Mirey Bonfil
Kişisel Koruyucu Donanım Teknik Koordinatörü
3M
Çimento sektöründe açık alanda yapılan çalışmalar ve yürüyüş yolları çok fazladır. Özellikle çimento sahasında paketleme bölümüne ve hammadde bölümlerine girip çıkan kamyonların, silobasların akşam saatlerinde çalışanların görünürlülüğünü arttırmak için EN ISO 20471 standardına sahip reflektif şeritlerin kullanımı önem kazanmaktadır. Her ne kadar Türkiye’de görünürlüğe karşı reflektifli şerit kullanma oranı artmış olsa da, ne yazıkki ülkemizde halen sadece gri şeritleri reflektif diye belirten kişiler de mevcuttur.
Bir aracın 50 km/saat hızla giderken, ani frene basması sonucu durma mesafesi 58 metre iken, 95 km/saat hızla giderken durma mesafesi 170 metre olmaktadır. Genellikle akşam vakitleri beyaz giyinilirse görünme olasılığı yükselmektedir düşüncesi yanlıştır. Sürücü, beyaz giyen bir kişiyi, kişiye 64 metre kala farkederken, uygun retro reflektif malzeme giyen kişiyi 230 metre uzaktan görebilmektedir. O nedenle, uygun reflektif malzeme giymek, iş güvenliği açısından önem kazanır.
Reflektif malzemeler üretim teknolojileri açısından kendi içlerinde iki gruba ayrılır:
1- Cam Kürecik
2- Mikroprizmatik
Her iki yapıda aslında EN ISO 20471 yüksek görünürlük standardını sağlayabilirken, iç yapıları nedeniyle, mikroprizmatik reflektif malzemeler daha yüksek görünürlük sağlamaktadır. Ancak cam kürecik yapıya sahip olan reflektifler ise, kumaş üzerine yerleştirildiğinde daha yumuşak bir his verir ve tekstil kıyafet ile bir bütün gibi davranır. Her iki üretim teknolojisinin de kendine göre avantaj ve dezavantajları mevcuttur. Çalışılma ortamına ve koşullarına bakılarak, hangi üretim teknolojisine sahip reflektifin tercih edilmesi gerektiğine karar verilmelidir.
Özellikle siklonda şişleme yapanlar, fırın bölgesinde çalışanlar ve kaynak işi ile uğraşanların reflektifleri aleve karşı dirençlilik standardı olan EN 469 standardına sahip olmalı ve bunu belgelendirilmelidirler.
Reflektifli kıyafet giyenlerin genel anlamda iki şikayeti bulunur. Bunlardan ilki, yıkama ile reflektifin görünürlüğünü kaybetmesi ve/veya yırtılıp parçalanmasıdır. Bütün reflektifler EN ISO 20471 standardını alırken, EN ISO 6330 ev yıkaması, EN ISO 31752-2 kuru temizleme gibi farklı testlerden geçerler. Bu testlerin sonucunda 60°C’de ev tipi bir çamaşır makinası ile yıkanması sonucu bu reflektif 20 kere veya 50 kere yıkanmaya uygundur şeklinde sertifikalandırılırlar. Burada en büyük kıstas EN ISO 20471 standardı gereği, reflektif şeritin her yıkanması sonucu retroreflektif özelliğinin özel cihazlarla ölçülüp 100 cd/lux değerini yakalayıp yakalamadığıdır. Eğer ölçüm yapıldığında 100 cd/lux değerinin altına düşüş gerçekleşmiş ise, o reflektif için artık EN ISO 20471 sertifikası geçersiz hale gelmektedir. Bu nedenle, reflektif şeridinizi seçerken, yıkanma sıklığı ve yıkanma şartları da işverenler ve iş sağlığı ve güvenliği mühendisleri tarafından ayrıca irdelenmeli ve ona göre tercih yapılması gereklidir. Ayrıca diğer bir problem olan yıkanma sonucu yırtılma ve hasara uğrama konularında, reflektifin bütünlüğü bozulacağından görünürlük seviyesinde de bir azalma meydana gelecek ve bunun sonucunda, kaza riski artacaktır. İkinci şikayet ise, çalışanların özellikle reflektif şeritlerin geçtiği bölgelerden terledikleri yönündedir. Bu şikayeti ortadan kaldırmak için artık yurtdışında kullanımı çoğalan ve ülkemizde de yeni tanınmaya başlayan segmentli/ şeritli reflektif şeritlerdir. Şeritli reflektif sayesinde hava geçişi daha fazla sağlanacak ve bu da çalışana daha konforlu bir çalışma ortamı sunucaktır. Ayrıca şeritli olmasına rağmen, uzaktan bakıldığında bütünlük bozulmayacağından görünmenin azalması konusunda ekstra bir risk doğurmayacaktır.
Reflektif konusunda doğru ürün seçmek kadar ürünü doğru yerleştirmek de ekstra önem kazanmaktadır. Özellikle yük/ koli kaldırıp indiren kişilerde reflektif şeritin sadece belde olması, kucağında bir koli varken, çalışanı görünmez hale getirecek ve bu ekstra risk doğruacaktır. Bu nedenle, EN ISO 20471 standardında belirtilen Sınıf2 ve Sınıf3 gereklilikleri (Tablo 1) hariç, standart içerisinde yer alan dizayn yönlendirmeleri de dikkate alınmalıdır.
Reflektifler hem kumaşa dikim hem de transfer (üzerine basınç ve/veya sıcaklık) uygulanarak kumaşa tatbik edilebilir. Bu tamamen seçeceğiniz ürün ve kıyafeti yaptırtacağınız firmanın kapasitesine bağlıdır.
Önemli diğer bir konu ise floresan ve retroreflektif arasındaki farkı bilmektir. Normal renkli kıyafetler, kıyafetin üzerine gelen görünür ışınların fotonlarını yansıtıp geri kalan tüm fotonları absorblar. Floresan renkler ise; kıyafetin üzerine gelen görünür ışınların fotonlarını yansıttığı gibi kısa dalgaboyuna sahip fotonları absorblayarak daha uzun daga boyuna sahip olacak şekilde geri yansıtır. Yani UV ışını da görünür ışın dalgaboyuna getirir. Ancak floresan renklerin görünürlüğü sabahları, akşam saatine nazaran daha yüksektir. Retroreflektif malzemeler ise, üzerine gelen ışığı tekrar yansıtarak karşıya iletir. Bu nedenle, akşam görünürlüğü sabaha göre daha yüksek verimlilik sağlar. Bu nedenle, çalışanların kıyafetleri üzerinde hem retroreflektif hem de floresan renk şeritlerin bulunması önerilmektedir. Böylece, görünürlük hem sabah hem akşam artacak bu sayede de görünmemezlikten kaynaklı kaza riski düşecektir.

Paylaş

CemenTürk, 2008 yılından itibaren iki ayda bir yayınlanan hazır beton ve çimento sektörüne ait bir sektör dergisidir. AjansGN’nin öncü, yenilikçi ve istikrarlı kimliğiyle sektörel yayıncılığa önemli bir ivme kazandıran CemenTürk, sektörün ortak sesi olmaya devam etmektedir.

Yorum Yap

© 2022 CemenTürk Dergisi - Tüm Hakları Saklıdır.

HAKKIMIZDA

CemenTürk, 2008 yılından itibaren iki ayda bir yayınlanan hazır beton ve çimento sektörüne ait bir sektör dergisidir. AjansGN’nin öncü, yenilikçi ve istikrarlı kimliğiyle sektörel yayıncılığa önemli bir ivme kazandıran CemenTürk, sektörün ortak sesi olmaya devam etmektedir.

Exit mobile version