Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Feyyaz ÜNAL

Birliğinizin 30 yıldır varlık gösterdiğini görüyoruz. Kuruluş amacınız ve faaliyet alanlarınız nelerdir?
Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği 1989 yılında kurulmuş ve faaliyetlerine başlamıştır. Çimento, cam ve seramik olmak üzere 3 sektörde toplam 2.100’ün üzerinde üyesi bulunmaktadır ve Birliğimiz bu alanda Türkiye genelinde tek İhracatçı Birliği’dir. Avrupa kıtasından Amerika kıtasına, Orta Doğu Ülkelerinden Afrika ülkelerine kadar üyelerimiz geniş bir yelpazeye ihracat gerçekleştirmektedir. Birlik olarak ihracatçılarımızın önünü açacak ve sorunlarına çözüm arayacak çalışmalarda bulunuyoruz. Çimento sektörü adına yurtdışındaki çalışmalarımızı “Turkish Cement” markasıyla yürütmekteyiz. Uluslararası pazarlarda sektörümüzü daha rekabetçi hale getirecek faaliyetleri düzenliyoruz. 
Çimentoda Avrupa’nın birincisi, Dünya’nın ise 4. büyük üreticisiyiz. İhracattaki sıralamamız nedir peki?
Türkiye çimento ihracatında Avrupa’da yine birinci, Dünya’da ise 3. ülke konumundadır. 
İç pazardaki daralmanın çimento firmalarını daha fazla ihracata yönelttiğini görüyoruz. Geçen seneye göre ne kadarlık bir artış oldu. 2019 yıl sonu için öngörüleriniz nedir?
Yılın ilk 6 ayında çimento ihracatımız geçen senenin aynı dönemine göre değer bazında % 45 artış gösterdi. Toplam ihracatımız 443 milyon $ ve 11 milyon tondur. Yıl sonunda da % 30 ihracat artışı yakalamayı hedefliyoruz. 
Kaç ülkeye ihracat yapılıyor ve ilk 5’te hangi ülkeler var?
Çimento ve klinkerin toplamı olarak ele aldığımızda çimento ihracatı 100’ün üzerinde ülkeye gerçekleşmektedir. İlk 5 sırada ABD, Gana, İsrail, Fildişi Sahili ve Kolombiya yer alıyor. 
Üretilen çimentonun % kaçı ihraç ediliyor?
Çimento sektörü hem yurt içindeki talebin tamamına yakınını karşılamakta hem de önemli ölçüde ihracat yapmaktadır. 2018 yılında ihracat 13,76 milyon tona yükselmiştir. 2018 yılında çimento sektöründe kurulu üretim kapasitesi 141,88 milyon ton olup yüzde 53,0 kapasite kullanımı ile üretim 75,24 milyon ton olmuştur.
Türk çimento sektörünün itibarını güçlendiren etkenler nelerdir?
Üst düzey teknoloji kullanımı, Türkiye’nin stratejik konumu, iyi planlanmış yatırım ve fabrikalar ile uzun yıllara dayanan tecrübesi Türkiye’yi rekabetçi kılmaktadır. Üretim gücü ve ürün kalitesinin yanı sıra çevreye duyarlı yaklaşım, iş sağlığı ve güvenliğinde örnek performans da Türk çimento sektörünün uluslararası itibarını güçlendirmektedir. 
Birliğiniz tarafından da desteklenen yakın zamanda yapılan Intercem Konferansı’nın çimento firmalarına katkıları nasıl oldu? Beklentileri tatmin etti mi?
Intercem’in 100. toplantı gibi anlamlı bir organizasyon için İstanbul’u seçmesi ülkemiz adına bizleri gururlandırdı. 32 ülkeden 400 üst düzey temsilci katılım gösterdi. Yaklaşık 80 kişi de ülkemizden iştirak etti. Ulusal ve uluslararası katılımcı açısından Intercem İstanbul konferanslar arasında çok nitelikli bir organizasyona ev sahipliği yaptı. Konferansta çimento sektörünün geçmişi, bugünü ve geleceği, küresel çimento endüstrisini bekleyen gelişmeler gibi önemli bilgileri içeren sunumlar yapıldı ve bu toplantılarda elde edilen bilgiler sektörün vizyonunu genişletmektedir. Konferansın yanı sıra kurulan iş bağlantıları da taraflar açısından verimli geçmiştir.  
Birlik olarak ihracatı artırmaya yönelik firmalara yardımcı ne tür çalışmalarınız oluyor?
Türkiye’de ve dünyada çimento sektöründe ve inşaat piyasasında yaşanan gelişmeleri, sektörümüzün sorunlarını görüşmek ve değerlendirmek üzere her yıl en az 2 defa bütün üyelerimizle biraraya geliyoruz. Üyelerimizden aldığımız görüşlerle oluşturduğumuz sorunlar ve çözüm önerileri hakkında ilgili makamlarla üst düzey temas kurup sorunların çözümü için Türk çimento sektörü adına lobi faaliyetleri yürütüyoruz. Yurt dışında da üyelerimizi, Intercem konferansları gibi uluslararası organizasyonlarda temsil ediyor ve tüm üyelerimizi tanıtıyor, ihracatı artıracak çalışmalar organize ediyoruz. Uluslararası konferanslarda yaptığımız sunumlarda Türk çimento sektörünün gücünü her zaman vurguluyoruz. 
Dünyada ve özellikle Türkiye’de Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünlerinin yapı sektöründeki durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
2018 yılı itibarıyla sektörde 55 entegre tesis ve 22 öğütme tesisi bulunmaktadır.  Üretim alanında istihdam 19.000 kişiye ulaşmıştır. Türk çimento sektörü Türkiye’ye ekonomik değer katmaya devam edecektir. Çimento sektörü madencilik, üretim teknolojileri, lojistik, atık dönüşümü, eğitim, insan kaynakları yönetimi gibi pek çok uzmanlık alanını birleştirmektedir. 
Sektörde yaşanan en önemli sorunlar nedir? Birlik olarak ne gibi çözüm önerileriniz var?
Tarife dışı engel uygulayan ülkelere yönelik Ticaret Bakanlığı nezdinde çözüm üretme çalışmalarımız devam ediyor. Enerji maliyetleri, kömür ödeme vadeleri gibi finansman sorunlarının çözümü için de ilgili Bakanlık ve kurumlarla temas kuruyoruz.
Ekonomide yaşanan daralmaya bağlı olarak inşaat sektörü ile ilgili var olan sıkıntıların birlik olarak size yansımaları nasıl? Ne gibi çözümler üretiyorsunuz?
Dünya genelinde son 10 yıldır fiyatlarda bir dalgalanma söz konusu. Ancak önümüzdeki dönemde ihracat fiyatlarında yukarı yönlü bir hareket bekliyoruz. Küresel piyasalardaki fiyatlamayı belirleyen çok fazla etken var ve bunlar bir noktada dengeye oturacaktır. Türk çimento sektörü olarak bizler pazar payımızı artırmaya odaklanıyoruz ki küresel fiyatların arzu edilen seviyeye gelmesiyle beraber miktar bazındaki artışı, değer bazında daha net bir şekilde ortaya koyabilelim. İç pazarda da çimento endüstrisi özverili bir tedarikçidir. Yaşanan kur artışı, enerji maliyetleri, hammadde ve finansman maliyetlerinden etkilenmesine rağmen enflasyonu artıracak adımlardan kaçınan örnek bir sektördür. 
Sizce iç pazardaki daralma ne zaman ve nasıl normale döner? 
Geçtiğimiz yıl sağlanan vergi avantajları ve çeşitli kampanyalar konut satışlarındaki düşüşü sınırlı tutan gelişmeler olmuştu. Son veriler Türkiye genelinde konut satışlarının düştüğünü gösteriyor. Artan konut faizleri, alım gücünde yaşanan düşüş ve geleceğe yönelik kaygılar konut alımlarını bir müddet daha sınırlayacak gelişmeler olabilir. Üreticilerimiz aradaki farkı yurtdışındaki etkinlikleriyle dengeye getiriyorlar.