Tüm dünyada ekonomi her geçen gün farklı bir alana doğru evrilmeye, kendini yenilemeye ve farklılaşmaya devam ediyor. Teknolojide yaşanan her yeni gelişme ile ya yepyeni bir ürün tüketicilere sunulmaya başlıyor ya da var olan bir ürün değişik versiyonları ya da sürümler ile hizmete giriyor. Buna bağlı olarak da üretim şekilleri de farklılaşıyor. Tüm bu döngü içerisinde ise genelde tek bir nokta gözden kaçırılıyor; doğa. Ekonomik faaliyetler başta olmak üzere insanların dünya üzerinde varlıklarını sürdürmeleri için yapılan her işlem ya da atılan her adım günün sonunda doğanın geri döndürülemeyecek şekilde zarar görmesine neden oluyor. Bir yandan doğal kaynaklar tükenirken, sera gazlarının salınımı artıyor ve iklim değişiyor, bir yandan da emisyon oranlarının çokluğu ve artan karbondioksit nedeniyle çevremiz bir daha eskisi gibi olmayacak şekilde tahrip oluyor. Bu gidişatı engellemek ve doğal kaynakları tüketimini azaltarak ekonomik büyümeyi daha geri dönüştürülebilir ve yenilenebilir sistemlerin üzerine kurmak, sera gazlarının doğaya salımını önce azaltma, sonra da bitirmek ve emisyon oranlarını 2050’den sonra sıfırlamak için atılan en önemli adım ise Avrupa Yeşil Mutabakatı.
Avrupa Yeşil Mutabakatı, AB ülkelerinin hazırladığı ve geleceğe daha temiz, yaşanabilir ve iyi bir dünya bırakmak adına atılan bir adım. 2050 yılına kadar sera gazı emisyonunu ortadan kaldırmak, ekonomik olarak büyümenin kaynak kullanımına bağımlılığını değiştirmek hiçbir ve bunu tüm dünyada eş zamanlı olarak uygulamayı içeren bir büyüme planı. Mutabakat sonucunda emisyonun azalacağı ve bunun yanı sıra yeni iş sahaları, imkânları yaratarak insan yaşamının kalitesini artıracağı söylenmektedir. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile sadece çevreyi ilgilendiren yeni bir sistem değil, uluslararası yeni bir ticaret sistemi kuruluyor.
Avrupa Yeşil Mutabakatı farklı kapsamları olan 7 stratejiden oluşuyor;

• Biyoçeşitlilik

• Tarladan Sofraya

• Temiz Enerji

• Sürdürülebilir Sanayi

• İnşaat ve Renovasyon

• Sürdürülebilir Hareket

• Kirliliğin Ortadan Kaldırılması
Bu düzenlemelerin hemen her sektörde yapılması öngörülüyor. Uzmanlar Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere bu bölgeyle ticari ilişkisi olan her yerin ve özellikle karbon emisyonlarının çok olduğu çimento, yapı, inşaat, perakende, tekstil, tarım, gıda, enerji ve sanayinin bu değişimlerden ciddi şekilde etkileneceğini düşünüyorlar.
Karbonsuz bir dünya için adım atılıyor

Karbon nötr Avrupa için, emisyonların dörtte birinden sorumlu ulaştırma sektöründe emisyonların %90’nın 2050’ye kadar azaltılması gerekmektedir. Multimodal taşımacılığı ulaştırma sisteminde karbon azaltım hedefine yardımcı olacaktır. Öncelikli olarak, bugün karayolu ile taşınan iç yük taşımacılığının %75’inin önemli bir kısmının demiryolları ve iç su yollarına kayması sağlanacaktır.

Fosil yakıt sübvansiyonlarının sona ermesi gerekmektedir. Enerjinin Vergilendirilmesi Direktifi revizyonu bağlamında, Komisyon, havacılık ve denizcilik yakıtları dahil olmak üzere mevcut vergi muafiyetlerinin nasıl kapatılacağını yakından inceleyecektir. Havayollarına ücretsiz olarak tahsis edilen AB Emisyon Ticaret Sistemi tahsisatlarının azaltması ve denizcilik sektörünün sisteme dahil edilmesi gündemdedir. 2025 yılına kadar, Avrupa yollarında bulunması beklenen 13 milyon sıfır ve düşük emisyonlu araç için yaklaşık 1 milyon şarj ve yakıt ikmal istasyonuna ihtiyaç duyulmaktadır.
Avrupa Yeşil Mutabakatı, temiz ve döngüsel ekonomiye geçerek kaynakların etkin kullanımını arttırmayı ve biyoçeşitliliği yeniden temin ederek kirliliğin önüne geçmeyi hedefleyen bir eylem planı açıkladı. Bu plan, gereken yatırımları ve mevcut finansman gereçlerinin çerçevesini çizerken nasıl adil ve kapsayıcı bir geçiş sağlanacağını da açıklıyor. Avrupa Birliği 2050 yılında nötr iklim

hedefine sahip. Bu doğrultuda, söz konusu siyasi taahhüdü yasal bir zorunluluğa çevirmek üzere bir Avrupa İklim Kanunu teklifi de sunulmuş bulunuyor. Hedeflenen sonuçlara ulaşmak için ekonominin tüm sektörlerinin harekete geçmesi gerektiğini belirten AB Yeşil Mutabakatı, yapılması gereken girişimleri şöyle özetliyor:

• Çevre dostu teknolojilere yatırım yapmak

• Sanayinin yenilenmesini desteklemek

• Özel ve toplu taşımacılıkta daha temiz, daha ucuz ve daha sağlıklı yöntemler sunmak

• Enerji sektörünü karbonsuzlaştırmak

• Yapıların daha enerji verimli olmalarını sağlamak

• Evrensel çevre standartlarını geliştirmek için uluslararası ortaklarla birlikte çalışmak
AB, yeşil ekonomiye geçiş sürecinden en çok etkilenecek olan taraflara da maddi destek ve teknik yardım vermeyi taahhüt ediyor ve bunu Adil Geçiş Mekanizması olarak adlandırıyor. Bu destek, en çok etkilenen bölgeler için 2021-2027 yılları arasında en az 100 milyar Euro’luk bir kaynağın seferber edilmesini kapsıyor.
Türkiye yeni düzenden nasıl etkilenecek?

Türkiye eğer bunu değerlendirebilirse kendine bir fırsat yaratabilir. Türkiye’nin AB ile iş birliğine devam edebilmesi için tarım, elektronik, plastik gibi birçok sektörde mutabakat tarafından oluşturulan standartlara uyum sağlaması gerekecek. Bunun için sağlam bir yol haritasına ihtiyacı vardır. AYM (Avrupa Yeşil Mutabakatı) standartlarına göre yapılan karbon düzenlemesinde milli gelirde ortalama %3 civarında düşüş yaşanması öngörülüyor.
 

Paylaş

CemenTürk, 2008 yılından itibaren iki ayda bir yayınlanan hazır beton ve çimento sektörüne ait bir sektör dergisidir. AjansGN’nin öncü, yenilikçi ve istikrarlı kimliğiyle sektörel yayıncılığa önemli bir ivme kazandıran CemenTürk, sektörün ortak sesi olmaya devam etmektedir.

Yorum Yap

© 2022 CemenTürk Dergisi - Tüm Hakları Saklıdır.

HAKKIMIZDA

CemenTürk, 2008 yılından itibaren iki ayda bir yayınlanan hazır beton ve çimento sektörüne ait bir sektör dergisidir. AjansGN’nin öncü, yenilikçi ve istikrarlı kimliğiyle sektörel yayıncılığa önemli bir ivme kazandıran CemenTürk, sektörün ortak sesi olmaya devam etmektedir.

Exit mobile version