dayanım gelişimi gibi üstün özellikleri ile uygulayıcılara kolaylık sağlıyor. Tüm bu özellikleri ile ActionCem sürdürülebilir, iklim ve çevre dostu bir ürün olarak konumlanıyor.
İlker Koç: Yeni ürün hareketimizle piyasaya sunduğumuz ürünlerimizde sürdürülebilirlik odaklılık, yüksek performans ve güvenilirlik özellikleri öne çıkıyor. Sürdürülebilirlik konusunda, çevresel etkiyi azaltmaya yönelik önemli adımlar atıyoruz. Karbon ayak izimizi azaltmak için, geleneksel beton üretim yöntemlerine kıyasla daha az çimento kullanıyor ve alternatif bağlayıcı malzemeler tercih ediyoruz.
Sürdürülebilirliğe odaklanırken, ürünlerimizin dayanıklılığından ve performansından da ödün vermiyoruz. Yeni nesil ürünlerimiz, dayanım ve dayanıklılık açısından geleneksel betonlara eşit veya daha üstün seviyede performans gösteriyor. Ürünlerimizin sürdürülebilirliğini, bağımsız sertifikasyon kuruluşlarından aldığımız belgelerimizle tescil ettiriyoruz. Böylece, müşterilerimiz için projelerinde çevresel hedeflerine uygun malzemeleri kullandıklarına dair güvenilir bir seçenek oluşturuyoruz.
Green For Concrete başlığı altında topladığımız sürdürülebilir hazır beton ürünlerimizin öne çıkan özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz. Ecocrete, düşük CO² ayak izini hedefleyen ve kalite hedefleriyle müşteri beklentilerinin tamamının karşılandığı yeni nesil standart hazır beton ürünümüz olarak öne çıkıyor. Tasarımında CEM I tipi çimentolar yerine CEM II, CEM III, CEM IV gibi mineral katkılı (düşük klinkerli / düşük karbonlu) çimentoların ve uçucu kül, öğütülmüş yüksek fırın cürufu, mikro silika gibi mineral katkıların kullanıldığı yapısıyla en az yüzde 15 CO² ayak izi tasarrufu hedefliyoruz.
A+Beton, tüm taşıyıcı yapı elemanları için tasarlanan, durabilitesi yüksek, uzun ömürlü ve sürdürülebilir beton ürünümüz. Zorlu çevresel etkilere maruz kalan bütün yapı elemanlarında, özellikle hidratasyon ısısı yüksek olabilecek kütle betonlarda, yeşil bina projelerinde kullanılabilir.
100+Beton ise, düşük alkalili özel çimento ve mineral katkı kullanılarak üretilmiş, 100 yıl ve üzeri servis ömrü istenilen projeler için geliştirilmiş özel beton ürünümüz. 100 yıllık servis ömrü istenilen yapılar için uygun durabiliteye sahip. Deniz kaynaklı zararlı klor iyonlarının donatıya geçmesine izin vermezken, hidratasyon ısısı kontrol edilebilir ve istenilen yüksekliğe pompalanabilir. Bununla birlikte, tüm bileşenleri geçmişe dönük izlenebilir ve test edilebilir. Tüm bu özellikleri ile Mega Projeler için en uygun ve sürdürülebilir bir çözüm sunuyor.
Bunların haricinde ise sentetik lif donatılı ürünümüz Performix, su geçirimsiz ürünümüz Hidromix, sülfata dayanıklı ürünümüz Solidmix ve yol kaplamaları için geliştirdiğimiz Yolbeton ürünlerimiz hem performans hem de sürdürülebilirlik özellikleri ile öne çıkan, Green For Concrete ürün ailemizin diğer ürünleridir.
Çimento sektöründe düşük karbonlu ürünlerin önemi nedir? Bu ürünlerin çevreye olan etkileri nasıl oluyor?
Ümit Çetin – İlker Koç: Klinker üretimi, kireç taşı ve diğer ham maddelerin CO² salımına yol açacak şekilde çok yüksek sıcaklıklara çıkılarak işlenmesini gerektirir. Çimento üretiminde karbon açısından en yoğun adım klinker üretimidir. Daha düşük klinker oranına sahip çimento kullanılarak, inşaat projeleriyle ilişkili genel karbon emisyonları önemli ölçüde azaltılabilir. Daha düşük klinker oranına sahip ürünler, çimento üretimi ile ilişkili karbon ayak izini ve çevresel etkiyi azaltmaya katkı sunar. Çimentodaki klinker içeriğinin azaltılması, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik küresel çabalarla da uyumludur. Düşük klinkerli çimento kullanarak, inşaat faaliyetlerinin çevresel etkisini azaltabilir ve karbon azaltma hedeflerine ulaşılmasına katkıda bulunabiliriz. Klinker oranı düşürülüp, kireç taşı, kil gibi doğal kaynaklara olan talep azaltılarak sürdürülebilir kaynak yönetimi teşvik edilebilir. Bazı düşük klinkerli çimentolar, endüstriyel yan ürünleri veya uçucu kül, cüruf veya puzolanlar gibi ek çimentomsu malzemeleri içerir. Bu malzemeler genellikle diğer endüstrilerin atık ürünleridir. Bunları çimento üretimine dahil ederek, düzenli depolamayı azaltabilir, döngüsel ekonomiye katkı sunabiliriz. Düşük klinkerli çimentolar bazı durumlarda daha yüksek başlangıç maliyetine sahip olabilse de, uzun vadede maliyet tasarrufu sağlayabilirler. Bu tasarruflar, azaltılmış enerji tüketiminden, çevresel düzenlemelere uyumdan ve iyileştirilmiş itibar ve pazar konumundan gelebilir. Düşük klinkerli çimento kullanmak, inşaat projelerinin sürdürülebilirlik ve çevreye duyarlı uygulamalara bağlılıklarını göstermelerini sağlar. Bu, yeşil bina sertifikalarını karşılamada ve çevreye duyarlı müşterilerin beklentilerini karşılamada faydalı olabilir. Düşük klinkerli ürünlerin kullanımının teşvik edilmesi, çimento endüstrisinde araştırma ve geliştirmeyi teşvik eder. Daha enerji verimli ve çevre dostu olan yeni üretim süreçleri ve teknolojilere yönelim artar. İklim dostu uygulamaları çimento endüstrisine entegre etmek, sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu bir şekilde emisyonları azaltarak, doğal kaynakları koruyarak ve çevresel etkileri en aza indirerek sosyal ve çevresel refaha olumlu katkıda bulunabilir. Bununla birlikte sürdürülebilir uygulamaları proaktif bir şekilde benimseyen çimento şirketleri, rekabet güçlerini artırabilir, operasyonel risklerini azaltabilir ve gezegen için daha sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunabilirler. Çimento endüstrisinin, iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik küresel çabaların ayrılmaz bir parçası olması gerektiğine inanıyoruz.
Hem beton hem çimento tarafında müşterilerinizden nasıl dönüşler alıyorsunuz?
Ümit Çetin: İklim değişikliği ile mücadele kapsamında sektörümüzde çevre dostu örnek uygulamaların sayısı giderek artıyor. Özellikle son yıllarda ülkemizde birçok Yeşil Bina projesi yapıldı. Önümüzdeki yıllarda da bu projelerin artarak devam edeceği öngörülüyor. Sektördeki bu eğilimle birlikte daha düşük karbon ayak izi oluşturan ürünlerin dünyada ve ülkemizde tercih edilmesi kaçınılmaz. Akçansa olarak sürdürülebilir ürünlerimizle sektörümüzün ihtiyaçlarına odaklanarak yeni çözümler üretmeyi amaçladık. Pazara sunduğumuz yeni ürünlerimiz ile yüksek müşteri memnuniyetine ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Müşterilerimizin ürün performansının yanı sıra Akçansa’nın öncülük ettiği çevre dostu ve doğaya saygılı bu değişimin bir parçası olmaktan büyük memnuniyet duyduklarını belirtmek isterim. Sektörümüzün lider şirketi olarak çevreci ve sürdürülebilir ürünlerimiz ile iş ortaklarımız için katma değer yaratmaya devam ediyoruz.
İlker Koç: Müşterilerimizden olumlu dönüşler almaktan mutluyuz. 2030 sürdürülebilirlik hedeflerimiz doğrultusunda attığımız adımların, müşterilerimiz tarafından takdir edildiğini, çözüm ortağı olarak yer aldığımız yeni projeler vasıtasıyla görüyoruz. Yavuz Sultan Selim ve 1915 Çanakkale Köprüleri gibi Mega Projelerdeki ürünlerin tedarikçisi olmaktan gurur duyuyoruz.
Akçansa olarak sürdürülebilir ürün hareketi kapsamında önümüzdeki dönemde ne tür çalışmalar yapacaksınız?
Ümit Çetin – İlker Koç: 2030 yılına kadar yurt içinde satışı yapılan çimento ürünlerimizdeki karbon emisyonlarının yüzde 20 oranında azaltılmasını ve bu amaçla geliştirilecek yeni ürünler ile mevcut düşük klinkerli ürünlerin satış hacmi oranının en az yüzde 100 artırılmasını hedefliyoruz. Bu hedefler gerçekleştirilirken müşteri ihtiyaç ve gereksinimleri göz önünde bulundurularak, referans (mevcut) ürünler ile yeni (klinker oranı azaltılmış) ürünlerin performansları eşdeğer olacaktır. Mevcut her ürüne sürdürülebilir bir alternatif sunarken, üretim ve kalitenin temel performans parametrelerinden ödün vermeden bir optimizasyon yapılmasını esas aldık.
Bu hedeflere ulaşmak için de dünya çapında mevcut ve geliştirilmekte olan tüm sürdürülebilir teknolojileri araştırıyor ve projeler geliştiriyoruz.
Gelecek hedefleriniz neler?
Ümit Çetin – İlker Koç: Gelecek hedeflerimizde önceliğimiz 2030 yılına kadar karbon emisyonlarımızı yüzde 20 oranında azaltmak. Bunun için endüstriyel puzolanlar (uçucu kül, yüksek fırın cürufu v.b.), mineral katkılar, kalsine edilmiş kil gibi alternatif hammaddelerin klinker ile ikame edilmesiyle klinker oranının azaltılması ve diğer taraftan da alternatif yakıtların fosil yakıtlar yerine kullanılmasıyla yanma kaynaklı emisyonların azaltılması hedeflendi.
Uzun vadede ise 2050 net sıfır emisyon hedeflerimiz doğrultusunda, karbon yakalama kullanma ve depolama (CCUS) teknolojilerini araştırıyor, İnşaat Yıkıntı Atıklarının döngüsel ekonomi kapsamında geri dönüşümü konusunda projeler geliştiriyor ve hidrojen ile oksijenin alternatif yakıt olarak kullanımı konularını araştırıyoruz. Bununla beraber, mevcut ve gelişmekte olan teknolojileri takip ediyor, önceliklendiriyor ve planlama dahilinde hayata geçiriyoruz.