2016/425 KKD Regülasyonu İle Hayatımızda Neler Değişecek?

Mirey Bonfil / 3M – Kıdemli Uygulama Mühendisi
Bir çoğumuzun iş güvenliği sektörüne atılmasından bu yana yürürlükte olan 89/868/EEC Kişisel Koruyucu Donanım Direktifi, 21 Nisan 2018 tarihinde yerini 2016/425 Kişisel Koruyucu Donanım Regülasyonuna bıraktı. Peki neden böyle bir değişime ihtiyaç duyuldu, hayatımıza ne gibi yansımaları olacak?
İlk olarak direktif ve regülasyon arasındaki farkı anlamak gerekmektedir. Bir regülasyon, bağlı olan tüm üye devletler için geçerli olan ve yayınlanması ile tüm üye devletler için doğrudan uygulamaya geçilen eylemlerdir. Direktif ise, üye devlet tarafından uygulanmalıdır. Her üye devlette ulaşılması gereken belirli amaçları, gereksinimleri ve somut sonuçları belirler. Üye devletler tarafından uygulanması için bir süreç belirler. Ulusal makamlar, bu amaçları yerine getirmek için her bir direktifte belirtilen tarihe kadar mevzuatlarını oluşturmalı veya uyarlamalıdır.
Türkiye mevzuatında bulunan “Kişisel Koruyucu Donanımlar Yönetmeliği” de, 1 Mayıs 2019 tarihli resmi gazetede 2016/425 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü dikkate alınarak Avrupa Birliği mevzuatına uyum çerçevesinde güncellenmiş ve 29/11/2006 tarihli ve 26361 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği (89/686/EEC) yürürlükten kaldırıldığı beyan edilmiştir.
Bu süreç neden gerekliydi? 89/686/EEC KKD Direktifi 21 Aralık 1989 tarihinde kabul edildi yani bundan tam 30 sene önce… ve Temmuz 1995 tarihinde tam olarak geçerli hale geldi. Bu durumda, piyasa gözetimini iyileştirmek, kaliteyi ve ürün uygunluk değerlendirmelerinde tutarlılığı artırmak ve böylece ürünlerin ve kullanıcıların güvenliğini arttırmak, gelişen teknoloji/çağa uyum sağlamak ve mevcut iş uygulamaları ile uyumlu hale getirilmek adına böyle bir değişikliğe gidilmesi kararı alındı.
Bu değişimdeki en büyük farklılıklar nelerdir?
Buradan da anlaşılabileceği gibi, en büyük değişikliklerden birisi işitme koruma ekipmanlarının kategorisinin değişmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu değişimle beraber, yasal olarak değişecek iki unsur mevcut olsa da asıl önemli olan konu, uygun kulak koruyucu donanımın nasıl seçilmesi gerektiğidir. Bu iki unsuru açmak gerekirse, Kategori II’den Kategori III’e geçiş ile, 1- Yıllık üretim tesisi denetimleri gerekliliği ortaya çıkmış; 2- Ürün üzerindeki CE işaretine Onaylanmış Kuruluş numarasını ekleme gerekliliği (CEXXXX) gelmiştir.
Günlük kullanım söz konusu olduğunda Mart 2016 tarihinde güncellenmiş versiyonu yayınlanmış olan EN 458:2016 “İşitme Koruyucuları-Seçimi, Kullanımı, Korunması ve Bakımı için Tavsiyeler-Kılavuz” standardının incelenmesini öneririz. Bu standart Türkiye’nin de kabul ettiği ve TS EN 458 olarak, uygun ve yeterli sönümleme değerlerinin nasıl hesaplanması gerektiğinden, diğer KKD lerle uyumun öneminden ve işitme koruyucuların doğru takılmasına kadar birçok farklı konuda kılavuzluk eden bir standarttır. Ayrıca yine bu standart içerisinde, kulak koruyucuların fit olması yani kulak yapınıza ve/veya kulak kanalınıza ne kadar uyumlu olduğunun ya da doğru takmanın/yerleştirmenin de bir o kadar önemli olduğu vurgulanmıştır. Bu nedenle, İngiltere’de ve Amerika’da kendi regülasyonları gereği tüm gürültülü ortamda çalışanlara zorunlu olarak yapılan, çalışanların gürültülü ortama girmeden önce, seçilen kulak koruyucu donanımla fit test yaptırtılıp, uygun ve yeterli olan kulak koruyucusu ile çalışmaya başlamaları ve test sonucu çıkan raporunun bir sonraki fit teste kadar saklanması gerektiğinin önemi de burada karşımıza çıkmaktadır.
Hem yeni regülasyon ile kullanıcı ve ürünlerin güvenliği artarken, hem de EN 458 gibi standartların revizyonu sayesinde teknoloji de kullanılarak doğru ürünün doğru yerde seçilmesi önem kazanmıştır.